Loading documents preview...
mam- Gazâlî
s
Ahire Aleminin
Srlar
I
HSAR YAYINEV
AHRET
ALEMNN SIRLARI /
AHRET
ALEMNN SIRLARI MAM-I GAZÂLÎ Mütercim
Ömer Dönmez
HSAR YAYINEV
:
Hisar
Neriyat
Gazâlî Serisi
Bask
:
:
91 10
TAKDM Aziz Okuyucu,
Büyük müceddid Âhiret âlemiyle
mam
ilgili ilâhi
Gazâlî Hazretlerinin srlan açklayc bir ki-
tabm daha okuyucuya arz ediyoruz. "Her nefis ölümü tadacaktr. Sonra bize döndürüleceksiniz" âyeti kerimesinde belirtildii üzere
yaayan her
insan
ölümü tadacak ve Allah'n hu-
zuruna çkarlarak hesap verecektir. man edip salih amel ileyenler içlerinde ebedi kalmak üzere altlarnda rmaklar akan Cennet köklerine yerletirileceklerdir. ledikleri amellerin olarak, kiminin yüzü bembeyaz güven içinde olacak, kiminin yüzüde simsiyah endie içinde bulunacakdr.
karl
miktar iyilik yapmsa mükâfatn, kim de zerre miktar kötülük yapmsa cezasn
"Kim
zerre
görecektir."
Kul dünyada bütün yaptklarndan sorumludur. Çünkü her ne yaparsa, onu Allah'n kendisine verdii cüz 'i irade ile yapmaktadr. 5
Allah Teâlâ bir kimseye hiç bir eyi zorla yaptrmaz. Kul bir eyi yapmak ister, Allah da onun istei dorultusunda o ii yaratr.
te Âhiret alemiyle ilgili bütün detaylarn incelendii bu kitap uhrevî meseleleri en ince teferruatyla açklamaktadr. Böyle meçhul srlarn kefini
okuyucularmzla paylamak
bizlere sonsuz se-
vinç vermektedir.
Böyle
bir eserin
lah'a sonsuz
hamd
nerini bizlere nasib eden Aleder bu tür nimetlerin
devam-
n niyaz ederiz. Tevfîk Allahtandr.
Mevlüt
6
KARACA
GR
Sürekli var
olmay kendi
ve kendisinden
bakas
nefsine
mahsus klan
için fânilie
hamd olsun. O, ölümü yaratm ve küfür ayrmtr.
hükmeden
Allah (C.C.)'a
ile
islâm
arasn
Hükümlerin tafsilatn ilmi ile izah etmi, ahiret hükmünü de belli bir süre ile kstlanm olan günlerden sonraya brakmtr. Böylece mahlûkatndan dilediini izzet-i ikram ehlinden eylemitir.
Her eyi bilen ve mülkün mutlak sahibi olan Allah (C.C.)'n Resûlü Muhammed (S.A.V.) Efendimize ve onun Cennette bol nimetleri ulaacak olan âl ve ashab üzerine salât-u selâm olsun.
7
ÖLÜM ÇETLER Allah (C.C.) Yüce kitabnda buyuruyor
u
Her
larnzn
nefis
ki:
ölümü tadacaktr. Sonra (yaptkgörmek üzere) bize döndü-
karln
rüleceksiniz."
(Ankebut 29/57)
Bu hükmünü yüce kitabnda üç
yerde ifade
et-
mitir.
Böyle yapmakla Hakk Teâlâ Hazretleri, âlemler için üç ölümü murad eylemitir: a) Dünyevî âleme ait olan ölüm b) Melekût âleme ait olan ölüm Ceberût âleme ait olan ölüm. Birinci gurupta olanlar, Hz. Adem ve onun zürriyeti ile ayrca bütün hayvanlardr. kinci gurupta olanlar, bütün melekler ve cinc)
lerdir.
Üçüncü gurupta olanlar ise, melekler arasndan seçilmi olardandr. Yüce Allah (C.C.) öyle buyurmaktadr: '\
$
4l
Ol
$
'
&
Â
A
*
x
x o
*
^Ul ^j^L-j &^JI ja
8
' 0
'
'\
01
âl
ö\
hem
"Allah
meleklerden,
dan peygamberler
hem de
insanlar-
seçer.
Gerçekten Allah hereyi en iyi iiten ve en iyi görendir." (Hac 22/75) Bunlar Cenab- Hakk'a yakn olan melekler olup Ar' tayan melekler ile Rabbimizin Kur'an'da vasfettii yüce meleklerdir. Allah (C.C.) onlar
övmü ve öyle buyurmu-
tur:
JOxOxx.*xO
x
0x0^.
x ^
O
x
O
£
x
Jxx
Öjj&H VtJ^-JAJ J>j% OJ-ULJI J JA AJ x
x
x
x
^
< A
'
*
* 9A
*
x
x
i *
l
A
°
X
x x
x
x
XX
o
x
x
X
x0 x
x
"Göklerde ve yerde olan bütün varlklar onundur. (Allah'ndr.)
Onun katnda bulunanlar sine ibadet lar)
(melekler) kendi-
etmekten asla çekinmezler (bkmaz-
ve yorulmazlar.
Gece gündüz hep Allah' tebih ederler, usanmazlar." (Enbiya 21/19-20) Bunlar "Hazîretü'l Kuds" ehli denilen ve Ce-
nab- Hakk'n mukaddes Harim-i ismetinde bulunan meleklerdir.
Daima Hakk Teâlâ mazhar olurlar. 9
Hazretlerinin inayetine
Yüce Allah
(C.C.)
öyle buyurmaktadr:
"Eer biz elence edinmek isteseydik elbette onu kendi katmzdan edinirdik." "Yapacak olsaydk öyle yapardk." (Enbiya 21/17)
Onlar Cenab- Hakk'a bu yakîn üzere ölürler. Onlarn Allah (C.C.)'a yakn olmalar ölümlerine
mani deildir.
Bilmi
ol ki;
Dünyevî ölüm
ile ilgili
olarak sana anlattklar-
ma
kulak verip dinlersen ve tabiî Allah (C.C.)'a, onun Resûlüne ve âhiret gününe imann varsa, anlattklarmzdan ibret ve ders alrsn. Benim sana vermek istediklerimin ve anlattklarmn hepsi delililere dayanmaktadr. Söylediklerime Cenab- Allah ahittir. Kur'an- Kerim ve Sahih Hadisler benim söylediklerimi teyid ve tasdik etmektedirler.
HZ.
ADEM'N ZÜRRYET
Allah (C.C.) Hz. Adem'in srtn meshedip kyamete kadar onun neslinden gelecek olanlar çekip çkard.
Onlar Hz. Adem'in
iki
yannda toplad.
10
"
lk topladklarn Hz. Adem'in sa tarafnda toplad.
Daha sonra topladklarn da
sol
tarafnda top-
lad. di.
Allah (C.C.) sa tarafta topladklarna bakverOnlar altn misali idiler.
Yüce Allah (C.C.) buyurdu ki: "Bunlar Cennet'e girecekler. Ben onlara aldrmam. Onlar Cennet ehlinin yapt amelleri yaparak buna hak kazanmlardr. unlar da cehenneme gireceklerdir. Ben onlara da aldrmam. Onlar cehennem ehlinin yapt amelleri yaparak bunu hak etmilerdir." Bunun üzerine Hz. Adem Aleyhisselâm dedi ki:
"YaRabbi!
Cehennem ehlinin ameli nedir?" Yüce Allah (C.C.) öyle buyurdu: "Bana kar irk komak, Peygamberlerimi tekzib etmek, Emir ve nehiylerde kitabmdaki hükümlere isyan etmektir." Adem Aleyhisselâm dedi ki: "Onlar nefisleri ile beraber bana göster. Belki onlar, o kötü amelleri yapmazlar! Bunun üzerine Allah (C.C.) onlar nefisleri üzerine
ahid
tuttu:
11
•"O
I
^
^ >
> O
|/
jl
Oiüip
'
*
lu
Ö
o
*
x
0
c~JI
l^li
s
Jl
(H^t ^
jj
o
^ ur u ^lüi
o ^
O
^M
Jl
^
O
^JLfilj /
o
^
rji ijj^a 01 «
Rabbin Ademoullarnn sulblerinden zürriyetlerini çkarp da onlar, Helislerine ahid tutarak: "Ben sizin Rabbiniz deil miyim?" diye buyurduu vakit onlar da: "Evet "Hatrla
ki,
Rabbimizsin ahid olduk." demilerdi.
Bu ahid tutuumuzun
kyamet
günü: "Bizim bundan haberimiz yoktu, dersiniz diyedir." (A'raf 7/172) Melekleri ve Adem Aleyhisselâm da onlar sebebi,
ahid tuttu. Onlar, Cenab- Hakk'n Rububiyyetini
üzerine tasdik
ikrar
ve
ettiler.
Sonra Yüce Allah (C.C.) onlar kendi mekânlarna geri gönderdi. Onlar, cisimleri olmadan diri bir vaziyette idiler.
Allah (C.C), zürriyetlerini Hz. Adem Aleyhisselâm'n sulbüne iade ettikten sonra onlar vefat ettirdi ve ruhlarn kabzetti. Yüce Rabbimiz, kendi katnda bulunan Ar'n hazinelerinden bir hazine de onlar iskân 12
etti.
Aleyhisselâm'n neslinin devam için onun sulbünden bir nokta ana rahmine düünce, Allah (C.C.) onun suretini rahimde tamamlar.
Adem
Hz.
Nefis orada ölüdür.
melekûtî cevheri ise, cesedi bozulmaktan ve kokmaktan menedilip korunmutur. Hakk Teâlâ Hazretleri kendi ruhundan ona üfledii vakit arn hazinelerinde zamann örtüp gizolan sun tekrar ona ialedii, kendisinden
Onun
alnm
de eder.
Doacak çizgisi
olan çocuk mecbûren bu ilâhi kanun
dna çkamaz.
Nice çocuklar vardr ki, anne karnnda zaman geçirirken anneleri onlarn hareketlerini hissederler ve seslerini duyarlar, ya da duyamazlar. te bu, onun birinci ölümü ve ikinci hayatdr.
ÖLÜM SARHOLUU Allah (C.C.) çocuun dünya hayatndaki günleri dolup vefat ettirinceye kadar ona dünyada ika-
met
süresi verir.
Ona rzkn
takdir eyler.
Dünyevî ölümü yaklat vakit onun üzerine dört melek iner. Bir melek onu sa ayandan çeker. Bir melek onu sol ayandan çeker. Bir melek onu sa elinden çeker. Bir melek onu sol elinden çeker. 13
Belki de meleklerin gelmesinden ve kendi amelinin hakikatim getirmesinden önce melekût aleminin srlarndan bir ölüye malûm olur! Eer lisan pürüzsüz konuuyorsa onlarn varlyla konuacak ve belkide gördüü ey sebebiyle sözü kendi nefsine iade edecektir. O vakit zanneder ki, bu i, eytann iindendir! Sonra sakinleir. Ta ki lisan gerçekleri anlar. Onlar, parmak uçlarna varncaya kadar yeniden bir araya getirilirler.
ksm
Nefis, toz topraktan arnr.
Facir bir kimse
ise,
ruhu rutubetli eylerde
bir-
leerek biraz çamurlar. eriat sahibi Resûlüllah (S.A.V.) Efendimizin anlattna göre ölü zanneder ki, karn diken ile dolmutur ve sanki bir inenin deliinden çkacak gibidir!
Onun nezdinde
sanki gökyüzü, yere yapacak hale gelmitir ve o da sanki ikisinin arasnda kal-
mtr. Bu
duu
sebeple Hz. Kâ'b (R.A.)'a ölümden sorulvakit cevab vermitir:
u
"Sanki bir diken dal gibi insann içine batrlda insan, bütün gücü ile onu çekmektedir!
mtr
Ondan kopan
kopar, kalan kalr."
Resûlüllah (S.A.V.) efendimiz de
mutur:
14
öyle buyur-
"Ölüm sarholuklarndan vardr
ki,
sarholuk klçla üçyüz darbeden daha iddetli-
dir," (Bkz. Buhari-
Meazi
83,
bir
Rikak 42)
O anda cesedi srlsklam terler, Gözleri
baygnlar,
Kaburga kemikleri kabanr, Soluu artar ve rengi sararr.
RESULÜLLAH (S.A.V.)'N BR HAL Bir keresinde Hz. Aie (R.A.) validemiz, Resûlüllah (S.A.V.) efendimizi böyle bir halde
görmütü. Efendimiz, onun odasnda srtüstü yatp uyurken Hz. Aie (R.A.) validemiz onu böyle gördü ve
çok duyguland. Bir yandan göz yalarn da iir söylüyordu:
siliyor
ve bir yandan
"Senin bir kaderine canm feda ederim Korkulan, elem verici eylerden. Bundan önce böyle korkulu hal yoktu Hiç böyle ürperten bir korkuya kaplmamtm.
15
Bana ne oluyor ki, yüzünde görüyorum Boya misali damlalar akt zaman Bir ölüde yüz rengi solduu zaman Senin yüzünün nûrlan etrafa yaylr."
MELEN DARBES Can hulkuma gelince kiinin bir kimse artk konuamaz. Nefis,
göse geldii
vakit iki
dili tutulur.
Hiç-
durum ortaya ç-
kar:
Biri
biyle
udur
ki, nefsin
göüste bulunmas
sebe-
gösü daralr.
Görmez misin ki, insan gösünden bir darbe yedii vakit dehet içinde kalr. Bazen konuabibazen de kanumaa güç yetiremez. Öldürücü yara alan her yaral ölür. Ancak gösünden yaral olan, ölürken de sessiz ölür. kincisi de udur ki, yüksek ateten mütevellid sesin hareketindeki sr bazen yok olur gider ve onun nefsi, iki halden biri üzere deiir durur. Bu haller, yüksek ate ve soukluk halleridir. Atei yok olduu vakit, ite o an ölünün hallerinden çok farkl olur. Bazlarn bir melek, zehirli bir mzrak ile yaralar ve o kii cehennemden bir zehir ile sulanm
lir,
olur.
te o vakit nefis kendisini dar atar ve melek de onu yakalayp zebani 'ye teslim eder. 16
,
Baz
kimselerin canlar çok
yava ve
tatl bir
ekilde alnr.
Can yava yava boaza kadar gelir fakat orada ancak kalbe bal olarak ksa bir süre kalr. te o zaman bir melek, nefsi bir mzrak ile yaralar. Çünkü nefis, bir mzrak ile yaralanncaya kadar kalpten ayrlmaz ve ondan irtibah kesmez. Bu mzran sun, ölüm denizine batan bir ine
olmasdr. O, kalp üzerine konulduu vakit onun srr, dier cesedlerde faydal bir zehir gibi olur. Çünkü hayatn sim, esasen kalbe yerletirilmitir. Birinci yaratl esnasnda orada srrn icra eyler. Bir mütekellimler diyorlar ki: "Hayat, nefsin gayr olan bir eydir." Yani bunun manas,
ksm
nefsin cesedle
karp birlemesidir.
Nefis yükselmede istikrar bulunca ona fitneler
arz
olur.
bütün yardmclarn o kiiye musallat eder ve onlar arac olarak kullamr. Kendi yerine onlar vekil tayin eder. O kii böyle bir halde iken eytann yardmclar ona gelirler. Daha önce dünyada yaayp ölenlerden onun en çok sevdii kiilerin suretine girerler. Ona dünyada bir baba gibi, iblis
Anne gibi, Karde gibi yahut çok samimi nasihat ederler. 17
bir
arkada
gibi
Ona öyle derler: "Ey fülan! Sen öleceksin. Biz senden önce öldük ve bu hususta iin gerçeini senden önce örendik! imdi sen Yahudi olarak öl. Çünkü o, Allah (C.C.) katnda en makbul olan dindir." Eer o kii Yahudi olarak ölmeyi kabul etmeyip bundan kaçnrsa bu sefer dierleri devreye girer ve derler ki: "Sen Hristiyan olarak 51. Çünkü Hz. sa'nn getirdii din, Yahudilik hükümlerini kaldrmtr." Daha sonra bütün milletlerin inançlarn tek tek sayp ona telkinde bulunurlar. te o vakit Cenab- Allah, sapmasn dilediini saptrr.
Yüce Allah
(C.C.) 'n
u kavl-i erifinin manas
budur:
•
"Ey Rabbimiz!
Bizi
doru
yola ilettikten sonra kalplerimizi eriltme. Bize tarafndan Rahmet bala. Eminiz ki, lütfü en bol alan sensin." (Âli
mran 3/8) 18
Yani, bundan önce sen bize iman hidayet eylemitin, ölüm annda da kalplerimizi kaydrma, demektir. Zira, Hakk Teâlâ Hazretleri bir kulunu hidayete ulatrp orada sabit klarsa ona Rahmet-i
lâhi
gelir.
Rahmet-i lâhi' den maksad, CebAleyhisselâm'dr. Çünkü Cebrail rail Aleyhisselâm o kulun yanma gelince, eytan onun yanndan kovulup uzaklatrlr. Ölüm halinde olan kii tebessüm eder. Bu ekilde tebessüm eden kiiye Cenab- Allah'tan bir Rahmet olmak üzere gelen müjdeci melek öyle der: Deniliyor
"Ey
ki,
fulan!
Beni tanyor musun? Ben Cebrail'im te unlar da senin dümann olan eytanlardr.
Sen Hanif
ve Hz.
milleti
Muhammed
(S.A.V.) 'in eriat üzerine öl."
nsan
için
bundan daha
sevinçli
ve
iyi bir
ey
olamaz.
böylece mü'min kulun cann rahat bir ekilde çekip alr. Allah (C.C.) mü'minlerin dualarna örnek te-
Ölüm melei
kil
etmesi /
fi
0
bakmndan öyle buyurmaktadr: O-
4
Q* *
$
0*
o
19
*
*
o}
* O
s* O
v
ki,
"Bize tarafndan Rahmet bala. Eminiz lütfü en bol olan sensin." (Bkz. Ali mran
3/8)
nsanlardan bazlar vardr melek tarafndan vurulur.
ki,
namaz klarken
Bazlar uyurken, Bazlar da bir oyuna taklp kalmken aniden vurulurlar ve ruhlar kabzedilir. Bu ilem sadece bir defa
yaplr.
Baz insanlara da can hulkuma gelince; den,
komularndan yahut çok sevdii
dan daha önce vefat edenler kendisine O anda onun bir sesi olur.
O
sesi insan hariç herkes duyar.
ailesin-
dostlarn-
gösterilir.
Eer
insan
onu duyabilseydi düer baylrd.. Bir ölüden en son kaybolan ey, duyma özelliidir. Çünkü ruh, kalpten ayrlnca görme hassesiyeti bozulur. Fakat
duyma
özellii, nefis kabzo-
luncaya kadar yok olmaz. Bu sebeple Resûlüllah (S.A.V.) efendimiz le
öy-
buyurmaktadr: *
j^j ijw»m oij m
a\
v o asp Jtü*.
\M
Ölülerinize Kelime-i ehadeti (yani) Allah (C.C.)'dan baka ilâh ve Muham-
olmadn 20
med (S.A.V.)'in de Allah (C.C.)'n peygamberi olduunu telkin ediniz." (Bkz. Müslim-Cenaiz 1/2 - Ebu Davud-Cenaiz 16 - Tirmizi-Cenaiz 7 - Nesai-Cenaiz 4 - bnimace-Cenaiz 3 - Ahmed b.
Hanbel 3/2) Yine ölüm halinde bulunan
bir
kimsede büyük
korku ve kahredici bir üzüntü görüldüü vakit ona telkini fazlaJatrmaktan da nahyetmitir. Eer sen bir ölüyü görürsen ki; salyas akyor, bir
Dudaklar kaslp büzülüyor,
Yüzü kararyor, Gözleri bay gnlayor. te o zaman anla ki, o akidir. Ahirette günahkâr oluunun gerçek mahiyeti kendisine gösterilmitir.
Ve
yine bir ölüyü görürsen ki, gülermi gibi
az yayvanlayor, Yüzü gülümsüyor, Gözleri
te
krplm gibi oluyor.
o zaman da anla
o mutludur. CenabHakk'n ahirette kendisini müjdeledii eye kavumutur ve kendisine verilen yüce nimetlerin hakikati ona gösterilmitir. Can alc melek, mutlu ve saadete ermi bir kimsenin ruhunu kazbettii vakit çok güzel yüzlü iki melek cennetten ona güzel elbiseler getirirler. Çok güzel kokulan vardr. Melekler onu Cennet ipeklerinden bir ipee sararlar.
21
ki,
O kii, dünyada kazanm olduu ilmini ve akln kaybetmez. Melekler onu yücelere çkarrlar. Bir
ksm onu tanrlar, bazlar ise tanmazlar.
Sonra yükselmee devam
ederler.
Dalm çekirgeler gibi geçmi zaman milletNihayet dünya amama ularlar. Cebrail Aleyhisselâm kapy çalar.
lerine urarlar.
Kendisine:
"Sen kimsin?" Diye sorulur. O da cevap verir: "Ben Cebrail'im, bu yanmdaki de falancadr." .
Ona derler ki: "Falanca adam ne
iyi
insandr.
Onun inanc da
üphelerden uzak ve çok güzel idi." Sonra ikinci kat semaya ularlar. Çibrîl Aleyhisselâm yine
Yine ona: "Sen kimsin?"
Denilir.
kapy çalar.
O
da daha önce söyle-
diklerini tekrar eder.
Denilir ki:
"Falanca ile beraber ho geldiniz, sefa geldiniz. O, namazlarna ve bütün farzlarna riayet ederdi."
üçüncü kat semaya ularlar. Cibrîl Aleyhisselâm yine kapy çalar. Yine ona: "Sen kimsin?" Denilir. O da daha önce söyleS'onra
diklerini tekrar eder.
22
Denilir ki:
"Bu
zat,
malnn hakk
hususunda Allah ederdi. Dünya maln-
(C.C.)'m eriatna çok riayet
dan bir eye sk sk yapmazd." Sonra dördüncü kat semaya ularlar. Cibril Aleyhisselâm yine kapy çalar. Yine ona: "Sen kimsin?" Denilir. O da daha önce söylediklerini tekrar eder.
Denilir ki:
"Falanca ile beraber ho geldiniz. O, orucunu tutar ve en güzel bir ekilde tutard. Onu çirkin sözlerden ve haram lokmalardan muhafaza ederdi."
Sonra beinci kat semaya ularlar. Cibril Aleyhisselâm yine kapy çalar. Yine ona: "Sen kimsin?" Denilir. O da daha önce söylediklerini tekrar eder.
Denilir ki:
"Onunla beraber
Cenab- Hakk'n
ho geldiniz, safa geldiniz. O, Hacc
riyasz ve retten uzak bir ekilde eda eylemiti." Sonra altnc kat semaya ularlar. Cibril Aleyhisselâm yine kapy çalar. farz ettii
Yine ona: "Sen kimsin?"
Denilir.
diklerini tekrar eder.
Denilir ki: 23
O
öh-
da daha önce söyle-
"Falanca ile beraber ho geldiniz, safa geldiniz. O, seher vakitlerinde çok istifar ederdi. Gizli sadaka verirdi. Yetimlere kefil olur ve daima onlar gözetirdi."
Sonra kendisi için kaplar açlmaa devam eder. Nihayet yüce duvarlarla çevrili bir yere ularlar. Cibrîl Aleyhisselâm yine
Yine ona: "Sen kimsin?" Denilir.
kapy çalar.
O da daha önce
söyle-
diklerini tekrar eder.
Denilir ki:
ho
"Salih ve iyi bir kul ile beraber geldiniz, safa geldiniz. kul, çok istifar ederdi. yilii
O
emreder ve kötülükten menederdi. Yoksullara
ik-
ramda bulunurdu." Sonra meleklerle dolu bir yere ularlar. Onlarn hepsi de kendisini Cennetle müjdelerler ve onunla musafaha ederler. Nihayet Sidretü'l Müntehâ denilen yere ularlar.
Cibrîl Aleyhisselâm yine
Ona: "Sen kimsin?" Denilir. dii gibi cevap verir. Denilir
kapy çalar.
O da daha önce
söyle-
ki:
"Falanca ile beraber ho geldiniz, safa geldiniz. Oriun yapt ameller, Cenab- Hakk'n rzas için
yaplan
salih amellerdi."
24
Sonra kendisine kaplar açlr. Onlar bir ate denizinden geçerler. Sonra bir nûr denizinden, Sonra bir zulmet denizinden, Sonra bir su denizinden, Sonra bir dolu denizinden geçerler. lerin her birinin
Daha sonra
Bu
deniz-
boyu bin yllk mesafedir.
Ar- Rahman 'n
üzerini
kuatan
kuyu kazlr. Onun duvarlar seksen bin tanedir. Her bir duvarn bin erefesi vardr. Her bir erefenin bir ay' vardr ki, Hakk Teâlâ'y tehlil, tebir
bih ve takdis ederler.
semamda belirmi olsa Allah (C.C.)'dan bakasna taplrd. O, nûrunu yakt zaman Hadratü'l Kuds makamndan ve o duvarlarn arkasndan bir münâdî ayet o
öyle
aylardan bir tanesi dünya
seslenir:
"O
getirdiiniz kimdir?"
Denilir
"Falan
ki:
olu filandr."
Bu srada Yüce Allah (C.C.) "Onu bana yaklatrn."
buyurur
ki:
Sonra ona buyurur:
"Ey Kulum! Sen ne güzel bir kul idin." Hakk Teâlâ Hazretleri o kulunu önce huzurunda durdurup bir
ksm knama ve töhmetlerle onu
mahcup eder. O kadar olduunu zanneder.
ki,
Sonra Allah (C.C.) onu 25
o kul kendisinin helâk
balar.
BAZI RÜYALAR
Kad Yahya
b.
Eksem
Hazretlerinden rivayet
edildiine göre kendisi bir rüya görmütü.
Rüyasnda denildi
ki:
"Sen Allah (C.C.)
için
ne amel iledin?"
Yahya b. Eksem diyor ki: "Hakk Teâlâ Hazretleri beni huzurunda durdurdu. Sonra: "htiyar! Sen öyle yaptm, sen böyyaptn." dedi. Ben de: "Yarabbi! Ben senden direkt olarak bir Kudsi Hadis nakletmedim." dedim. Buyurdu ki: "Peki nasl ve ne ile Hadis söyleyip naklettin?" le
Dedim
ki:
"Bana Zührî
söyledi.
O da Ma'mer'den, O da Urve'den, OdaAie(R.A.)'dan, O da Peygamber (S.A.V.)'den,
O da Cebrail'den, O da zât- Sübhaniyenizden buyurdunuz:
'
'
nakletti ki
öyle
.
s
*
"Ben ömrümü islâmda tüketmi 26
,
bir ihtiyara
azab etmekten hayâ ederim." (Benzer bir Ha-
erif için Bkz. Ramûzu'l Ehadis-Sayfa/90) Bunun üzerine Allah (C.C.) buyurdu ki:
dis-i
doru söyledin. Zührî de doru söyledi. Ma'mer de doru söyledi. Urve de doru söyledi. Aie de doru söyledi. Muhammed de doru söyledi. Cibrîl de doru söyledi. Ve ben de seni mafiret eyledim." "Sen
Yine bir rüya
bir rivayete göre
/
bn-i Nebâte Hazretleri
görmütü.
Ona denildi ki: "Allah (C.C.) sana ne muamele etti?" öyle cevap verdi: "Beni huzurunda durdurdu ve dedi ki: sen sözünü öz olarak söyleyen bir kimsesin. Ne fasih konutu! Desinler diye böyle yaparsn."
Ben de dedim ki: Seni tebih ve tenzih ederim. da vasfediyorum."
Buyurdu
Ben
seni dünya-
ki:
"Dünyada vasfettiin Dedim ki:
gibi söyle."
"Onlar yaratan öldürdü. Onlar konuturan susturdu. Onlar yok eden, yine onlar var edecektir. Onlar parçalyp ayran, yine onlar bir araya 27
toplayacaktr."
Bunun
üzerine buyurdu
ki:
"Doru söyledin. Haydi
mafiret eyledim." Yine bir rivayete göre Mansur b. Ammar Hazretleri bir rüya görmütü. git,
seni
Ona denildi ki: "Allah (C.C.) sana ne muamele etti?"
öyle cevap verdi: ile
"Beni huzurunda durdurdu ve dedi ki: Bana ne geldin ey Mansur? Ben de: otuz alt delil ile geldim, dedim. Buyurdu ki: Onlardan bir tane bile kabul et-
medim. Sonra tekrar sordu: Bana ne
geldin? hatme ile geldim.
ile
Cevap verdim: Üçyüz altm Onlar senin yüce hatrn için okudum. Buyurdu ki: Onlardan bir tane bile kabul etmedim. Sonra tekrar sordu: Bana ne ile geldin Ey
Mansur? Dedim te
Senin Rahmetine snarak geldim. Sübhanehu ve Teâlâ Hazretleri buyurdu ki: imdi bana geldin. Haydi git. Seni mafiret eyki:
-
ledim."
Bu
gibi hikâye
ve nakillerin
çou
bu
tip ileri
bildirmektedir.
Ben ancak için
ibret
alp uyacak kimsenin uymas
bunlar sana anlattm. Allah (C.C.)
yardmc-
mzdr. Bir
ksm insanlar vardr ki, onlar Kürsî'ye ka-
dar geldikleri vakit:
"Onu geri çevirin/' Diye bir nida duyarlar. Bazlar da Cübb denilen kuyudan geri çevirilirler. Ancak onlar yine de sonuçta Hakk Teâlâ Hazretlerine ularlar.
Melekler onu tanrlar. Cenab- Halde' huzuruna varma yolunda onu durdurmazlar.
n
FACR VE GÜNAHKARLARIN RUHLARI Fâcir ve günahkârlara gelince; zorla çekilip alnr.
Onlarn ruhlar
Ölüm melei ona yöneldii vakit Ebu Cehil Karpuzu denilen ac yaban otunu yemi gibi olur. Melek der ki: "Ey pis nefis! Haydi pis cesedden çk." O srada onun öyle bir barts olur ki, eein anrmasndan daha iddetlidir. Azrail Aleyhisselâm onu zebânilere teslim eder.
Onlar çirkin yüzlü, Siyah elbiseli, Son derece pis kokuludurlar.
kldan keçe vardr. Onu ona sararlar. Hiçbir insann gücü ondan kurtulmaa kâfî geEllerinde
29
lemez. Kafirlerin cesedleri
arlar. Çünkü onlarn
ahiretteki cisimleri, suçlar ile
orantl olarak bü-
yük olacaktr. Buharî'nin Sahih'inde bildirdiine göre, ce-
hennemde
kâfirin
az
dii,
Uhud
Da gibi olacak-
tr.
Deniliyor
ki;
Gök kaplar onlara açlmaz ve kâfirler cennete giremezler.
u
Resûlüllah (S.A.V.) Efendimiz de mübarek sözleri ile bu hususa iaret buyurmutur:
"Tâ
inenin deliine girinceye dar..." (Ahmed b. Hanbel 5/29) Allah (c.c) öyle buyurmaktadr: ki deve,
ka-
i
Kim Allah'a ortak koarsa sanki o, gökten düüp parçalanm da kendisini kular kapm, yahut rüzgâr onu uzak bir yere sürüklemi (bir nesne) gibidir." (Hac 22/31) '
30
MÜRKLERN VE MÜNAFIKLARIN RUHLARI Müriklere
gelince; onlar hiçbir
ahede edemezler. Çünkü onlar, Allah
ey görüp mü-
kotuklar irk sebebiyle tepetaklak cehennemi boylamlardr. Münafklara gelince; onlar da kendilerine k(C.C.)'a
zlm ve kovulmu bir vaziyette çukurlarna geri döndürülürler.
KUSURLU MÜZMNLERN RUHLARI Mü'minlerden kusurlu olanlara gelince; onlar çeit çeittir. Onlardan bazlarnn namazlar kendilerine geri çevrilir.
Çünkü
maznda çabuk
kul,
kuun gagalamas
olunca ondan
gibi na-
hrszlk yapmakta-
dr.
nsanlarn elbiseye büründükleri gibi o kulun da noksan olan namazlar dürülür ve kulun suratna çarplr, sonra da yükseklere kaldrlr. Namaz bir yandan da o kula öyle der: "Sen beni zayi ettiin gibi Allah (C.C.) da seni zayi etsin."
Bazlarnn
zekâtlar kendilerine geri çevrilir. Çünkü o kul: "Falanca adaj zekât veriyor" desinler diye zekât verirdi. Böylece zekâtn kusurlu 31
hale getirmi oluyordu.
Bazlarnn Çünkü o
oruçlar kendilerine geri
kul, aç kalarak kendisini
çevrilir.
yemekten alko-
yard. Fakat yalan ve çirkin sözlerden kendisini alkoymazd. Böylece hüsrana olur. Bazlarnn haclar kendilerine geri çevrilir. Çünkü o kul: "Falanca adam haccetti" desinler diye hacca giderdi. Ya da manen kirli iler yaparak elde ettii mal ile hacca giderdi. Bazlarnn da anne ve babasma yapt iyilikler dahil bütün iyilikleri kendisine geri çevrilir. El-Melikü'l Vehhab olan Allah (C.C) Hazret-
uram
lerinin
rzasna
tahsis edilen salih amellerle
dier
muamelelerdeki srlan ancak marifetullah'a ula-
mte
olan gerçek alimler
bilirler.
saydmz
bütün yukardaki manada berler bize güvenilir kaynaklardan gelmitir.
ha-
Meselâ amellerin geri çevrilmesi ile ilgili olarak Muaz b. Cebel (R.A.)'dan rivayet edilen haber, bu çeit güvenilir kaynaklara örnek tekil etmektedir.
vermee çaltm. Eer ksaltmay düünmeseydim Sahih Ben
özet bilgiler
kaynaklardan derlenmi bir çok dosyalar doldurur-
dum. eriat
ehli olanlar,
bildikleri gibi
de
bilirler.
kendi çocuklarn
yazdklarmn doruluk
tanyp
derecesini
ÖLÜNÜN HAL VE MÜAHEDELER Nefis, cesedin ne halde
olduunu görmek
iste-
dii vakit, isterse daha önce ykanm olsun cesed ykanrken kendisini onun yannda bulur. Bann yanna oturur ve ykanma ii bitinceye kadar orada kalr. Allah (C.C.) sâlih kullarndan kimi dilerse onun gözünden perdeyi kaldrr. O da dünyadaki sureti üzere onlar seyreder. Anlatldna göre bir zât, ölen olunu ykad. O srada bir de bakt ki, olunun ruhu kendi suretine
bürünmü
O
bann yannda oturuyor.
vaziyette
bu durumu görünce hayal zannyle korkuya kapld. zât,
Onu gördüü
taraf terkedip öbür tarafa geçti. Fakat o hâlâ kendisine doru bakyordu. Tâ ki, ölü, kefenine
konuluncaya kadar bu böyle devam
etti.
Yine sâlihlerden
bir
zâtn rivâyetine göre, ken-
ölüye hitap etmi ve: "Falan nerede? nerede?" diye sormutu. disi bir
O
srada kefen, göüs tarafndan defa kabarp dalgaland. Rebi' kendisini
b.
Heysem'den
ykayann
elinde
iki
Ruh
yada üç
rivayete göre bir ölü,
kprdayp
hareket et-
miti.
Onu ykayan
alim ve sâlih kii anlad 33
ki,
ölü
konumaktadr. Dikkatle onu dinledi. Ölen kii, Hz. Ebu Bekir (R.A.) zamanndan bahsederek onun faziletlerini anlatm ve yine Hz. Ömer (R.A.)'n faziletlerini anlatmt. te o nefis, melekûtî bir eyi müahede eden nefisdir. Cenab' Allah dilediinin duyu organlarndan sr perdesini kaldrr. Ölü kefenlendii vakit Ruh, göse sarlm vaziyette olur.
Onun bir sesi ve öyle der:
gürültüsü vardr.
"Çabuk beni Rabbimin Rahmetlerinden herhangi birine tevdi ediniz. Keke benim bildiklerimi siz de bilseydiniz. Beni ona götürünüz."
Eer akî
ve Cehennemlik bir kul olduu kendisine bildirilmise o vakit de öyle der: "Beni herhangi bir azaba doru yava götürün. Keke benim bildiklerimi siz de bilseydiniz. Beni ona götürünüz." te bu sebepten dolay yanndan bir cenaze geçtii vakit Resûlüllah (S.A.V.) Efendimiz ayaa kalkard. Buharî'nin Sahîh'inde bildirildiine göre, birgün Peygamber (S.A.V.) Efendimizin yanndan bir cenaze geçti.
Resûlüllah (S.A.V.) Efendimiz ona ta'zim için ayaa kalkt. Kendisine dediler ki: 34
"Ey Allah'n Resûlü! Bu bir Yahudidir " Bunun üzerine Efendimiz buyurdu ki: "O da nefis tayan biri deil midir?" Allah (C.C.)'n Resûlü ite böyle davranyordu. Çünkü kendisine Melekût âleminin srlan açl-
mt. ÖLÜNÜN KABRDE
LK KARILATII EYLER Bir ölü kabre konulup üzerine toprak baland vakit kabir ona öyle seslenir:
atlmaa
"Sen benim srtmda gezip ferahlanrdn. Bugün ise benim içimde mahzun olursun. Sen benim srtmda çeit çeit yiyecekler yerdin.
imdi
ise
benim içimde
seni böcekler yiye-
cek."
Kabrin üzeri tamamen toprakla doluncaya kadar bu gibi
knayc sözlere devam eder.
Abdullah b. Mes'ud (R.A.) Resûlüllah (S.A.V) Efendimize sordu:
"Ya ResÛlallah! Bir ölü, kabrine
lat ey nedir?"
konulduu
Efendimiz buyurdu
vakit ilk önce kar-
ki:
Ey Mes'ud'un olu! Bu soruyu imdiye kadar bana senden baka soran
lk
olmamt.
defa ölüye muhatap olup ona seslenecek 35
olan bir melektir ki ad Rûmân'dr. Kabirler arasnda dolar ve ölüye nir: "Ey Allah'n kulu, amelini yaz."
Ölü der
ki:
öyle
"Benim yanmda kalem
sesle-
kât yok-
tur."
Bunun üzerine Rûmân
"Yazklar olsun! senin kefenin, kâdndr. Mürekkebin, hayat bakiyesi olan kanndr. Kalemin, senin parmander
ki:
dr.
Bunlan söyler söylemez hemen kefeninden
bir
parça koparr. Sonra kul yazmaa balar.
Her ne kadar dünyada yazmay bilmeyen
bir
kul olsa da Allah (C.C.) tarafndan öretilir. Bir gün gibi bir zaman içinde bütün iyiliklerini
ve kötülüklerini yazar. Sonra melek, o yazlanlar dürüp ölünün boy-
nuna
asar.
O bu
lekleri gelirler. Onlar, sivri dileriyle
metopra yarp
çkan simsiyah iki melektir. Upuzun saçlar vardr, yere doru
sarkarlar.
Her
ilemi
bitirdikten sonra kabrin azab
ikisininde
gök gürültüsünü andran
sesleri
vardr. Gözleri, çakan
Nefesleri
Her Öyle
frtna
gibidir.
gibidir.
demirden bir sopa vardr. bütün insanlar ve cinler bir araya
birinin elinde
ardr ki,
gelseler
çakmak
onu yerinden kaldramazlar. 36
Onunla en büyük
daa vurulsa, da ufalr yerle
bir olur.
Nefis,
bu durumu görünce korkup kaçar ve
ölünün burun deliine
girer.
Bunun üzerine ölü, göüs ksmndan doru canlanr ve ölüm halindeki eklini alr. Fakat hareket etmee güç yetiremez. Ancak duyar ve görür.
Daha sonra azab
melekleri korkutarak ve ezisorulan yet ederek onu azarlarlar ve kendisine
u
sorarlar:
"Rabbin kimdir? Dinin nedir? Peygamberin kimdir?
Kblen neresidir?" Hakk Teâlâ Hazretleri kimi muvaffak
3
klarsa,
o kimse dirayetle onlara soru yöneltir ve: "sizi bana kim gönderdi?" Der. Daha sonra onlarn sorularna cevap verir:
"Rabbim Allah'tr. Peygamberim Muhammed Aleyhisselâm'dr. Dinim slâm'dr.
Kblem kâbedir." Bu sözleri ancak
seçkin kullar rahatça söyler-
ler.
Bunun
üzerine meleklerden biri dierine der
ki:
"Doru söyledi. Bu kadar yeterlidir." 37
Sonra melekler onu bir kubbe gibi kabrine koyarlar ve ona sa tarafndan Cennet' e bir pencere açarlar.
Sonra kendisi için oray Cennet ipei ve Cennet kokusu ile döerler. O açlan pencereden Cennet kokulan gelir, hafif ve tatl bir rüzgâr eser. Daha sonra en çok sevdii bir ahsn suretinde ameli ona gelir, kendisi ile konuup arkadalk eder.
Kabrini bir nûr doldurur ve kendisi büyük bir nee içinde kalr. Kyamete kadar bu böyle devam eder."
Yukarda anlatlan durumdan daha düük
dere-
cede olanlar, ilim ve ameli az olan mü'minlerdir. Onlarn, ilimden ve melekût âleminin srlarndan nasibleri yoktur. Böyle bir kimsenin ameli de Rûmân'dan sonra en güzel surette, güzel kokulu ve güzel elbiseli olarak kendisine gelir.
Ona der ki: "Beni tanyor musun?" O kimse de karlk verir: "Tanmyorum. Fakat sen kimsin ki, Allah (C.C.) senin sebebinle bana çeitli lütuf ve ihsanlarda bulundu?" O da cevap verir:
"Ben senin sâlih amelinim. Sen mahzun olma. 38
•
Az
sonra sana
Münker ve Nekir melekleri
ge-
lecekler.
Sana soru soracaklar. Sakn dehete kaplma, korkma" Sonra verecei cevaplan da ona telkin eder. Bu srada, zikri daha önce geçtii ekilde Münker ve Nekir melekleri gelirler ve sorularn sorarlar.
O da rahatlkla cevap verir: "Rabbim Allah'tr. Peygamberim Muhammed Aleyhisselâm'dr. Rehberim Kur'an'dr.
Kblem Kâ'be'dir. brahim Aleyhisselâm benim atamdr ve onun milleti
de benim milletimdir."
Melekler:
"Doru
söyledin." derler ve önce birinci dere-
cede olanlara yaptklar gibi yaparlar. Ancak, önce ona sol tarafndan cehennem'e bir pencere açarlar. O da Cethennem'e bakar. Oradaki ylanlar, Akrepleri,
Buka ve kelepçeleri, Zincirleri,
Scakl ve irinden zakkum 'a kadar orada var olan her
eyi görür
Çok korkar. Bunun üzerine
melekler derler
"Korkma! 39
ki:
Sana
bir kötülük yoktur.
deki yerin
idi.
Bu
senin cehennem-
Fakat Allah (C.C.) onu cennetteki
yerine tebdil eyledi."
Sonra onun gözlerini cehennem penceresinden çevirip kapatrlar.
Üzerinden aylar, Yllar ve asrlar geçer. Fakat o, üzerinden ne kadar zaman geçtiini bilemez. insanlardan bazlar sorular cevaplamada acemilik çekerler.
Eer bir kimsenin inanc deiik ise:
"Rabbim
Allah'tr." demekten çekinir ve Allah (C.C.)'dan baka lafzlar saymaa balar.
Bunun
üzerine ona bir darbe vururlar.
Bu darbeden çkan kvlcmla kabri tutuup
ya-
nar.
Baz günler söndürülür. Sonra dünyada kalda ve
yapt amelin duru-
muna göre tekrar tututurulur. nsanlarn bir ksmna demek zor gelecektir.
Bu
gibi olanlar,
da:
"Dinim slâm'dr"
üpheye düerler ve doru
ce-
vap veremezler. Onlar,
ölüm halinde iken de
fitneye düenler-
dir.
Meleklere doru cevap veremeyince ona da bir darbe vururlar. Yine daha önce anlatld gibi o darbeden ç-
kan
kvlcmla onun da kabri tutuup yanar. 40
nsanlardan bazlarna da: "Rehberim Kur' an-
demek zor gelecektir. Çünkü o, Kur'an' okurdu fakat ondan ders almazd. Kur 'an 'm emirlerine ve yasaklarna uymazd. dr."
Salnda insanlar onun çevresinde dolarlar ve ondan bilgi almaa çalrlard. O ise, bakalarna nasihat eder fakat kendisine bir hayr dokun-
mazd.
Bu
sebeple ona da daha önce yaplanlar gibi yaplr. Bir darbe vurulur ve o darbeden kvlcmla
onun da kabri tutuup yanar. Bir
ksm
insanlara da:
"Peygamberim Mu-
hammed
Aleyhisselâm." demek zor gelecektir. Çünkü o, hayatta iken peygamberin sünnetini unutmu ve onu hiç hatrna getirmemiti.
Baz
"Kblem Kâ'be'dir." demek Çünkü o, namaznda çok defa kble
insanlara da:
zor gelecektir.
tarafm aratrmaz ve kbleye yönelmezdi. Ya da abdestinde bir noksanlk olurdu. Yahut namaznda saa sola dönerdi. Ve yahut da rükûlannda ve secdelerinde bozukluk olurdu.
Namazn
faziletleri
hakknda
rivayet edilenler
nasihat olarak sana kâfidir.
Allah (C.C.), üzerinde namaz borcu olann duasn kabul etmez. Üzerinde haram elbise bulunann namazmda kabul etmez. 41
nsanlardan bazlarna da: " Benim atam brahim Aleyhisselâmdr." demek zor gelecektir.
Çünkü
gün "Acaba
o, bir
dümütü de: ristiyan
Bu
m
idi?" diye
bir söz o,
duymu
ve üpheye Yahudi miydi? Yoksa Hi-
vehme kaplmt.
sebeple ona da dierlerine yaplanlar gibi
muamele edilecektir. Bütün bu çeit olaylarn hepsini biz "hyâ-i Ulûmiddin" adl eserimizde geniçe izah eyledik. Yukarda anlatlanlar, kusurlu mü'minler ile alakal olan bölümlerdi. Fâcir olanlara gelince;
Münker ve Nekir me-
"Rabbin kimdir?" diye soracak"Bilmiyorum" diyecevap verecekler-
lekleri onlara da: lar,
onlar da:
dir.
Bunun üzerine melekler: "Bilmez olaydn!" diyecekler ve demir sopa
ile
vuracaklardr.
Bu darbe ile o,
yedi kat yerin dibine girecektir. Sonra onu çekip kabrine çkaracaklar, sonra tekrar vuracaklar ve bu hal yedi defa tekrar edecektir.
Baz
insanlarn amelleri, kyamete kadar havlayacak olan bir köpek ekline getirilecektir. Baz insanlarn amelleri de domuz yavrusu
ekline döndürülecektir.
42
KABR AZABININ ÇETLER Kabir azablar çok çeitli olacaktr. Kii dünyada en çok neden korkuyorsa kabrinde onunla azab olunacaktr. Pimanln fayda vermeyecei gün gelip çatmadan önce Cenab- Halde' bizi balamasn ve selâmete çkarmasn dileriz. Rivayet olunur ki, sâlihlerden bir zât öldükten sonra rüyada görüldü.
n
Ona denildi ki: "Halin nasl?"
u cevab
verdi:
klmtm. O sebeple Cenab- Allah, benim bama bir ay musallat etti. "Birgün abdestsiz namaz
Kabrimde beni korkutuyor." Yine baka bir zat rüyada
v
Ona: "Allah (C.C.) sana ne yapt?" diye soruldu.
O da u cevab verdi: "Bir gün necasetten tam bir temizlik yapmaBu sebeple Allah (C.C.) bana ateten bir elbise giydirdi. Kyamete kadar onun içinde kala-
mtm.
cam." Yine baka bir zat rüyada görüldü. Ona: "Allah (C.C.) sana ne yapt?" diye soruldu. O da cevab verdi:
u
43
"Beni ykayan ölü ykayc bir ara beni kskvrak yakalad. Teneir tahtasndaki çivilerde bana batp trmalad. Ben bundan büyük ac duydum." Sabah olunca ölü ykayan kimseye rüyadaki durum haber verildi. O da ölüyü bir an sertçe yakalayp tuttuunu itiraf etti ve:
"Bu, benim iradem dnda oldu." dedi. Yine bir baka zat rüyada görülmütü. Ona: "Halin nasl? Sen ölmedin mi?" diye soruldu. O da cevab verdi: "Evet, ben öldüm. anda iyi bir durumdaym. Ancak üzerime toprak atld srada bir ta, kaburga kemiklerimi krd ve bana zarar verdi. " Bu cevap üzerine kabir açld. Gerçekten de kaburga kemikleri bul-
u
u
krlm
dular.
Yine
bir
baka zât, olunun rüyasna girmiti.
Ona öyle dedi: "Ey kötü çocuk!
Babann
kabrini düzelt,
yamur
bana eziyet
verdi."
Sabah olunca çocuk, babasnn kabrine adam göndererek durumu incelettirdi. Giden adam orada bir su ark buldu. Sel sular oradan gelerek kabri su
mutu. 44
ile
bir
doldur-
Yine ölen
bir A'rabi'den rivayete göre, o kimse,
olunu rüyasnda görmütü.
Kendisine sordu: "Allah (C.C.) sana ne
Çocuk dedi ki: "Bana zarar verici ben, falanca
bir
etti?"
ey yapmad. Ancak
adamn petemal
nolunmutum.
Bu
muamele
ile
ile
kefenlenip def-
O adam ise fâsktr.
sebepten dolay azab çeitleri
ile
beni kor-
kuttu."
Bu
gibi haberlerde bize
ulaan olaylarn
çou
genelde unu ifade ediyor ki, kabir ehli, bulunduklar yerde elem ve zdrap çekerler. Buna delil olmak üzere Resûlullah (S.A.V.) Hadis-i erif rivayet edilmitir: Efendimizden
u
J
ü
^
r
*
3
^ ^ J ^V>-
"Diri olan bir kimsenin evinde elem gördügibi ölü de kabrinde elem görür," (Benzer
Bkz. Buharî-Cenaiz 34-Müslim-Cenaiz 17-Tirmizi-Cenaiz 24,25-Nesai-Cenaiz 14) Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz ölünün kemik-
ifade
ile
lerini
krmay yasaklamtr.
Peygamberimiz birgün kabir kenarnda oturan bir adama rastlamt. Derhal o adam bundan menetti ve öyle buyurdu: "Ölülere kabirlerinde eziyet etmeyiniz." 45
Birgün Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz, annesi Amine 'nin kabrini ziyaret etti ve alad. Onunla beraber olan sahabeler de aladlar. Efendimiz buyurdu ki:
o ^
o
„
o^J!
/
*
„
jj
„
„
JIJI
O
jj L*3U j^JÜI Ijjjj
J OU U^J
"Ben anneme istifar etmem bim'den
izin talep ettim.
Fakat
^
* * Os *
''
J|
o,
 * Q
öl
Rabbana izin
için
vermedi.
Sonra kabrini ziyaret
için izin talep ettim.
Bu sefer talebimi kabul etti ve bana izin
verdi.
Dikkat edin! Kabirleri ziyaret edin. Çünkü onlar, ölümü hatrlatrlar." (Kabir ziyareti ile ilgili Bkz. Ibn-i Mâce-Cenaiz 47-Ebû DavudCenaiz 77-Tirmizi-Cenaiz 6-Nesai-Cenaiz 101-
Ahmed
b.
Hanbel 2/441,
3/23,48, 5/355)
Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz ziyaret için kabirlere
geldii vakit öyle derdi:
-
1
46
"Müslümanlardan ve mü'minlerden diyar ehline selâm olsun. naallah bizler de size Siz,
katlacaz.
bizim için öncüsünüz, biz de sizin için
tâbileriz.
ve onlar mafiret eyle. Atfnla muamele eyle,bizi ve onlar bala." (Bkz. Müslim-Tahare 39-Ebu Davud-Cenaiz 79 -Nesai-Tahare 109-bn-i Mâce-Cenaiz 36-
Yarabbi,
bizi
Ahmed b. Hanbel 2/300) Sâlih El-Müzeni diyor ki: Ulemadan bir zâta: "Hangi sebepten dolay kabirlerde namaz klmak
yasak edilmitir?" Diye sordum. O zât da: "Bu konuda Hadis varid olmutur." Hadis-i erifi gösterdi: diyerek
u
"Kabirler arasnda
namaz klmaynz. Çün-
kü o, nihayeti olmayan bir hüsranlktr." (Ölünün kabri üzerinde namaz klmak ile ilgili Bkz. Ebu Davud-Cenaiz 71) Alimlerden bir zât diyor ki: "Birgün Kabristanda namaz klyordum. Birden gözüme, kabrinin üzerinde oturan bir adam belirdi.
Tpk babama benziyordu. 47
Korkarak hemen secdeye kapandm." Yine o zâtn ifadesine göre, secdeden kaldrnca babasna benzeyen o kiinin azarlamalarna hedef oldu.
ban
öyle diyordu: "Bütün geniliine ramen dünya sana dar gelsin. Sen bir müddetten beri buraya geliyorsun ve
namaznla bize Sahih bir
eziyet veriyorsun."
Hadis'de
anlatldna
Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz,
göre
babasnn
kabri
banda alayan bir çocua rastlamt. Ona
olan merhametinden dolay kendisi de onunla beraber alad.
Sonra buyurdu
ki:
O x
'
}
%
$ *
'
0
$
"Muhakkak ki ölü, ailesinin kendisi için alamas sebebiyle elem duyar." (Müslim-Cenaiz 17-Tirmizi-Cenaiz 25-Nesai-Cenaiz 15) Yani böyle yapmak onu çok üzer ve mahzun eder demektir.
Rüyada görülen nice ölmü kiiler vardr ki, onlara: "Naslsn ya fülan?" diye sorulduu vakit öyle der: "Halim kötüdür.
Benim halimin kötü oluu zündendir. Onlar
falan ve filan yü-
benim üzerime 48
alamay
ve ba-
Ancak zndklar bunu
inkâr ederler.
ResÛlullah (S.A.V.) Efendimiz bir Hadis-i rifte
e-
öyle buyurmaktadr:
*
*
*
*
*
s
VI -uU
-ulp ^jj
d
*
*
JLwi
s
&
*
LjjüI
"Sizden hiç kimse yoktur ki, dünyada tanmü'min kardeinin kabrine urayp ona selâm versin de olsun. Bilâkis onu tanr ve selâmna karlk verir." (Benzer bir Hadis-i erif için Bkz. Râmûzu'I Ehâdis sayfa/382) Rivayet edilir ki, fukahadan bir zât vasiyet et-
karln almam
meden vefat etmiti. Defnedildikten sonra gece ev halk üzerinde
doland durdu. Onlara öyle
dedi:
"Falancaya ziraatten bir miktar mahsul veriniz. Filancaya da uzun zamandan beri bende emanet bulunan kitabn veriniz." Sabah olunca herbiri gördüklerini birbirlerine anlatrlar. Sonra ziraat mahsulünü verdiler. Fakat kitab aradlar bulamadlar.
Buna hayret etmilerdi. Aradan uzun bir müddet bir
köesinde
buldular.
49
geçtikten sonra evin
Yine
bir zât
öyle
anlatyor:
"Babam, evde bize yaz öretmesi
için bir
ö-
retmen tutmutu.
Ksa bir süre
sonra
hocamz
öldü.
Alt gün sonra kabrine gittik. Allah (C.C.)'n emrini konumaa baladk. O srada yanmzdan bir satc geçti. Bir tabak incir
satn aldk ve yedik. Çöplerini de kabrin üs-
tüne attk.
Gece olunca babamz hocay rüyasnda görmü ve: "Halin nasl?" diye sormu. O da: "yiyim
ama senin çocuklarn benim kabrimi çöplük yaptve aleyhimde kötü sözler konutular." demi. Sabah olunca babamz gördüü rüyay ve hocann uyarlarn anlatt ve bize çok kzd. Bunun üzerine biz de yaptklarmza çok piman olduk. Babamzdan af dileyip Allah (C.C.)'a dua ettik: "Ey münezzeh olan Rabbimiz! Hocamz bize dünyada ders verdii gibi ahiiette.de bize edep dersi vermee devam ediyor." dedik. lar
f MÜ
'
MNLERN DÖRT HAL
Kabir ehli mü'minler dört hâl üzere bulunurlar:
1- Onlardan bazlar göz akp kabre düünceye ve cesed çürüyüp topraa dönüünceye kadar ayak topuu üzerinde dururlar. Cesed tamamen topraa dönütükten sonra 50
dünya semai
hariç,
melekût aleminde sürekli ola-
rak dolarlar.
2- Bazlar da vardr ki, Allah (C.C.) kendilerine hafif uyku gibi bir hal verir. Onlar birinci defa Sûr'a üflenip de uyanncaya kadar Allah (C.C.)'n kendilerine ne
yaptn bilmezler.
Birinci Sûr'la beraber
3- B azlan da vardr
uyanp tekrar ölürler.
ki,
onlar kabirlerinde an-
veya üç ay kalrlar. Sonra Allah (C.C.) tarafndan bir ku gibi terkib edilirler ve cennete cak
iki
uçarlar.
Sahih bir Hadis-i erifte eriat sahibi Peygamber (S.A.V.) Efendimiz öyle buyurmaktadr: •
"Mü'minin soluu, net rin
bir
ku ile beraber cen-
aacnda aslr." (Nesai-Cenaiz 117) Yine Resulullah (S. A. V.). Efendimize ehidleruhlarndan sorulunca öyle buyurmutur:
"ehiderin ruhlar yeil kularn kursaklarnda onlarla beraber cennet aacnda aslr." I
51
(Benzer ifadelerle Bkz. Müsli-mare 121-Ebu Davud-Cihad 25-Tirmizi-Tefsirussure 3-bn-i Mâce-Cenaiz 4-Deylemi-Cihad 18-Ahmed b.
Hanbel 1/266, 6/286) 4- Bazlan da vardr
d
andan
ki, gözleri
itibaren yücelere
hayata kapan-
kaldrlr ve
sûr'a üf-
leninceye kadar orada tutulur. Bu dördüncü gurup Peygamberlere, Velilere,
Seçilmi kullara mahsustur. Onlardan
bir
ksm kyamete kadar yeryüzünde
dolap dururlar. Çok kere de geceleri görünürler. Hz. Ebu Bekir Sddk (R.A.) ve Hz. Ömer ElFârûk (R.A.)' m onlardan olduklarn zannediyorum. Resûlullah (S.A.V.) Efendimize gelince, onun için her üç âlemde de serbest dolama ruhsat verilmitir.
Buna iaret olmak
üzere Efendimiz
öyle bu-
yurmutur: 0
"O
*
0*0
* *
* 0
O
^
/
^/O
/
0
"Benim, Allah (C.C.)'a en kymetli olmam, beni üç âlemden daha çok dünyada bir ak ma-
sndandr." (Ademoullar 52
içinde Resûlullah
(S.A.V.) Efendimizin Allah (C.C.)'a en
kerîm Bkz. Tirmizi-Menakb 1-Darim-
oluu ile ilgili Mukaddime 8)
On tane üç de otuz eder. Hz. Hüseyin (R.A.)'da Hicrî otuzuncu yln banda katlolunmutu da bütün yeryüzü halkna gazab edilmi ve kendisi gökyüzüne yükseltilmiti.
Salihlerden bir zât rüyasnda Peygamber (S. A. V.) Efendimize:
bunu gördü de
"Anam babam Ümmetin
fitnesi
sana feda olsun ya Resûlallah! hakkndaki görüün nedir?" dedi.
Efendimiz buyurdu ki: "Allah (C.C.) onlarn fitnesini artrsn. Onlar Hüseyin'i öldürdüler ve benim onda-
hukukumu muhafaza etmediler." Bazlar yedinci kat semay seçmilerdir.
ki
Meselâ Hz. brahim Aleyhisselâm gibi. Hz. sa da beinci kat semay seçmitir. Esasen bütün göklerde Nebi'ler ve Resûl'ler vardr.
Oradan
dar
çkamazlar ve oray terk ede-
mezler.
Onlarn, bulunduklar yeri seçme haklan yoktur.
Ancak Hz. brahim,
v
Hz. Musa, Hz. sa Ve Hz. Muhammed (S.A.V.) Efendimiz ser53
besttirler.
Onlar, âlemlerden dilediklerinde kolay-
ca dolarlar.
Cenab- Hakk'n veli kullarna gelince, onlardan bazlar dünya hayatndaki gibi yaarlar. Meselâ Ebu Yezid'den rivayet olunduuna göre o kendisi,
Ar'n
altnda kurulan sofradan yemekte-
dir.
te kabir ehli çeitli hallerle hallenirler. Kimisi azab olunur, Kimisi merhamet olunur, Kimisi aalanr, Kimileri de ikram olunurlar. Dünya hayat son bulup ölüm ile kendilerinden intikam alnanlara geni yerler daraltlr. Bazen de gözünden perde kaldrlr. O, onlar görür ve duru-
munu
anlar.
Ben, gözünden sr perdesi li
bir zât
O
mBu
görmütüm.
zât,
ölmü
olan
gibi olan ölünün
lütf-u
kaldrlm keif eh-
oluna bakt da
ayldn gördü.
gibi melekûtî eyler, ancak
keremine
Cenab- Hak'n
ulam olanlara ve onlarn yolun-
da gidenlere malûm içine
sanki bayl-
olur.
daldmz sr deryasndan bize de bolea
nasib etmesini Allah (C.C.)'dan dileriz.
sayede
Tâ
ki,
bu
ek ve üpheler tamamen yok olup gitsin.
54
NSANLARIN DURUMLARI insanlarn iman ve amel derecelerine göre durumlar ortaya çkar. Bazlar sadece cuma ve bay-
ramlar
bilirler.
Bir kii ölüp dünyadan ayrlnca vazifeli melekler onun çevresinde toplanrlar ve onu tanrlar.
Baz
insanlar
hanmlarndan dolay sorguya
çekilirler.
Bazlar babalarndan dolay, cuklarndan dolay sorguya Herbiri onlara
dklarndan
çekilirler.
vazifelerini
yapp yapma-
sorulur.
Belki de en
onlarn
kar
kimileri de ço-
hiçbiri
yaknlarmzdan biri öldüü vakit onlar felâkete düürecek eyden
korumaa çalmazlar ve böylece o da Yahudi veya Hiristiyan olarak ölüp onlarn askerlerinden olur!
Rivayet olunur ki, bir zât rüyada görülmütü. Ona: "Allah (C.C.) sana ne ile muamele etti?" Diye soruldu.
O da u cevab verdi: "Ben, falan ve filan..." böylece be kiinin adn sayd ve büyük nimetler içinde olduklarm söyledi.
O
zât ve
arkadalar Haricîler tarafndan ehid
edilmilerdi.
Daha sonra en yakn
bir
55
komusunu
sordular:
"Allah (C.C.) ona ne muamele etti?"
Bu
soru üzerine
öyle
dedi:
"Biz onu hiç görmedik. O kötü kii kendisini denize att ve boularak öldü.
Zannedersem
o, intihar
edip
canna kyanlarla
beraberdir."
Buharî'nin Sahih'inde rivayet olunduuna göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz öyle buyur-
mutur:
*
*
'
f
*+
â * M*
Ov
*»
+
"
o
jjxx
"Kim
kendisini bir demirle öldürürse (intihar ederse) Kyamet günü o demir parças elin-
de olduu halde gelir ve cehennemin ortasnda onunla vurulur. Ebedî olarak da orada kalr. Kim de bir dadan kendisini atp intihar ederse, o kimse de cehennem ateine atlr." (Buharî-Cenaiz 83, Edeb 44-Müslim-man
aa
175-Tirmizi-man 16-Nesai-man 7-Ahmed Hanbel 2/254, 4/22)
b.
Rivayet olunur ki, Hz. Mûsa Aleyhisselâm, Hz. Adem Aleyhisselâm 'a rastlad ve ona öyle 56
dedi:
"Ey Adem! Cenab- Hakk, kendi kudret halife
eliyle seni seçip
kld,
Kendi ruhundan sana üfledii, Seni kble ittihaz ettirip melekleri sana secde ettirdii ve seni cennetine koydurduu halde sen niçin ona isyan ettin?" cevab verdi: Hz. Adem, ona "Ey Musa! Sen de Cenab- Allah'n konumasna mazhar
u
olmu bir kimsesin. Sana Tevrat indirdi. Sen o Tevratta görmedin mi ne
ki:
"Adem
Rabbi-
oldu."yazmaktadr." Hz. Musa: "Evet" dedi. Hz. Adem: "Bana taktir olunan suç, vukuunda kaç sene
âsi
önce Levh-i Mahfuz'da yazlmtr?" Diye sordu. Hz. Musa cevap verdi: "Sen o fiili ilemeden elli bin yl önce yazl-
mtr." Bunun üzerine Hz. Adem
dedi
ki:
"Ey Musa! Ben o fiili ilemeden elli bin yl önce takdir olunan bir suçtan dolay beni knyor musun?" Buharî'nin rivayetine göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz sra ve Mi'rac gecesi Peygamberlere 57
imam olmu ve
onlara iki rekat
namaz
kldrm-
tr.
Efendimiz o gece pek çok Peygamberle
selâmlamt. Hz. Hârûn Aleyhisselâm'a selâm vermi, ona ve ümmetine rahmet dilemitir. Yine Hz. dris Aleyhisslâm'a selâm vermi, ona ve ümmetine de rahmet dilemitir.
Oysa
ki,
onlarn hepsi bu dünyadan
göçmü-
lerdi.
Onlar ancak bir çeit melek hayat yaamaktadrlar.
Bu
hayattan sonra ikinci bir hayat vardr. Birinci hayat ise, onlar, nefisleri üzerine
eha-
det ettirdii gündür.
Hakk Teâlâ buyurdu ki:
"Ben
Rabbiniz deil miyim? Onlar da: Evet sen bizim Rabbimizsin. âhid olduk dediler." (Bkz. A'raf 7/172) O hayat, dünyevî hayattan saylmaz. Çünkü o, çeitli nimetlerle donatlarak emre âmâde klnsizin
mtr. Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz buyuruyor ki:
58
"nsanlar uykudadrlar. Ancak öldükleri zaman uyanrlar!" (nsanlarn gaflet uykusun* da olmalarna ramen Resûlullah (S.A.V.) Efendimizin kalbinin uyank oluuna dair Bkz. Tirmizi-Edeb 76) te dünya hayatna gözlerini yumduktan sonra ölülerin halleri böyledir.
Bazlar bir yerde mekân tutup kalrlar. Bazlar kendilerine verilen ruhsatla dolarlar.
B azlan dövülür, B azlan azab olunur. Bütün bunlarn doruluuna Cenab- Hakk'n
u ayet-i kerimesi delalet etmektedir: //O
j /
// O/Û
/
}
O s
*
"(Azab çeitlerinden biri de) atedir ki, onlar sabah akam o atee sokulurlar. Kyametin kopaca gün de: Firavun ailesini azabn en çetinine sokun (denilecek)"
(Mü'min
40/46)
59
KIYAMETN HALLER Yüce Allah (C.C.) kyametin kopmasm murad edince dalar uçuacak Sûr'a üflenmeden önce
ve bulutlar gibi yürüyecektir. Denizler birbirine karacak, Güne dürülüp söndürülecek,
Yldzlar kararp düecek, Gökyüzü gülya kokusu haline gelecek ve rüzgârn hareketi gibi deveran edip dolaacak. Yeryüzü iddetli depremlere sahne olacak, bazen dürülüp toplanacak, sklacak ve bazen de geveyecektir. Nihayet Allah (C.C.) bütün kâinatn soyutlanmasn emredecek,
Yedi kat yerde, Yedi kat gökte,
Ve Kürsî'de hiçbir canl varlk kalmayacaktr. Sonra Yüce Allah (C.C.) makamda tecelli edecek,
Yedi kat gökleri sandan, Yedi kat yerleri de solundan yakalayacak ve
öyle
hitab edecektir:
"Sen ey dünya! Ey dünyack! Nerde senin erbabm? Nerde ashabn? Muhabbetinle onlar fitneye düürdün. Onlar ahiretlerine hazrlanmaktan megul ettin." Sonra diledii gibi kendi nefsini över. 60"
Sürekli bâkî kalmakla,
Devaml
izzet sahibi olmakla,
Ezici bir kudrete mâlik olmakla iftihar eder.
Daha sonra öyle
seslenir:
"Bugün hükümranlk kimindir?" (Mü'min 40/16)
Hiç kimse bu soruya cevap veremez.
Bunun üzerine Allah
(C.C.) yine kendisi cevap
verir:
"Kahhâr olan tek Allah'ndr." (Bkz. Mü'min 40/16) Bundan sonra gökleri bir parmak üzerine, Yerleri de bir parmak üzerine alr. Onlar sallar ve öyle nida eder: "Ben, hesaba çeken mutlak kudret sahibiyim.
Bana irk koan, Benim rzkm yiyen ve benden bakasna
ta-
pan putperestler nerede? Benim rzkmla bana kar masiyete güç bulanlar
nerede?
Büyüklük taslayanlar nerede?" 61
Yine daha önce
yapt gibi nida eder:
"Bugün hükümranlk kimindir?" Sonra Yüce Allah (C.C.) diledii
bir
müddet
kadar öyle kalr. Sonra yine kendisi cevaplar. Allah (C.C.) cennetlerindeki hurilerin ve çocuklarn kulaklarna misal verir. Sonra Hakk Teâlâ Hazretleri cehennemden bir gedik açar ve o gedikten cehennem alevi ç-
dar
kar.
Böylece cehennemde
yand
gibi ondört de-
nizde birden yanverir.
Onlardan bir damla bile kalmaz ve yerlerini siyah bir ekil olarak brakr. Gökler ise, sanki sv ya bulanklnda ve
erimi bakr madeni gibi olur. Alev, gökyüzü snrna yaklanca Allah (C.C.) onu yükselmekten meneder.
Ate
söner,
Alev yükselmez. Sonra sübhanehu ve Teâlâ Hazretleri, hazinelerinden bir depo açar. Orada hayat denizi vardr. Allah (C.C.) oradan yeryüzüne yamur
Ar'n yad-
rr.
O yamurun
taneleri sanki erkeklerin menisi
gibidir.
Onu, susuzluktan ölen yeryüzüne hal canlanr ve sallanr. 62
atar
da o der-
Her taraf sular kaplayncaya kadar yamaya devam eder.
yamur
Nihayet sular krk zira' miktar yükselir. Bu srada bütün mahlûkat, kuyruk sokumun-
dan yaratlr. Hadis-i erifte zikredildiine göre, insann ya-
ratlmas kuyruk sokumu kemiinden balamtr. Ahirette yine ondan balanarak yeniden halkolunacaktr. > 0/
o
;
^
/
/ii /i»
xji
j
o
/
/ j /
"O, kuyruk sokumu kemiidir. Bütün mahiûkat ondan terkib olunur (yaratlr)" (Buharî-Tefsirussure 78-Müslim-Fiten 141,143-bn-i Mâce-Zühd 32-Ahmed b. Hanbel 2/315)
Baka bir rivayette
kii tamamen çürür, ancak
kuyruk sokumu kemii hariç. Çünkü ilk defa ondan baland, ikinci yaratl da ondan balayacaktr. yy
y y
"IJter
y
Oy*
y
yy
Oy
O y
O
s
j*
%
Oyy
* &
ey insandan çürür, gider. Ancak kuy-
ruk sokumu kemii hariç." ( Buharî-Tefsirussure 39-Ebu Davud-Sünne 22-Nesai-Cenaiz 63
117-Ahmed
Hanbel 3/28) O, nohut büyüklüünde bir kemiktir.
Onun
b.
ilii yoktur.
Bütün cesedler, kabirlerinde ondan Tpk hububatn bittii gibi. Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz yine
biterler.
öyle bu-
yurmaktadr: v
j*j c^- ur öj~~i "Sonra Allah (C.C.) su
fi.u
â\
j
indirir.
Bunun üzerine onlar da hububatn bittii gibi hemen bitiverirler." (Buharî-Tefsirussure 78-Müslim-Fiten 141) Nihayet herkes birbirine
karr.
nsanlarn çokluundan dolay bir de bakarsn ki, unun ba, bunun omuzu yanndadr. Bunun eli, unun gövdesi yanndadr. Allah (C.C.yn kavl-i erifinden murad olu-
u
nan mana budur:
^UT Ujup-j "Muhakkak
p+i*
J>ji\
ki biz, toprak,
U UJp
jü»
onlarn bedenle-
rinden neleri yeyip eksilttiini bilmiizdir. Bizim katmzda (her eyi) tesbit eden bir kitap (Levh-i Mahfûz) vardr." (Kaf 50/4) 64
Biz "hyâ-ul ulûm" eserimizde bu hususa ge-
niçe iaret ettik. Çocuk, çocuk olarak, Delikanl, delikanl olarak,
Genç, genç olarak, Olgun, olgun olarak, htiyar da ihtiyar olarak yeniden diriltildii ikinci yaratl tamamlannca Allah (C.C.) Hazretleri rüzgâra emreder ve Ar 'm altndan esmesini ister.
O da latif bir ekilde eser. O zaman yeryüzünden sr perdesi kaldrlr ve dünya apaçk bir ekilde ortada kalr. Onda hiçbir erilik ve tepecikler yoktur. Dalar kuma dönmütür ve çukur yerleri doldurmutur. Sonra Allah (C.C.) Hazretleri, srafil Aleyhisselâm diriltir. O da Kudüs' de bir kayadan Sûr'aüfler.
boynuz eklinde nûrdan bir borudur. Onun ondört tane halkas vardr. Bir tek halkasnda bütün karada yaayan mahlûkatn ruhlar saysmca delikler vardr. Bütün Sûr,
karadakilerin ruhlar oradan çkarlar.
Orada an
vzlts gibi sesler vardr.
Onlar bütün ufuklar doldururlar. Sonra herkes kendi cesedine girer. Allah (C.C), kular ve vahi hayvanlar dahil olmak üzere bütün ruh sahiplerinin hepsine ilham 65
eder.
Sonra tekrar Sûr' a
üflenir.
Bütün yaratklar hepsi birden kalkp bakadururlar.
Allah (C.C.) öyle buyurmaktadr:
d
M
^aLJL
"üphesiz
S-l^j 3^>-j
LjU
Sûr'a son üfürülü, tek bir sayhadan ibarettir. Bir de bakarsn onlar hep kabirlerinden uyanmlar (bir araya toplanki
mlar)"
(Nâziât 79/13,14) Mahlûkat, kabirlerinden kalktklar srada gözlerini açmlardr da kökünden sökülmü olan dalara ve sulan tükenmi olan denizlere bakmlardr.
Onlarda hiçbir erilik yoktur. Hiçbir tümseklik de yoktur. Yeryüzündeki ufak eimler ve vadiler düzelmi, her taraf dümdüz olmutur. Bu manzaraya hayretle bakarlar ve kalr-
ap
lar.
Yerin altndan
doru
herkes mesken edindii
çkp oturur. aknlkla ve düünceli olarak bekler.
kabrin üstüne
Resûlullah (S.A.V.) Efendimizin haber verdii gibi orada insanlar çplak olacaklardr.
Ancak, gurbette mü'min olarak ölenler ve ga66
rip
kalp kefenlenmeyenler har olunduklar vakit
onlara cennetten bir elbise giydirilir.
ehîd
olanlara da cennetten bir elbise giydiri-
lir.
Ve
yine
Muhammed Aleyhisselâmn ümmetin-
den olup onun sünnetine son derece önem verende kefenleri ile harolunur. Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz öyle buyurmaktadrlar: ler
"Ölülerinizi kefenlemede
mübalaa
Çünkü benim ümmetim kyamet günü ri ile
ediniz.
kefenle-
beraber harolunacaktr.
Dier ümmetler
ise
çplak olacaklardr."
(Kefenlemede müstehab olan eylerle ilgili olarak Bkz. Tirmizi-Cenaiz 18-bn-i Mâce-Cenaiz 12)
Rivayet olunur ki, bir zât, ölüm vakti yaklatsrada yannda bulunanlara hitab ederek: "Bana falancann elbisesini giydirin." dedi. Fakat
onun bu vasiyetine uyulmad. Nihayet adam ksa bir gömlekle öldü. Üzerinde baka bir ey yoktu. Defnettikten ksa bir müddet sonra onu rüya 67
aleminde gördüler. Sanki o aç, susuz ve çplak bir vaziyette Dediler
idi.
ki:
"Ne oldu sana?" Once konumak istemedi. Sonra öyle cevap verdi: **
"Siz beni elbiseden
gömlek
ile
mahrûm
ettiniz
u
ve beni
harolunmak durumunda braktnz."
K NEFHA ARASINDAK MÜDDET lar
O, ikinci ölümdür. Çünkü bütün batnî organfaaliyetten menedilmitir. Cismani ölüm ise, zahirî organlardan menedil-
mektir.
Çünkü
cisimler hareketi olutururlar.
Organlar ibadet yapmazlar. Asl namaz klan, organlarmz deildir.
Oruç tutan da organlarmz deildir. Nefis, basit bir cevherdir. Cesede binince hayat ve davranlar sahih olur. nsanlar, iki nefha arasndaki müddetin ne kadar olduu hakknda muhtelif görülere sahip oldular.
Cumhurun görüüne göre bu müddet krk
se-
nedir.
lminden ve irfanndan
asla
üphe etmediim
zâtlardan biri bana dedi ki:
"Bu müddetin ne olduunu Allah (C.C.)'dan bakas bilemez. Çünkü o, ilâhi srlardandr." 68
Yine bana dedi
ki:
"Cenab- Hakk'm istisna kaldktan hariç." Bunun üzerine ben de: "Resûlullah (S.A.V.) Efendimizin öyle buyurmasmdaki mana nedir?" Dedim ve Hadis-i erifi okudum:
u
rr J4 W
^ or
»1
& *»
^j» d^çi
t^jii
â** ûj^ji
u&*
Jj
1
w
ju-T
"Kyamet günü Arz'n dar çkaraca kimselerin ilki ben olacam. O srada kardeim Musa Aleyhisselâm
Ar'n
listesini
alacaktr. Bilmiyorum acaba o
Yoksa Cenabkldklarndan mdr?" (Ah-
benden önce mi
diriltildi?
Hakk'n istisna med b. Hanbel 3/2)
Hz. Musa dahi olsa bütün ölen canllar o anda cesedden syrlmlardr. O korkulu kyamet gününde Resûlullah (S.A.V.) Efendimizden baka baz istisna olunanlar da o dehetli günün sarsntsndan muaf olacaklardr.
Hz. Ömer (R.A.)'n da bulunduu bir mecliste Hz. Ka'b (R.A.) kyametteki o büyük korkulu gün 69
hakknda konutu. Sahabeler dediler ki:
"Ey Hattâb'm olu Ömer! Eer durum böyle ise, yetmi peygamberin ameli bile senin o günün dehetinden kurtaramaz. Ancak Cenab- Hakk'n o korkulu günde güven verip istisna ettikleri müstesnadr."
Onlar dördüncü makam ehli olan kimselerdir. üphesiz ki, Hz. Musa Aleyhisselâm da o makamda olanlardan biridir.
Cenab- Hakk'n Rabbin heybetinden
istisna
kldklar
dahi,
Yüce
dilleri tutulur da:
"Bugün hükümranlk kimindir?" Sorusuna
ce-
vap veremezler.
Eer içlerinde bu
soruyu cevap vermeye muktedir olan bir kimse olsayd:
"Bütün mülk ve hükümranlk senindir ey bir olan Allah'm, her ey senindir ey Kahhâr olan Allah'm." diye cevap verirdi.
MAHERDE NSAN TPLER Herkes kabrinden dorulup
kalkt
vakit ki-
mileri çplaktr,
B azlan giyiniktir, Bazlar siyahlamtr, Bazlar beyazdr. Bir
ksm insanlarn nûr'u olacaktr ve bu nur,
çok güçlü
bir
lamba
gibi etrafa
70
k
saçacaktr.
Bazlarnn da nûr'u olacaktr ve o nûr, güne gibi her tarafa aydnlk saçacaktr. Bununla beraber bütün herkes balan önlerine eik bir vaziyette ve ne yapacaklarn bilemez bir halde bin yl öylece kalacaklardr.
Bat tarafndan bir ate zuhûr edecekOnun ayn zamanda çok büyük bir gürültüsü
Nihayet tir.
vardr ve bütün mahlûkat maher yerine sevkeder.
nsanlar, Cinler,
Vahi hayvanlar ve kular, onun gürültüsünden dehete düerler.
Daha sonra herkes kendi O da öyle söyler: "Kalk, yürü
amelini eline alr.
maher yerine."
Ameller çeit çeit olduundan kiminin ameli çok iyidir. O güzel amel, bir hanm eklinde kendisine görünecektir.
Bazlarnn
ameli, kendilerine bir
eek eklinde
görünecektir.
Bazlarnn
ameli
ise,
kendilerine koç eklinde
Bazan onu srtna alp tayacak ve bazan da onu kaldrp yere atacaktr. görünecektir.
man olanlara önlerinden ve sa taraflarndan nûr verilecektir. Kâfirlerin önlerinden ve sol taraflarndan da zifirî karanlk verilecektir. Allah (C.C.) öyle buyurmaktadr: bir
71
"(Srat üzerinde) nûrlar önlerinde ve salarnda koup parlayacak." (Bkz. Tahrîm 66/8) Kâfirler orada korku ve aknlk içinde kalacaklardr.
Onlar gözetleyenler
ise,
imdat
isteklerini geri
çevireceklerdir.
Mü'min olanlar, zifirî karanln iddetine bakp Cenab- Hakk'n kendilerine ihsan ettii hidayet nûr'una hamdederler.
Yüce Allah
(C.C.)
mü'min kullan
için
sr per-
desini açar ve böylece kâfirlerin hallerini onlara gösterir.
Allah (C.C.) öyle buyurmaktadr:
"Gözleri cehennemlikler tarafna çevrildii zaman da: Ey Rabbimiz, bizi zâlimler topluluile beraber yapma, derler." (A'raf 7/47) Baz eyler vardr ki, onlarn kymetini ancak çeken bilir: Hayatn kymetini en iyi, ölüler bilir.
u
72
Nimetin kymetini darla düen Zenginliin kymetini fakir bUir.
Kyamet günü ile
bilir.
nice insanlar vardr ki, ayaklan
koarlar.
Kimileri ayak parmaklarna üzerine basarak yürürler.
Kimilerine ise verilmi bir
k
vardr
ki
bazen
söner, bazen yanar.
Yeniden dirilme esnasnda onlarn nûrlar, imanlar nisbetindedir. Attklar admlarn sür'ati de amelleri nisbetindedir.
Bir Hadis-i erifte zikrolunduuna göre, Resûlullah (S.A.V.) Efendimize denildi ki:
"Ya Resûlullah!
Maher günü bizler nasl harolunacaz?" Efendimiz buyurdu ki: "ki kii bir devenin srtnda, kii bir devenin srtnda, On kii bir devenin srtnda," Burada murad olunan mana, Allahu a'lem udur; bir kavim slâm' yaamtr. Cenab- Allah
Be
da onlara Rahmetini ihsan etmitir. Onlarn kendi amellerinden, amel derecelerine göre deve yaratacak ve onlar da ona bineceklerdir. Tabii bu durum, zayf amel sahibi olanlar içindir.
Buna öyle
bir misal
de
verebiliriz:
Bir topluluk uzak bir yere seyahat için birlikte 73
yola çkarlar. çlerinden bazsnn binek alacak kadar paras yoktur. Böylece onlar ikisi bir araya gelip bir binek alrlar. Yahut üçü bir araya gelip bir binek alrlar ve kervann peinden giderek onlara katlrlar.
Bazen bu, on kiiye bir deve de olabilir! Tabii ki bu durum, bir acizlik ve noksanlktr. Amellerdeki hata ve noksanlklardan kaynaklanr. Eer sen de Allah (C.C.) için sâlih amel ilersen, senin de bir binitin olur.
unu
da
iyi bil ki; bu,
kârl bir
ticarettir
ve
dünya iyi bir ticaret yeridir. Takva sahipleri ise Allah (C.C.) katnda en yüce mertebelere ularlar.
Allah (C.C.) öyle buyurmaktadr:
"Takva
man yem
9
m
sahiplerini, elçilerimiz gibi
Rah-
huzuruna toplayacamz gün." (Mer-
19/85)
Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz birgün ashab-
na öyle anlatmt:
"srailoullarmdan bir adam vard. Çok hayrlar ilerdi. Nihayet o da (mükâfaat olarak) sizinle beraber
har olunacaktr."
Dediler
ki:
74
"Ya Resûlullah! O, ne gibi ameller yapard?" Efendimiz buyurdu ki: "Babasndan kendisine çok mal miras kal-
mt. Onun
bir
ksm ile bir bostan satn
ald
ve:
bu, Allah (C.C.) indinde benim bostanmdr, diyerek onun mahsulünü garibanlara ayrd. Yine saysz miktarda dinar da zayf ve fakirlere
datt.
Sonra Allah (C.C.)'n rzas için o parann büyük bir ksm ile çok sayda köleler ve cariyeler satn alp: Bunlar benim Allah (C.C.) indindeki hizmetkârlarmda, diyerek onlar azad etti.
Yine birgün gözü sakat olan bir adama rastlamt. Bazen yürüyor, bazen yolda tökezliyordu.
Derhal bineini ona doru sürüp gitti ve: Bu, Allah (C.C.) indinde benim bineimdir (sana baladm) haydi bin ona, dedi. Nefsim kudret elinde olan Allah (C.C.)'a yemin ederim ki, binei eerlenmi ve yular taklolarak ona binip maher yerine doru getiriliini görüyorum." Yüce Rabbimiz Kur'an- Kerim' de öyle bu-
m
yurmaktadr:
75
jç
o
*
s o
* s
x
o x
XX
o
x
*>
?
$-$
o
x o
x
xx
XX xÛ
i
"Yüzüstü tökezleyerek yürüyen mi varlacak yere daha iyi eriir? Yoksa doru yolda düzgün yürüyen mi?" (Mülk 67/22)
Bu
ayetin tefsirinde deniliyor ki; Allah (C.C.)
kyamet günü mü'minlerin ve
harolunmalanndaki hallerini ve onlarn ne ekilde mahere sevkedileceklerini insanlara göstermek ve onlakâfirlerin
olmak için misal vermitir. Yüce Allah (C.C.) öyle buyurmaktadr:
ra ibret
"Günahkârlar da susuz olarak Cehenneme süreriz." (Meryem 19/86) Yine öyle buyurmaktadr:
"O günde
dilleri, elleri
76
ve ayaklar
yapm
olduklarndan dolay aleyhlerinde ahidlik edeceklerdir." (Nûr 24/24) Yine öyle buyurmaktadr:
r
"Kyamet gününde onlar
kör, dilsiz ve sa-
bir halde yüzüstü harederiz." (Bkz.
17/97)
Deniliyor
ki;
Ayette geçen körlükten maksad, mü'minlerin önlerinden ve salarndan nûr saçp ortal aydnlatan
ktan, kâfirlerin mahrum kalmalardr.
Kyametin bütün
halleri
u ayetin tefsirindeki
srda mevcuttur:
"Bîr sihir midir bu? Yoksa siz görmüyor musunuz?" (Tur 52/15) Yine deniliyor ki, kyamet günü körlükten maksad, karanlklar içinde kalmaktr ve CenabHakk'n nûruna bakmaktan menedilmektir. Yüce Allah'n nûru o gün her taraf kaplayp aydnlatacaktr. Fakat kâfirlerin gözlerine perde çekilecek ve onlar bir ey göremeyeceklerdir. Yine onlarn kulaklarna da perde çekilecek ve 77
r
mü'minlerin duyup lezzet aldklar yüce kelam duyamayacaklardr. Hakk Teâlâ Hazretleri öyle buyurmaktadr: onlar,
r^
1
^^
û^l^ ^r, iul i^T
"Ey
ayetlerimize inanan ve müslüman olan kullarm! Bugün size korku yoktur. Sizler üzülmeyeceksiniz de. Siz ve eleriniz olarak Cennete giriniz." (Zuhruf 43/68-70)
arlanm
Yine o günde
kâfirlerin dilleri
konumaktan
menedilecektir. Sanki onlar dilsizler gibi olacaklardr.
Yüce Allah
(C.C.)
öyle buyurmaktadr:
>
"O
(kâfirlerin)
konuamayaca bir gündür.
Onlara izin bile verilmez ki (sözde) mazeretlerini beyan etsinler." (Mürselât 77/35-36) O günde bir ksm insanlar dünyada imtihan olunduklar
fitneleri ile
beraber harolunurlar. 78
Herkes dünyada neye bel balayp ona sarlkyamet günü kabrinden onunla beraber
msa
kalkacaktr.
Önce onu
sa yanndan
alacak fakat derhal onu elinden atp öyle diyecek: "Kahrolas! Sen beni Allah (C.C.)' hatrlamaktan alkoydun. Beni
megul ettin."
O da tekrar kendisine dönecek ve u cevab verecektir:
"Ben Allah
arkadanm. (C.C.) aramzda hükmünü
senin
verinceye ka-
dar seninle beraberim.
O, hükmedenlerin en hayrlsdr." Kyamet günü, sarho kimse yine sarho olarak harolunacak, çalgc da çalgc olarak harolunacaktr.
Bunlarn her
de Allah (C.C.) 'm yolundan saptklar hal üzere mezarlarndan kalkacaklardr. Hadis-i erifte zikrolunduuna göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz öyle buyurmuikisi
tur:
c ^}\j a*
J jUJI jyÖlj jA+h
"üphesiz
ki, içki içen bir
79
Vj u
ö\
kimse (kyamet
küpü boynunda asl
ve kadeh de
günü)
içki
elinde
olduu halde harolunur." (çki
içene,
datana
ve satana Allah (C.C.)'n lânet ettiine dair deiik bir ifade ile Bkz. Râmûzu'l Ehâdis-Sayfa-347) O, yeryüzüne atlan pisliklerin en kokmuudur. Mahlûkattan ona rastlayan ve onu gören herkes, kendisine lânet eder.
Yine
zulmedilen eyle bera-
bir ölü, kendisine
ber harolunur.
Hadis-i erifte zikrolunduuna göre Allah (C.C.) yolunda öldürülen bir kimse, kyamet günü yarasndan kan akarak gelir.
•
a^jZ-j *AJ&\ 0
O
fjj /
JI
Ü -
-
ü-
jfe /
^
^
«&l
J-~-
J JjsUl
JT0 > J 0 0 ^ # *
5J
-
" -
J
Ol *
0
*
°- "
UjJp.AÜ^Oj^^ "Muhakkak
yolunda öldürülen bir kimse kyamet günü yarasndan kan akarak Cenab- Hakk'n huzuruna gelir. Rengi, kan rengidir. Kokusu da misk kokusudur." (Deiik bir ki Allah (C.C.)
Müslim-mare 1-Nesâi-Cihad 25, 27-bn-i Mâce-Cihad 15-Darimi-Cihad 14ifade
ile
Bkz.
Ahmed b. Hanbel 2/242, 391, 398,3/296) 80
Melekler gurup gurup insanlar sevkedip
geti-
rirler,
insan,
Cin,
eytan,
Vahi hayvanlar, parçalyclar ve kular bütün hepsi bir
meydan da toplanrlar.
Sonra melekler, onlar gümüten daha parlak olan ve Ardu'l Beydâ denilen baka bir yere havale ederler.
Kendileri de âlemlerin ötesinde bir halka olu-
Onlarn saylan, dünyada yaayan bütün canllarn on katdr. Sonra Allah (C.C.) ikinci gök meleklerine emreder. Onlar gelirler ve önceki meleklerin etrafn çepeçevre kuatp bir halka olutururlar. Saylar tururlar.
öncekilerin yirmi katdr.
Sonra üçüncü kat semann melekleri inerler ve bir önceki meleklerin etrafn çepeçevre kuatp bir halka olutururlar. Saylan öncekilerin otuz katdr. Sonra dördüncü kat semann melekleri inerler ve bir önceki meleklerin etrafm kuatp bir halka olutururlar. Saylan öncekilerin krk katdr. Sonra beinci kat semann melekleri inerler ve bir önceki meleklerin etrafn kuatp bir halka olutururlar. Saylan öncekilerin elli katdr. Sonra altnc kat semann melekleri inerler ve bir önceki meleklerin etrafn kuatp bir halka 81
olutururlar.
Saylan
öncekilerin
altm katdr.
Sonra yedinci kat semann melekleri inerler ve bir önceki meleklerin etrafn kuatp bir halka olutururlar. Saylar öncekilerin yetmi katdr. bir vaziNihayet bütün mahlûkat çok yette ve büyük bir izdihamla toplanrlar. Öyle ki, izdihamn iddetinden ayaklar birbirine basar.
skk
insanlar ter içinde kalrlar.
Bu
terlemeleri,
ne göre
iman ve amellerinin
dereceleri-
olur.
Bazlar kulaklarna kadar terin içine batarlar. Bazlar boazlarna kadar, B azlan omuzlanna kadar, Bazlan göüslerine kadar, Bazlan da dizlerine kadar terin içinde kalrlar. Bazlarna hamamda oturur gibi basit bir ter isabet eder.
Bazlarna da susayp bir
slaklk
su
içmi
gibi
çok basit
isabet edecektir.
Minberlerden eriat anlatanlar, Kürsülerden slâm öretenler ve suda boulup ölen mü'minler için melekler öyle nida ederler: "Bugün size korku yoktur. Siz mahzun da ol-
mayacaksnz." Ariflerden bir zât'm bana lar,
Fudayl
b.
anlattna göre on-
Iyâd ve onun gibi çok tevbe edenler-
dir.
Çünkü Resûlullah
(S.A.V.) Efendimiz
buyurmutur: 82
öyle
tevbe eden kimse, hiç günah olmayan gibidir." (bn-i Mâce-Zühd 30) te bu Hadis-i erif, tevbe edenlerin günahtan
"Günahndan
syracaklarna açk bir delildir. Yukarda zikredilen üç gurup kimsenin kyamet günü nurlanacaktr.
yüzleri
Kafirlerin yüzleri ise kararacaktr.
Kargaa, sknt ve ter nasl olmasn ki! Güne onlarn tepelerine yaklaacaktr. Hatta o kadar ki, biri elini uzatsa neredeyse ona eriecek! Üstelik harareti de
yetmi kat
artacaktr.
Selef-i sâlihinden bir zât diyor ki:
Eer güne, kyamet günündeki ekli ile dünya üzerine
domu olsa, bütün yeryüzünü yakard.
Kayalar eritirdi ve nehirleri kuruturdu." Bütün mahlûkat dalga dalga gelip skntl bir ekilde Ardu'l Beydâ denilen yerde toplanacaklar. Göklerin ve yerin ekli de deimi olacaktr. Allah (C.C.) öyle buyurmaktadr:
83
"Yer baka bir yere, gökler de (baka göklere) deitirildii ve (insanlar) bir ve kahredici olan Allah'n huzuruna çktklar gün (Allah zalimlerden intikam alacaklardr.)"
(brahim
14/48)
nsanlar
maher yerinde çeit
çeit durumlarda
olacaklardr.
Dünya
ehli
yannda
kral olanlar orada müte-
kebbir sfatnda altn gibi görünecekler. Gerçekte ise onlar, altm gibi deerli deildirler. Çünkü dünyada altm gibi kymetli zannedilen-
o gün ayaklar basacaktr. Yine o günde bir takm insanlar souk, tatl ve saf su içeceklerdir. Çünkü Cennet ehli çocuklar, lerin üzerine
rmaklarndan doldurulmu kababalarnn etrafnda dolanacaklar ve on-
ellerinde cennet
dehlerle lara su
ikram edeceklerdir.
Selef-i sâlihinden bir zât uyudu.
Rüyasmda gördü ki, kyamet kopmutur. Kendisi de maherde ki toplanma belgesinde susuz olarak kalmtr.
O srada birçok küçük çocuk gördü. Rüyasm
anlatan zât diyor ki:
"Bana da su çlerinden
veriniz. " diye onlara seslendim.
biri
dedi
ki:
"Bizim aramzda senin
Ben
bir
çocuun var m?"
de:
"Yoktur." diye cevap verdim. Bunun üzerine dedi ki: 84
"Öyle
ise
sana da su yoktur."
evlenmenin nasl olacan ve bu çocuklarn su verme artlarn hyau'l Alûm adl eserimizde geniçe açkladk.
En
iyi
EFAATÇ ARAYILAR Maher günü
bir
ksm insan vardr ki, balan
üzerinde bir gölge olur ve onlar günein hararetinden korur. Bu da, güzel bir ekilde verilen zekat ve sada-
kadr. insanlar
bu hal üzere bin yl
kalrlar.
Nihayet vasfn hyâ kitabmzda anlattmz ekilde bir münâdî onlara seslenir. Mü'min ve kâfir herkes bu iddetli niday duyarlar ve bunu, Kyamet gününün korkusunu artracak bir azab zannederler. Ar görünür. O srada sekiz melein Melein her bir adm, onlardan yirmi bin yl-
tad
lk bir yürüyü
mesafesidir.
Meleklerin gurup gurup tebih sesleri akllara durgunluk verir. Nihayet Yüce Allah (C.C.)'n özellikle bu i kuiçin yaratt Ardu'l Beydâ denilen yerde
Ar
rulur.
Bütün balar öne eiktir. Herkes korku ve üzüntü içindedir ve peygamberlerden efaat beklemektedirler. 85
O
günün dehetinden âlimler
bile
korkmakta-
dr.
eyin kar koyaAllah (C.C.)'n azabndan korkmakta-
Veliler ve ehidler bile hiçbir
mayaca drlar.
Onlar bu halde iken birden bire etraf bir nûr kaplar.
Bu
öyle bir nûrdur üstün olup onu bastrr.
Onun kilde bin
ler
ki,
günein nurundan çok
harareti altnda ve
yl öylece
çok izdihaml bir e-
kalrlar.
Allah (C.C.) onlara bir kelime bile söylemez. Sonra insanlar Hz. Adem Aleyhisselâma giderve ona öyle derler:
"Ey Adem!
Ey insanlarn
atas! Biz çok zor bir durumda-
yz. Sen,
Cenab- Allah'n kendi kudret
eli ile
ya-
ratt bir kimsesin. Seni kble klp melekleri secde ettirdi. Sana kendi ruhundan
üfledi.
Allah (C.C.) yannda senin çok deerin vardr. Bize efaat eyle." Hz. Adem Aleyhisselâm onlara cevab ve-
u
rir:
"Ben Allah (C.C.)'n emrine âsi oldum. Çünkü o bana aaçtan yemeyi yasaklamt. imdi ben bu durumda ona bir ey söylemee
utanrm. 86
Aleyhisselâma gidiniz. Çünkü o, Allah (C.C.)'a teslim olanlarn ilkidir." Bu sözler üzerine aralarnda bin yl istiare yaparlar ve sonunda Nuh Aleyhisselâma giderler.
Fakat
siz
Nuh
Ona öyle derler: "Ey Nuh! Sen müslümanlann
Allah (C.C.) katnda geri çevrilmezsin. Bizim mükülümüzü çözmek için bize efaatçi ol."
Hz. Nuh, onlara
ilkisin.
u cevab verir:
"Ben bir beddua ettim de dünya halk o beddua sebebiyle sulara gömüldü.
imdi
ey
böyle bir
utanrm. Fakat siz, brahim
istemek için Allah
(C.C.)'tan
Halîlullah'a gidin.
Çün-
efaat edebilir!" Yine aralarnda bin yl istiare ederler ve brahim Aleyhisselâma giderler. Ona öyle derler: "Ey brahim! Ey müslümanlann atas! Sen Cenab- Hakk'n dost seçtii bir kimsesin. Allah (C.C.) katnda bi-
kü daha önce
size
ze efaatçi ol."
Hz. brahim, onlara
u cevab verir:
"Ben dünya hayatmda islâm tebli
için
çok
uratm. Fakat üç yerde yalan söz söyledim. imdi
böyle bir
durumda ondan efaat
dile-
meye utanrm. Fakat
siz
Musa
Aleyhisselâma gidin. 87
Çünkü
Allah (C.C.) onu, kendisine yakn kullardan seçti ve onunla konutu. Belki o size efaat edebilir!" Yine aralarnda bin yl istiare ederler ve sonunda Musa Aleyhisselâma giderler.
Ona öyle derler: "Ey Imran'n olu! Allah (C.C.) seni kendisine yakn kullardan seçti ve seninle konutu. Sana Tevrat' indirdi. Senin Allah (C.C.) yanda çok itibarn vardr. Bize efaat eyle." Musa Alelhisselâm öyle cevap verir: "Ben, dier insanlara ibret olmas için yllarca Firavun ve avenesinin kahrolmalarn Allah (C.C.) 'dan istedim.
imdi böyle bir durumda ondan bir ey
isteme-
ye utanrm. Fakat siz Hz. sa Aleyhisselâma gidin. Çünkü o, peygamberler içinde Allah (C.C.)'a daha yakn olmu ve marifetullah'a daha çok ermitir." Bunun üzerine yine aralarnda bin yl istiare ederler ve skntlardan kurtulmak için baka alternatif
ararlar.
Aleyhisselâm' a
Ona öyle
Fakat bulamazlar ve Hz.
sa
gelirler.
derler:
"Ey Isa! Sen Allah (C.C.)'n ruhu ve kelimesisin. HakkTeâlâ Hazretleri seni dünyada ve ahiret88
insanlarn önderi kld. Rabbinin katnda bize efaat eyle." Hz. Isa Aleyhisselâm cevab verir:
te
u
"Kavmim, beni ve annemi Beni, Allah'n
olu
ilâh edindiler.
diye isimlendirdiler.
imdi, kendisi ile beraber ilâh ittihaz edilen birisi, nasl olur da Allah (C.C.) katnda efaatçi olabilir!
Fakat
Çünkü
siz
o,
Muhamed
Aleyhisselâma gidin.
bütün yaratlmlar içinde Cenab-
Hakk'a en yakn ve en erefli olandr. O,
dümanlarn
bile
balar.
Yusuf Aleyhisselâmn, kardelerini affettii gibi o da öyle der:
:<
Dedi
(C.C.)
ki:
Bugün
sizi affetsin.
sizi
knama
Çünkü
o,
yoktur. Allah merhametlilerin
en merhametlisidir." (Yusuf 12/92)
Daha sonra Resûlullah (S.A.V.) Efendimizin üstünlüklerini tek tek sayar.
Nihayet
onlarn
nefisleri
an önce Resûlullah (S.A.V.) Efendimize gidip ona kavubir
mak arzusuyla dolup taar. Sonunda Efendimizin minberine 89
gelirler
ve
öyle derler: "Ey Muhammedi Sen Habibullahsn. Allah (C.C.)'n en çok sevdii kimse, bize efaatçi olmak için en uygun vastadr.
Biz önce Adem Aleyhisselâm'a gittik. O bizi Nuh Aleyhisselâm'a havale etti. Nuh Aleyhisselâm'a gittik, o bizi brahim Aleyhissel âm a havale etti. ibrahim Aleyhisselâm'a gittik, o bizi Musa Aleyhisselâm a havale etti. '
'
Musa Aleyhisselâm'a
gittik,
o
bizi
sa
Aleyhisselâm'a havale etti. Isa Aleyhisselâm'a gittik, o da bizi sana havale etti. imdi senden baka bir merci yok ki ona gidelim."
u
Bunun üzerine Resûlullah cevab verir:
(S.A.V.) Efendimiz
"Allah (C.C.) dilediine izin verinceye kadar ben efaatçi olmaa çalacam." Sonra Serâbikatü'l Celâl denilen yüce makama gider ve efaat için izin talep eder. Kendisine izin verilir. Sonra sr perdesi kaldrlr ve Ar görünür. Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz derhal secdeye kapanr ve bin yl öylece kalr. Sonra hiçbir kimsenin
hamd edemeyecei
bir
Hazretlerine hamdeder. Ariflerden bir zât diyor ki:
90
ekilde Hakk ^eâlâ
"Bu hamdetme ekli, Cenab- Hakk'n mahlûkat yaratt günde, kendisini medh-ü senâ ettii vasflarla olmutur."
Cenab- Hakk'a ta'zim
için
Ar
hareket edip
sallanr.
Bu konu
ile ilgili
detayl bilgiler hyâu'l
Ulûm
eserimizde zikredilmitir.
Bu müddet
içinde insanlarn yeri
daralm
ve
daha da perian olup kötüye gitmitir. nsanlardan herbiri dünyada iken cimrilik yapp vermedii eyler sebebi ile cezalandrlrlar. Meselâ devenin zekâtm vermeyen bir kimse o günde bir deveyi yüklenip omuzuna alr. O devevarnin korkunç bir böürtüsü ve da gibi
halleri
arl
dr.
Sr zekâtm vermeyen de omuzuna
yüklenir.
bir
öküzü
Onun da bir böürtüsü ve da gibi arl-
vardr. Böürtüler ve sesler, korkunç bir gök gürlemesini andrr. Ziraat mahsulünün zekatm vermeyen kimse, omuzuna büyük bir küp yüklenir. Küpün içi, cimrilik edip vermedii buday yahut arpa gibi hububat
doldurulmutur. Öyle ardr ki, Onun altnda kahrolur. ile
Malnn zekâtn ve kat kalpli bir
vermeyen kimse de acmasz yarat omuzuna yüklenir.
Onun az köpüklü, Gözlerinin çevresi kll ve 91
üzerinde
iki
tane
si-
yah benek vardr.
Kuyruunun
dar sark-
ucu, burun deliinden
mtr. Onu tayann omuzuna
yük çöker ki, araya gelse onu ta-
öyle bir
sanki bütün dünya halk bir
maa güç yetiremezler gibi bir hal olur. Onu gören bütün herkes: "Bu nedir?" Diye Melekler derler
"te
ki:
bu, dünyada
ettiiniz ve
sorarlar.
zekatm vermekten
cimrilik
holandnz eydir."
Yüce Allah
(C.C.) Kur'an- Kerîm'inde
öyle
buyurmaktadr: x
O
* Q s
l
s
s
*
jU
I
"Cimrilik ettikleri
ey
de
kyamet günü
yunlarna dolanacaktr." (Bkz.
Ali
bo-
mran
3/180)
Dier
bir
ksm
insanlar
vardr
(edep yerleri) büyüyecek ve oradan
Onun pis kokulan
sebebiyle
ki, fercleri
irin
akacaktr.
komular da rahatsz
olurlar.
Baz insanlar ate üzerinde asl kalrlar. Bazlarnn leri
dilleri
en çirkin
bir
ekilde göüs-
üzerine çkarlr.
Bunlar zina edenler, Livata (çarpk iliki) yapanlar ve çok yalan 92
söyleyen kimselerdir.
Bazlarnn karnlar yüce dalar
gibi büyür.
Bunlar da faiz yiyenlerdir. böylece her günah sahibinin günah, zâhiren yüzünde açk bir ekilde belli olacaktr. Daha sonra Yüce Allah (C.C.) Hazretleri, Resûlullah (S.A.V.) Efendimize hitap eder:
te
"Ey Muhammed! kaldr da söyle,
Ban necektir.
Artk
(senin sözün) dinlekimi dilersen ona efaat eyle."
(Resûlullah (S.A.V.)'in ilk efaatçi olmas ile ilgili Bkz. Müslim-man 330) Bunun üzerine Hz. Muhammed (S.A.V.) Efendimiz öyle der:
"Yarabbi!
Kullarnn arasn ayr, onlarn ilerini bitir. Zira, onlarn bulunduklar yerde bekleyileri uzad. Herbiri, günah sebebiyle Arasât meydannda rezil oldu." (Kyamet gününün insanlara 93
uzatlaca ile ilgili benzer Ahmed b. Hanbel 3/247) Cenab-
bir Hadis için Bkz.
Hakle' tan tekrar nida gelir:
"Evet ya
Muhammed."
CENNET VE CEHENNEMN
GETRL
Allah (C.C.) önce Cennetin süslenip getirilmesini emreder. Ondan gelen çok temiz ve çok güzel hafif bir esinti olur.
Kokusu beyüz yllk mesafeden
hissedilir.
Kalpler huzura kavuur, nefisler hayat bulur. Ancak, dünyada kötü amel ileyenler bu koku-
yu duyamayacaklardr. Bu esnada cennet getirilip
Ar'n sa
tarafna
konulur.
Daha
sonra Allah (C.C), cehennemin getirilmesini emreder.
Cehehhem, etrafa korku ve dehet saçar ve kendisini götürmee gelen görevli meleklere der ki:
"Bilir misiniz ki, Allah (C.C.)
Ona
mahlûkat
yarat-
benimle azab eder!" Melekler de cevap verirler: "Hakk Teâlâ Hazretlerinin ânna yemin ederiz ki, Rabbinin emrine isyan edenlerden intikam alman için onlar sana sevkeder. Sen ite böyle bir gün için yaratldn." t.
âsi olanlara
94
Daha sonra onu alp
getirirler.
Dört ayak üstüne yürüyerek
Yetmi bin ba
gelir.
vardr.
Her bada yetmi bin halka vardr. Dünyann bütün demirleri bir araya toplansa o halkalardan bir tanesine bile denk olamaz. Her halkann üzerinde yetmi bin zebanî var-
Eer
o zebanilerden
bir tanesine bile
yerle bir etmesi emrolunsa,
dalan
buna gücü yeter ve
onu dümdüz eder.
Dünyay
sallayp yere
da rahatça yapacak güce
Cehennemin iddetli
vurmas
emredilse, bunu
sahiptir.
bir soluk
al,
Gürültüsü,
Kvlcmlar ve yükselerek her taraf duman vardr. Bu öyle bir dumandr ki,
kaplayan bütün et-
raf karartr.
Mahlûkat ile arasndaki uzaklk bin yllk bir mesafeye inince, zebanilerin elinden kurtulup halkn bekledii yere gelir.
Onun
tehdit edici bir sesi,
iddetli sarsnts,
Mahvedici bir gücü vardr. Bütün mahlûkat, bu dehet verici manzara karsnda büyük bir korkuya kaplrlar ve: "Bu nedir?" Diye sorarlar. Onlara cevap verilir: "Bu Cehennemdir. 95
Onu buraya sevkedip getiren zebanilerin elinden kurtuldu. Onu yakalamaa güç yetiremediler."
Cehennemin dehetinden herkes
irkilir
ve müt-
yaknlarn
unutur-
hi bir korkuya kaplrlar. Hatta peygamberler bile en lar.
Meselâ Hz. brahim, Hakk yoluna kurban etmek istedii olu smail Aleyhisselâm' unutur. Hz. Musa, kardei Harun Aleyhisselâm' unutur.
Hz. Isa, kendisini babasz olarak dünyaya getiren Hz. Meryem'i unutur. Onlardan herbiri sadece: "Yarabbi! Nefsî, nefsî. Allah'm beni kurtar. Bugün senden daha baka bir ey istemiyorum." der. Ancak, Hz. Muhammed (S.A.V.) Efendimiz
öyle diyecek: ^Yarabbi!
Ümmetimi selâmete erdir, onlar kurtar." Hakk Teâlâ Hazretleri Kur'an- Kerim'de öyle
buyurmaktadr:
96
"O gün her ümmeti diz çökmü görürsün. Her ümmet kendi kitabna çarlr. Bugün, yaptklarnzla cezalandrlacaksnz
(denilir)."
(Câsiye 45/28)
Cehennem, zebanilerin elinden kurtulmas esnasnda kininden ve gazabndan dolay tökezler. Yüce Allah (C.C.) öyle buyurmaktadr:
t
,
#
„
*
"(Cehennem atei) uzak bir mesafeden kendilerini görünce, onun müthi kaynamasn ve uultusunu duyarlar." (Furkan 25/12) Yine öyle buyurmaktadr:
"Neredeyse (cehennem) öfkesinden çatlayacak." (Bkz. Mülk 67/8) Yani, neredeyse gazabnn iddetinden ikiye bölünecekti, demektir.
O
srada Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz ortaya çkar ve Cehennemin alevinden tutarak ona öyle der:
"Dön
geriye! (sana atlacak olanlar)
gurup
gurup sana geleceklerdir." Bunun üzerine Cehennem öyle nida eder: 97
"Ey Muhammedi
Yolumdan
çekil.
Çünkü
seni
yakmak bana
haramdr." srada Ar'n muhafz meleklerinden münadî, cehenneme öyle seslenir:
O
"Onu
bir
dinle,
Kendisine itaat et." Sonra onu çekip, Ar'n sol tarafna bir yere koyar.
Maher
toplanm
yerinde
olanlar,
onu bu çe-
kiliini aralarmda konuurlar.
Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz bütün mahlûkat
üzerindeki korkuyu hafifletir. peygamberidir.
Çünkü
o,
Rahmet
Allah (C.C.) öyle buyurmaktadr:
"(Resûlüm) biz seni ancak âlemlere Rahmet olarak gönderdik." (Enbiya 21/107)
LAH ADALET TERAZS Maher yerinde mizan kurulur. Mizan,
iki kefesi
olan bir amel terazisidir.
Ar'n sa tarafndaki kefe nûrludur. Sol tarafndaki kefe de karanlktr.
Bu srada Yüce
Rabbimiz, mizann gövdesi 98
ta-
rafndan sr perdesini kaldrr ve bütün insanlar Allah (C.C.)' ta'zim ederler ve onun için secdeye kapanrlar. Kâfirler
bundan mahrum
kalrlar.
Onlar secde
edemezler.
Yüce Allah
(C.C.)
öyle buyurmaktadr:
"O gün baldr açlr (gerçekler ortaya çkar) ve secdeye davet edilirler, fakat güç yetiremezler."
(Kalem 68/42)
Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz de
öyle buyur-
maktadr:
"Allah (C.C.) ? kyamet günü, baldrn açar (hakikati ortaya çkarr) da kadn ve erkek bütün mü'minler secde ederler." (Benzer bir ifade ile Bkz. Buhari-Tefsirussure 68, Tevhid 24-
Müslim-man 303-Darimî-Rikak 83-Ahmed Hanbel3/17) 99
b.
Ben burada
çndm. Onu
Hadis-i erifi te'vil etmekten kainkar edenlerden de yüz çevirdim.
Mizann vasflarn zikretmekten de imtina ettim. Onu dünyadakilere benzetip misal verenlerin sözlerini de çirkin
Onu ait bir
buldum.
sadece ahirete mahsus melekût alemine
amel
terazisi olarak zikrettim.
Çünkü
iyilik-
ve kötülükler cisim deil, ârâzdr. Yani sonradan kazanlm sfatlardr. Bu sebeple cisim olmayp ârâz olan bir eyin tartlmas da sahih olmaz. te bundan dolay mizann melekût alemine ait olduunu burada ifade etmekle yetiniyorum. nsanlar secde halinde iken Yüce Allah (C.C.) ler
bir nida eder.
Bu
sesi,
uzakta olanlar da
tpk yaknda olanlar
aynen duyarlar. Rabbimiz öyle seslenir:
gibi
"Ben mülkün sahibiyim. Ben hesaba çeken mutlak kudret sahibiyim." (Buhari-Tefsirussure 39-Müslim-Misafirin 69-Ebu Davud-Sünne 19-Tirmizi-Salât 211bn-i Mâce-Mukaddime 13-Darimî-Rikak 80-
Ahmed b. Hanbel
1/429, 2/72) Sonra Allah (C.C.) hayvanlar arasnda 100
hüküm
verir.
Hakszla urayan
boynuzsuzlarn hakkn boynuzlulardan alr ve ksas yapar. Sonra vahi hayvanlarn ve kularn hesabn gorur.
Yüce Allah (C.C.) hayvanlara öyle emreder: "Toprak olunuz." Bunun üzerine topraa dönüürler ve yer onlarla dolar.
Onlarn toprak olduklarn ve cehenneme
gire-
cek bir sorumluluk tamadklarn gören kâfir ise, hayvan gibi olmay arzu edecek ve öyle diyecektir:
"Ve tir."
kâfir,
(Bkz,
keke toprak olsaydm,
Nebe
diyecek-
78/40)
CEBRAL'N VE PEYGAMBERLERN HESABA ÇEKLMELER Hayvanlarn toprak oluundan sonra Yüce Rabbimizin katndan bir nida duyulur: "Nerede Levh-i Mahfuz?" Bu nida üzerine Levh-i Mahfuz derhal görünür. Onun çok muazzam bir vardr. Yüce Allah (C.C.) buyurur ki:
arl
101
"Tevrat, ncil ve Kur'an'dan sende yazdklarm nerede?" (Levh-i Mahfûzda her eyin yadair Bkz. Ahmed b. Hanbel 4/431)
zldna
Daha sonra: "Rûhu'l Emin'i bana
çaun." diye emreder.
Onu derhal getirirler. Hakk Teâlâ Hazretleri buyurur ki: "Ey Cibril!
Bu
levh-i
Mahfûz, benim sözlerimi ondan
alp elçilerime naklettiini söylüyor. mudur?"
Doru
Cebrail Aleyhisselâm cevap verir:
"Evet, dorudur Yarabbi." Allah (C.C.) tekrar buyurur:
"Yaptklarn anlat" Cebrail Aleyhisselâm sözlerine
devam
eder:
"Tevrat' Musa'ya indirdim. Zebur'u Davud'a indirdim.
sa'ya indirdim. Furkan' Muhammed'e indirdim. Ve bütün suhuf ehline de sayfalarn indirip ncil'i
tebli ettim." Sonra:
"Ey Nuh!" diye bir nida duyulur. Derhal Nuh Aleyhisselâm ' getirirler. 102
Yüce Allah "Ey Nuh!
Bu
(C.C.) ona hitap eder:
Cibrîl sana vahiy getirdiini söylüyor,
doru mu?" Nuh Aleyhisselâm cevap verir: "Evet, dorudur Yarabbi." Bunun üzerine Allah (C.C.) tekrar nida eder: "Kavmin ile ne gibi bir muamelen oldu?" Hz. Nuh öyle cevap verir: "Yarabbi!
Onlar gece gündüz imana davet
ettim. Fa-
kat benim davetim, onlarn Hakk'tan uzakla-
trmalarn artrmaktan baka mad."
bir fayda sala-
Allah (C.C.) Kur'an- Kerim'de olay öyle haber vermektedir:
Ijl^j
^jî OjPJ
Jli J>\ <_>j
"Dedi: Rabbim, dorusu ben kavmimi gece gündüz (imana) davet ettim." (Nun 71/5)
O srada: "Ey Nuh kavmi!" diye
bir nida duyulur.
Derhal bir gurup insan Onlara denir ki:
getirilir.
kardeiniz Nuh, size kar peygamberlik görevini tebli ettiini söylüyor.
"Bu
sizin
Acaba doru mudur?" 103
Hep birden cevap
verdiler:
"Hayr Yarabbi!
Doru
deil, yalandr. O bize hiç bir ey tebli etmedi!" Bunun üzerine Allah (C.C.) tekrar Hz. Nuh Aley hisselâm a hitap eder: 9
"Ey Nuh! Onlara
kar
elinde bir delil
Hz.
tebli vazifeni var m?"
yaptna
dair
Nuh cevap verir:
"Evet Yarabbi, onlar üzerine delilim Muhammed Aleyhisselâm ve onun ümmetidir." Derhal
Muhammed Aleyhisselâm
oraya
getiri-
lir.
Allah (C.C.) ona der
ki:
"Ey Muhammed! Bu Nuh, tebli vazifesini nin ahidlik
Bunun
dair se-
yapman istiyor."
üzerine Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz,
onun tebli lunur ve
yaptna
vazifesini
yaptna dair ehadette
bu-
u ayeti okur:
"Kendilerine yakc bir azab gelmeden önce kavmini uyar, diye Nuh'u kendi kavmine gön104
derdik." (Nuh 71/1)
sonra Yüce Allah (C.C.) Nuh Aleyhisselâm'n kavmine öyle buyurur: "Sizin üzerinize Hak vacip oldu ve üzerinize azab kelimesi gerçekleti." Kâfirler üzerine azabn gerçekleeceini Allah
Daha
(C.C.)
Zümer
suresinde haber vermektedir: •
jij&S
V I*J! 44T cJb-
"Ama azab sözü kâfirler üzerine hak olmutur." (Bkz.
Zümer 39/71)
Nuh kavmi kâfirlerinin
sorgusuz ve sualsiz cehenneme atlmalar emrolunur ve onlar atee atlrlar.
Sonra yine bir nida duyulur: "Ad nerede?" Derhal Hûd Aleyhisselâm'n kavmi getirilir. Nuh Aleyhisselâm'n kavmine sorulduu gibi onlara da sorulur. Onlar da yine peygamberlerini tekzib ederler. Peygamberleri de yine Hz. Muhammed (S.A.V.) Efendimizi ve onun seçkin ümmetini ahid gösterir.
Yine Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz ahidlik eder ve ayeti okur:
u
105
"Ad (kavmi) de peygamberleri yalanclkla itham etti." (uara 26/123) Derhal emrolunur ve onlar da cehenneme atlrlar.
Yüce Allah "Ey Salih!
(C.C.) tekrar nida eder:
Ey Semûd kavmi!" Derhal getirilirler. Onlar da peygamberlerini yalanclkla suçlarlar.
Salih Aleyhisselâm da Resûlullah (S.A.V.) Efendimizi ve onun seçkin ümmetini ahid gösterir.
Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz de ahidlik ayeti okur: eder ve
u
"Semûd (kavmi) de peygamberleri yalanclkla itham etti." (uara 26/141) Onlara da daha öncekilere yapld gibi muamele olunur ve cehenneme atlrlar. Dier kavimler de ayn ekilde meydana çkarlp peygamberleri ile yüzletirilirler. 106
Kur'an- Kerim onlarn
hallerini bize
haber
vermektedir:
*
"Ad', Semûd'u, Ress
halkn ve bunlar arasnda daha birçok
de (inkarclklarndan dolay helâk (Furkan 25/38)
nesilleri tik.)"
et-
Baka bir ayette Yüce Allah (C.C.) öyle haber vermektedir:
U*jU
^Tl^Lj .I *W U JT
"Sonra biz
pepee
jyfl
UJL-j UL-jl
^
peygamberlerimizi gön-
derdik.
Herhangi bir ümmete peygamber geldii her defasnda onlar bu peygamberi yalanladlar.
Biz de onlar birbiri ardndan (yoklua) yuvarladk ve onlar efsane yaptk. Artk iman etmeyen kavmin can cehenne-
me!" (Mü'minûn 23/44) Yine öyle buyurmaktadr: 107
oLJU "Ve onlardan sonrakilerin (haberleri size gelmedi mi?) Onlar Allah'tan bakas bilmez. Peygamberleri kendilerine mucizeler getirdi de..." (Bkz. ibrahim 14/9) Kur'ann bu beyanlannda dier azgn kavimlerin durumlarna bir uyan ve dikkat çekme vardr. Meselâ Yârih, Mârih, Dohâ, Üsrâ ve benzeri kavimleri bu azgnlara örnek gösterebiliriz. Nihayet Hitâb- lâhî, Ress ve Tubba ashab ile .
ibrahim Aleyhisselâm'n kavimlerine yönelir. Onlar da peygamberleri ile yüzletirilip cezalandrlrlar. Onlarn hiçbirisi için lâhî Adalet te-
mizan kurulmaz. Çünkü onlarn tartlacak sevaplar yoktur. Ono gün Cenab- Hakk'n Rahmetinden mahrûm
razisi olan
lar
kalacaklardr.
O gün Allah ona
(C.C.)
kime teveccühle baksa ve
etse artk
ona azab etmez. Daha sonra Hakk Teâlâ Hazretleri, Musa Aleyhisselâm' çarr. O da hemen gelir. iltifat
Yüce Allah "Ey Musa!
(C.C.)
öyle hitap eder:
108
Cebrail, sana risalet görevini ve Tevrat' in-
dirdiini söylüyor. Onun sana tebli ettiklerine ehadet eder misin?"
Musa Aleyhisselâm: "Evet, Yarabbi! ehadet ederim." der. Bunun üzerine Allah (C.C.): "Öyle ise imdi minberine dön ve sana vaheyi oku." diye buyurur. O anda minber getirilir ve Hz. Musa Aleyhisselâm okur. Maherdeki bütün mahlûkat yedilen
kula ile onu dinlerler.
can
Tevrat, ilk vahyedildii gün gibi sanki ilk defa
dinleniyordu. Hatta Tevrat çok iyi bilenler bile
onu daha önce hiç tanmyorlarm gibi olurlar. Daha sonra Allah (C.C.), Hz. Davud Aleyhisselâm'
çarr.
Onu derhal getirirler. Davud Aleyhisselâm da bir
sanki
frtna önünde
yaprak gibidir. Yüce Allah (C.C.) öyle nida eder:
"Ey Davud! Cebrail, sana Zebur'u tebli ettiini söylüyor. Sen onun tebliine ahidlik eder misin?" Davud Aleyhisselâm cevap verir:
"Evet, Yarabbi! ahidlik ederim." Bunun üzerine Allah (C.C):
"Öyle ise imdi minberine dön ve sana vahyedilen eyi oku." buyurur. Derhal minber getirilir ve Hz. Davud 109
Aleyhisselâm okur. Onun tok ve çok güzel bir sesi vardr.
O
srada bir kii, Tâbûtu's Sekîne denilen mukaddes sandn önünde Hz. Davud'un sesini duyar ve hemen harekete geçerek kalabalk saflar yara yara
Davud Aleyhisselâm' a yaklamaa çal-
r. Nihayet ona
ular ve öyle hitap eder:
"Zebur sana bir öüt ve ders vermedi mi sen benim hakkmda kötülük düündün!"
ki,
Böyle sözler söyleyerek onu susturur. nsanlar Davud Aleyhisselâm'n durumunu görünce, bütün o bekleme yerinde olanlar heyecanlanrlar.
Sonra o kii, Davud Aleyhisselâm ' CenabHakk'n huzuruna sevkeder. M Üzerlerinden sr perdesi kaldrlr ve öyle söyler:
"Yarabbi! Adaletinle
dan
al.
Çünkü
hükmet ve benim o,
hakkm
bun-
bilerek kasden beni helâke sü-
rükledi.
Beni savaa gönderdi ve ben savata öldürüldüm. O da benim karm ile evlendi. O günlerde kendisinin
daha baka doksan dokuz ka-
rs vard." Bu
iddialar üzerine Allah (C.C.),
Aleyhisselâm 'a yönelir ve ona öyle der: "Dedikleri doru mudur?" 110
Davud
Bu
soruya
kar Davud Aleyhisselâm u cevab
verir:
"Evet Yarabbi, onun savata öldüü ve dul ei ile evlendiim dorudur." Cenab- Hakk'a kar edebinden dolay önüne eiktir. Bir yandan Allah (C.C.)'n azabndan korkarken dier yandan onun vadini ve mafiretini ummaktadr. Bu srada iddialarda bulunan kimse de CenabHakk'n lütf-u ihsanm umut eder. Allah (C.C.) ona öyle nida eder: "Ben onun yerine sana u, saraylar ve uaklar verdim."
ba
.
Oda:
"Raz oldum Yarabbi!" der. Sonra Allah (C.C.) Davud Aleyhisselâm 'a
hi-
tap eder:
"Haydi git. Seni mafiret eyledim. imdi minberine geri dön ve kaldn yerden Zebur'u okumaa devam et."
O da öyle yapar. Sonra Allah (C.C.) srailoullannn ikiye ayrlmalarn emreder. Onlar da iki ksma ayrlrlar. Bir ksm mü'minlerle beraber olur, bir ksm da mücrimlerle beraber olur. Sonra bir münadî:
"Meryem olu sa nerede?" Derhal onu
getirirler.
111
diye seslenir.
Yüce Allah (C.C.) sorar: "Ey sa! Sen mi insanlara dedin
ki,
beni ve annemi
Allah'tan gayri ilâh edinin?" Bu soru üzerine Isa Aleyhiselâm, CenabHakle' diledii ekilde ona hamd-ü senâ eder, onu çok över. Sonra kendi nefsini kötüleyip hakir görerek öyle cevap verir:
m
"Yarabbi! Seni tenzih ederim.
Benim hakkm olmayan ve bana yakmayan bir eyi benim söylemem mümkün deildir.
Eer
öyle bir bir
ey demi
isem sen onu
üphesiz bilirsin. Sen benim içimdekini bilirsin. Ben ise sende olan bilemem. Çünkü sen, gayb en iyi bilensin."
Yüce Allah (C.C.) bu cevaptan holanr ve öyle buyurur: "Bugün öyle bir gündür ki, doru söyleyenlerin doruluklar onlara fayda verir. Sen de doru söyledin ya sa! Haydi imdi minberine dön ve Cebrail'in sana tebli ettii ncil'i oku." Bunun üzerine Hz. sa Aleyhisselâm: "Evet, Yarabbi!" diyerek okumaa balar. Okuyuunun güzelliinden dolay bütün balar ona doru çevrilir. 112
Hz. sa, insanlar arasnda onunla hükümler vermiti. Fakat imdi incili sanki ilk defa okuyor gibiydi. Hatta rahipler de incilden hiç bir ey hatrlamazlar ve ondan bir ayetle bile amel etmediklerini zannederler.
Sonra Hiristiyanlar da iki guruba ayrlrlar. Mü'minler, mü'minlerle beraber olurlar. Mücrimler de mücrimlerle beraber olurlar.
Daha
sonra:
"Muhammed nerede?" Diye bir nida duyulur. •
Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz derhal
getirilir.
Allah (C.C.) öyle seslenir:
"Ey Muhammed! Cebrail sana Kur'an' tebli ettiini yor.
söylü-
Doru mu?"
Efendimiz cevap
verir:
"Evet yarabbi, dorudur."
Bunun üzerine Hakk Teâlâ Hazretleri buyurur: "imdi minberine dön ve sana vahyolunan oku." Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz okur.
Okuyuunda lerle
bir tatllk vardr.
Okuduu
ayet-
takva sahiplerini müjdeler.
Mü'minlerin yüzleri
güleçtir.
Onlar cennetle
müjdelenmilerdir. Mücrimlerin yüzleri ise tozludur. Geçmi ümmetlerin ve peygamberlerin yukarayetler iaret da geçtii gibi sorgulanmalarna
u
etmektedir: 113
s*
**
s*
"Elbette kendilerine peygamber gönderilenlere de, gönderilen peygamberlere de soracaz." (A'raf 7/6) ^ o
^
> ^
o
Jkj
>
*
,
-
f.
.*
£
ipb Vyiî j^vrl liU Jyj
^
cJl
* *
O
*
4J£~>i
UJ
c^jJJI
A
y>
e
^
viül
"Allah'n, peygamberleri toplayp da: size ne cevap verildi? Dedii gün: Bizim hiçbir bilgimiz yok, üphesiz gizlilikleri hakkyla bilen ancak sensin, diyeceklerdir." (Maide 5/109) Biz bunlar "ihya" kitabmzda detayl olarak anlattk.
Peygamberler derece
itibariyle birbirlerinden
üstündürler.
Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz ken ümmeti sanki daha önce hiç
Kur'an okur-
duymam
gibi
vehme kaplrlar. Asmaî (R.A.)'a derler ki: "Ey Asmaî! Sen Allah (C.C.yn kitabm en iyi ezberleyip muhafaza eden kimse olduunu zannediyordun. imdi durum nedir?" bir
114
Asmaîderki: "Ey kardeimin olu! Ben onu Resûlullah (S. A.V.) Efendimizden dinlediim gün zannettim ki, ben onu daha önce sanki hiç
duymam gibiyim."
kitaplarn okunmalar bitince Serâdikâtü'l Celâl denilen yüce makamdan bir nida duyulur:
Bütün
ilâhî
^
*
O
^ O
"Ayrln bugün
s
$s 'O *0
A
'O
'
bir tarafa, ey mücrimler."
(Yasin 36/59)
Bunun
maher halkm büyük bir
üzerine bütün
korku kaplar. Melekler cinlerle, Cinler insanlarla ve herkes Sonra bir nida duyulur:
birbiri ile
karr.
"Ey Adem! Senin çocuklarndan bir
ksmn cehenneme
göndereceim." Hz.
Adem sorar:
"Kaç kiiyi Yarabbi?" Allah (C.C.) buyurur ki: "Her bin kiiden dokuzyüz doksan dokuz kiiyi." Yüce Rabbin bir avuç insandan baka kimse kalmaz.
ayrd
115
Sonra lanetlenmi olanlar eytanlara yakn olur. Mizanda onlarn günahlar sevaplarndan
ar basar. eriat hükümlerinin kendisine ulat herkes için lâhî Adalet terazisi olan mizan kurulur. Mizanda günahlar basanlar helâk olacaklarn anlaynca öyle derler: "Adem bize zulmetti de zebaniler bizi
ar
kâkülümüzden yakaladlar." O srada Allah (C.C.) tarafndan
o
"Bugün herkese
*
bir nida gelir:
,
kazandnn karl veri-
lir.
Bugün hakszlk yoktur. üphesiz ki Allah (C.C.)hesab çabuk görendir." (Mü'min 40/17) Daha sonra çok büyük bir kitap çkarlacaktr ki, dou ile bat arasm kaplar.
O kitapta topyekün mahlûkatn bütün amelleri yazldr. Küçük,büyük her ne amel ilenmise muhakkak orada kaydolunmutur. Allah (C.C.) hiç kimseye zulmetmez.
Mahlûkatn
amelleri her 116
gün Allah (C.C.) 'a
ar-
zolunur.
O
da yüce meleklere onu kaydetmelerini
ve nüshalarn çoaltmalarn emreder. Yüce Allah (C.C.) öyle buyurmaktadr: Oj
O
0x0
%
x£>
£
$ x
0
0
J
O//
J
0/
*fL
s
„
s
"Bu bizim kitabmzdr.
hakknzda gerçei söylüyor. Çünkü yaptklarnz kaydediyorduk." (Câsiye
Sizin
biz
45/29)
Sonra herkesi tek tek çarr ve hesaba çeker. te o vakit ayaklar ahidlik eder, eller ahidlik eder.
Hakk Teâlâ Hazretleri öyle buyurmaktadr: Jx
o
A
jj
iyir u<
a
„
Q„
o
O
J
o
o/^
^..bij ^s-Ji j^Jp
J
y
o
^ •
^
r
o
"O günde dilleri,
yapm
ayaklar, olduklar ey sebebiyle onlarn aleyhinde ahidlik edeceklerdir." (Nûr 24/24) Elleri ve
Hadis-i erifte zikredildiine göre bir kul Allah (C.C.)'n huzuruna
getirilir.
117
Allah (C.C.) öyle hitap eder:
"Ey kötü kul! Sen mücrim ve
âsî oldun."
O kul da: "Yarabbi!
Ben bir ey yapmadm." diye cevap Bunun üzerine ona denilir ki
verir.
:
"Senin aleyhinde deliller var." Daha sonra o deliller, muhafz meleklerle beraber
getirilir.
Bu durum karsnda: "Bana iftira atp yalan söylediler!" nefsini müdafaa etmee kalkar.
diyerek
Allah (C.C.) öyle buyurmaktadr:
"O gün herkes gelip kendi cann mak için urar." (NahI 16/111)
kurtar-
O günde azlara mühür vurulur. Yüce Allah
(C.C.)
öyle buyurmaktadr:
"O gün onlarn azlarn 118
mühürleriz. Ka-
zandklarn
(amellerini) bize elleri anlatr, ayaklar da ahidlik eder," (Yasin 36/65) Onun azndan çkan daha önceki konumalar
da aleyhinde delil olarak ahidlik eder. Bütün bunlardan sonra artk ona emir verilir ve cehenneme atlr. O srada bütün organlar onu knarlar ve öyle derler:
"Konuup ahidlik yapmamz, bizim istek ve irademizle olmamtr. Her eyi konuturan Allah (C.C.) bizi de konuturdu."
Sonra Cehennemin külhanna atlrlar da alamak ve feryâd ile kark sesleri dalgalanr. Mü'min ve müvahhid olanlar Huzûr-u îlâhî'ye arzolunduklan vakit melekler onlarn etrafn kuatrlar.
Onlardan her
biri
aralarnda öyle konuurlar:
"te
bu, size vazedilmi olan (mutlu) gününüzdür." (Bkz. Enbiya 21/103)
EN BÜYÜK KORKULAR Fezeu'l Ekber denilen en büyük korkular dört
yerde olacaktr. Birincisi: Sûr'a üflendii zaman. 119
kincisi:
Cehennem yerinden
hareket edip gel-
dii zaman. Üçüncüsü: Hz. Adem Aleyhisselâm'm neslinden ilk gurubun sorguland zaman. Dördüncüsü: Onlarn Cehennem mahzenine atldklar zamandr.
MAHER YERNDEN EN SON AYRILANLAR Nihayet maher yerinde Cehennemliklerden hiç kimse kalmaz. Orada ancak unlar kalrlar: Mü'minler, Müslümanlar,
hsanda bulunanlar, Allah (C.C.y hakkyle bilenler, Hakk'n sâdk kullan, ehidler, Sâlihler,
Peygamberler. Bunlarn arasnda münafklar ve zndklar yoktur. Yüce Allah (C.C.) onlara hitap eder:
"Sizin Rabbiniz kimdir?"
Cevap verirler: "Rabbimiz Allah'tr." Yüce Allah (C.C.) buyurur ki: "Siz onu tanrmsnz?" Onlarda: "Evet, tanrz." derler. 120
m
O
srada Ar' sol tarafndan Öyle büyük bir melek zuhûr eder ki, eer baparman yedi denizin üstüne bassa deniz gözükmez. Onlara der ki: "Allah'n emri ile ben sizin Rabbinizim!" Hepsi birden tepki gösterirler:
snrz." Ar 'm sa tarafndan
"Biz senden Allah'a
O
srada
nO
zuhûr eder.
da bir melek
O da öyle büyüktür ki, eer baparma-
ondört denizin üstüne koysa deniz gözükmez. da onlara der ki:
"Ben
sizin
Rabbinizim!"
Onlar da yine: "Biz senden Allah'a snrz." derler. Sonra Allah (C.C.) bizzat kendisi, onlarn tan-
yp bildikleri bir sûrette mekândan münezzeh olarak tecelli eder.
Cenab- Hakk'n kelâmm duyarlar ve hepsi de secdeye kapanrlar. Bunun üzerine Allah (C.C.) öyle nida eder: "Ho geldiniz!" Sonra onlar cennete gönderir. Hepsini de srat köprüsünden selâmetle geçirir.
SIRAT KÖPRÜSÜNDEN
GEÇ
Cennet'e gidenler srat'tan geçerken
u sray
takip ederler:
Önce, kendilerine
ilâhî kitap indirilen
121
peygam-
berler (resûller) geçerler.
Sonra
ilâhi kitap
indirilmeyen peygamberler
(nebiler) geçerler.
Sonra Sonra Sonra Sonra Sonra lümanlar zor, uzun
sddk makamna yükselenler geçerler. ihsan etmeyi sevenler,
ehidler,
olgun iman sahipleri,
da
Geriye kusurlu müskalr. Bunlarn Srat'tan geçileri çok ve meakkatlidir. Bazlar yüzüstü tökezleyip düerler. Bazlar A'raf denilen yerde hapis kalrlar. ârifler geçerler.
Bazlarnn imanlarnda noksanlk vardr.
B azlan Srat' yüz ylda geçerler. B azlan da Srat' bin ylda geçerler. Her eye ramen bunlann hiçbirisi Srat köprüsünden Cehenneme düüp yanmazlar.
aa
Müslim,
Mü'min ve Muhsin
makam
ve dereceleri "El-stidrâc" isimli kitabmzda detayl olarak açkladk. Cennete sevkolunan çeitli guruplann derecelerine göre, kimisinin srattan geçii çok uzun ile ilgili
çeitli
olur.
açl
Kimisinin artar, Kimisinin susuzluu çoalr, Kimisinin cierleri arlar, Kimisinin duman gibi nefesleri çkar.
Sonra onlar bir havuzdan su 122
içerler ki,
havu-
zun kenarnda duran bardaklar gökteki yldzlarn
says kadar çoktur. Havuzun suyu Cennetteki Kevser Irmandan gelmektedir.
Boyu Kudüs'ten San' a ehrine kadar olan mesafe gibidir.
Eni de Aden'den Yesrib'e (Medine'ye) kadar olan mesafe gibidir. Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz bir Hadis-i erifte öyle buyurmaktadr:
"Benim minberim, havuzumun üzerindedir." (Buhari-Salât 5, Rikak 3-Müslim-Hac 2-
Ahmed b. Hanbei 2/236) Bazlar, günah ve kabahatlannn seviyelerine göre Srat üzerine hapsolunup yola gitmekten
megul
edilirler.
Çünkü
nice abdest alanlar var ki, abdestlerini
güzelce almazlar. Nice namaz klanlar da vardr
ki,
namazndan
tadnn
farknda deildir. dolay sorumluluk namaz, Allah (C.C.) korkusundan Onun
kld
yoksundur.
Oysa ki, Allah (C.C.)'n azametini
bilenler, el-
ve ayaklar kesilse bile, huû ile kendilerini Allah (C.C.)'a teslim ettikleri için ac duyup kleri
123
mldamazlar bile. Onlar ancak Cenab- Hakle' n heybet ve azameti
megul
eder.
Nice insanlar vardr ki, meselâ bir akrep onu valinin meclisinde sokup zehirlese orada bulunan valiye hürmeten buna sabreder, sesini çkarp ba-
rmaz. Bir kul 'un
karsnda bile durum
böyle olursa,
Cenab- Hakk'n huzurunda, onun heybeti t ve yücelii karsnda duran bir insann sl olmaldr?
saltanahali na-
GÜNAHTAN TEVBE EDENLER eden zâlim hakknda denio kimse Cenab- Hakk'n huzuruna getiri-
Hatasn liyor ki,
bilip tevbe
lir.
Yapt
zulümler ve mazlumun zarar gördüü hususlar ortaya çkarlr. O srada lâhî cihetten, mazluma bir nida gelir: "Ey zulme urayan kii! Kafam kaldr da bann üst tarafna bak!" Bir de bakar ki, büyük bir saray! Bakan gözler hayrette kalyor. Bunun üzerine: "Bu nedir Yarabbi?" der. Allah (C.C.) buyurur ki: "Bu satlk bir saraydr. Onu benden satn al."
124
O kul der ki: "Onu alabilecek deerde bir eyim yoktur." Yüce Allah (C.C.) öyle buyurur: "Bunun deeri, sana zulmeden kardeini balamandr. Böyle yaptn taktirde o saray senindir."
Mazlum kul cevap verir: "Ben bunu yaptm Yarabbi! Onu
bala-
dm." Zalim
kul,
yaptna piman
olup tevbe ettii
da ona bu ekilde muamele etmi ve kendisini mazluma kar da affettirmitir. Yüce Allah (C.C.) öyle buyurmaktadr:
için Allah (C.C.)
"üphesiz
ki o, kötülükten yüz çevirerek
tevbeye yönelenleri son derece
balaycdr."
sra 17/25) Günahndan tevbe
(Bkz.
daha asla o günah
edip syrldktan sonra bir ilemeyen kimseye Evvâb de-
nir.
Hz. Davud Aleyhisselâm'a ve ondan baka bir peygamberlere Evvâb diye isim verilmitir.
ksm
125
ÇETL GURUPLAR VE BAYRAKLARI Buhari'nin Sahîh'inde anlattna göre, Yüce Allah (C.C.) Maherde hesap yerinde ilk hükmedecei konu, kan davas hususunda olacaktr. lk
mükâfaat verecei kimseler de gözlerini kaybedenler olacaktr.
A 'mâ olanlar kyamet günü çarlr ve onlara öyle
denilir:
"Siz bugün Allah (C.C.)'a
rndan daha
fazla
bakmaa
bakala-
layksnz. Haydi imdi
Zâtü'l
Yemin'e gidin" Sonra onlar için bir bayrak hazrlanr ve uayb Aleyhisselâm'n eline verilir. Hz. uayb, onlarn önderi olur. Nûr'dan yaramelekler de onlara katlrlar. Bunlar o kadar çokturlar ki, saylarn Allah (C.C.)' dan bakas
tlm
bilemez.
imek
babasnn evinden bir gelin götürür gibi hzyla ve merasimle onlar Srat köprü-
sünden
geçirirler.
Sanki
Onlarn sabr ve yumuak huylu olma vasflan tpk Abdullah b. Abbas (R.A.) gibidir. Bu ümmetin içinde onlara
benzeyenler de onlarla beraber
olurlar.
Sonra bir münâdî: "Belâ ve musibete urayanlar nerede?" diye nida eder. Onlar hemen
getirilirler.
126
Hakk Teâlâ
Hazretleri onlar güzel bir ekilde
karlar ve onlarn
zâtü'l
yemin'e sevkedilmelerini
emreder.
Onlar için yeil bir bayrak hazrlanr ve Eyyûb Aleyhisselâm eline verilir. Hz. Eyyûb, onlarn önderi olur ve beraber zâtü 1 yemin' e giderler. Onlarn sabr ve yumuak huylu olma vasflan tpk Akil b. Ebi Talip gibidir. Bu ümmetin içinden onlara benzeyenler de onlarla beraber olurlar. Sonra bir münâdî: "ffet ve namusunu koruyan gençler nerede?" '
n
'
diye nida eder.
Hemen Huzur-u lâhî' ye getirilirler. Allah (C.C.) onlara: geldiniz." der ve onlarn zâtü'l yemin'e gönderilmelerini emreder. Onlar için yeil bir bayrak hazrlanr ve Yusuf
"Ho
Aleyhisselâm'n eline verilir. Hz. Yusuf onlarn önderi olur ve beraber zâtü'l yemin'e giderler. Onlarn sabr ve yumuak huylu olma vasflan
tpk Râid b. Süleyman gibidir. Bu ümmetin
için-
de onlara benzeyenler de onlarla beraber olurlar. Sonra bir münâdî: "Allah için birbirlerini sevenler nerede?" diye nida eder. Hemen onlar Huzûr-u lâhî'ye getirilirler. Allah (C.C.) onlara: 127
"Ho
geldiniz." der ve onlarn zâtü'l yemin 'e gönderilmelerini emreder.
Onlar sabr ve yumuak huylu olmada öyle bir derecede bulunurlar ki, hiç kimseye kzmazlar. Kimseye bir kötülük düünmezler. Bu gibi dünya ahvalinden olan eyler onlarda bulunmaz. Onlar tpk Hz. Ali b. Ebi Talip gibidirler. Bu ümmetin içinde onlara benzeyenler de onlarla beraber olurlar.
Sonra bir münâdî: "Allah (C.C.) korkusundan alayanlar nerede?" Diye seslenir. Hemen lâhî Huzûr'a getirilirler. ehidlerin kanlar ile onlarn gözyalar ve âlimlerin mürekkepleri tartlr. Allah (C.C.) için dökülen göz yalarnn sevab gelir ve onlarn zatü'l yemin 'e gönderilmeleri *
ar
emrolunur. Kendileri için çok renkli bir bayrak hazrlanr.
Çünkü onlarn alama ekil ve
sebepleri de
muh-
teliftir:
Kimi cehennem korkusuyla alar, Kimi cennet ümidiyle alar, Kimi de pimanlktan dolay alar. Onlar için hazrlanan renkli bayrak Nuh Aleyhisselâm'n eline verilir. O srada alimler, gözya dökenlerin öne geçmelerine itiraz ederek öyle derler: "Allah (C.C.) için gözya dökmenin faziletini 128
onlara biz örettik."
Bunun da
üzerine Hz.
Nuh
Aleyhisselâm'a bir ni-
gelir:
"Ey Nuh! Gurubu durdur." Dururlar.
Sonra âlimlerin mürekkebi
ile
ehidlerin kan-
lan tartlr.
ehidlerin kanlarnn sevab, âlimlerin mürekgelir ve onlarn zâtü'l yekebinin sevabndan
ar
min'e gönderilmeleri emrolunur. Onlar için safran bitkisi renginde bir bayrak hazrlanr ve Yahya Aleyhisselâm'n eline verilir. Hz. Yahya onlarn önderi olur ve beraber zâtü'l yemin'e giderler. Alimler yine itiraz ederler ve öyle derler: "Onlar bizden örendikleri bilgilerle ehidliin kymetini örendiler. Bu sebeple biz onlardan daha fazla önde olmaa müstehakz." Bu sözlerden Allah (C.C.) çok holanr ve öyle
nida eder:
dereceleri benim yanmda peygamberlerin mertebeleri gibidir. Haydi imdi kimin hakknda efaatçi olmak
"Onlarn
istiyorsanz onlara efaat ediniz." Bunun üzerine âlimler, kendi ev halk, lar ve kardeleri hakknda efaatçi olur.
komu-
Her âlim için bir melek vazifelendirilir Ve o melek insanlar arasnda öyle nida eder: 129
"Dikkat! Dikkat!
üphesiz
ki,
Allah (C.C.) filan âlime efaat
için ruhsat vermitir.
Kim onun bir ihtiyacn gidermi ise, Ona bir lokma yiyecek ikram etmi ise ve susad vakit ona bir yudum su vermi ise ite o hakknda efaatçi olacaktr." Bunun üzerine o alime kar hizmeti
kimseler
olanlar
ç-
kp gelirler ve o da onlara efaatçi olurlar. Buhari'nin Sahihinde zikrolunduuna göre ilk efaat edecek olanlar, öncelik srasna göre unlardr: «
ilk
önce
ilâhî kitap indirilen
peygamberler
ilâhî kitap indirilmeyen
peygamberler
(Resuller),
Sonra (Nebiler),
Daha sonra alimlerdir. Onlar için beyaz bir bayrak ve Hz. brahim'e verilir. Çünkü peygamberler içinde Resûlullah (S. A. V.) 'den sonra ilâhî srlara en çok vakf olandr.
Daha sonra bir münâdî: "Fakirler nerede?"
Hemen Huzûr-u
Diye
seslenir.
îlâhî'ye getirilirler.
kendileri için bir hapishane
Dünya,
mesabesinde olanlar
Allah (C.C): geldiniz." Ve onlarn zâtü'l yemin'e gönderilmelerini emreder. Bunun üzerine onlar için hemen san bir bayrak için
"Ho
130
hazrlanr ve sa Aleyhisselâm'n eline verilir. Hz. sa onlarn önderi olur ve beraber zâtü'l yemin' e giderler. Sonra bir münâdî: "Zenginler nerede?" Diye seslenir. Derhal getirilirler. Saylar o kadar çoktur ki, etraflarn kuatan çember, beyüz yllk bir mesafedir. Yüce Allah (C.C.) onlarn zâtü'l yemin 'e gönderilmelerini emreder. Onlar için renkli bir bayrak hazrlanr ve Süleyman Aleyhisselâm'n eline verilir. Hz. Süleyman onlarn önderi olur ve beraber zâtü'l yemin'e giderler. Hadis-i erifte zikrolunduuna göre, dört gurup insan, dört gurup insana örnek gösterilip ahid getirilicektir:
Zengin olup malna haris olanlar kyamet günü çarlrlar. 1)
Onlara denilir ki: "Sizi,
Cenab- Hakk'n ibadetinden alko-
yan sebep ne idi?" Onlar da derler ki: "Allah (C.C.) bize mal, mülk ve hrs verdi. Onlar bizi hakkyla ibadetten alkoydular."
Bunun üzerine denilir ki: "Siz mi daha çok mal, mülk sahibi Yoksa Süleyman Aleyhisselâm m?" Onlar da: 131
idiniz?
"Hz. Süleyman'n
mal daha
çoktur." der-
ler.
Bu cevap
üzerine onlara
"Malnn çokluu, onu
öyle
denilir:
Allah (C.C.)'a
kar
hakkyla ibadet etmekten alkoymamtr." 2) Sonra bir münâdî:
"Belâ ve müsibetlere urayanlar nerede?" Diye
seslenir.
Derhal getirilirler. Onlara denilir ki: "Sizi,
Cenab- Hakk'n ibadetinden alko-
yan sebep ne idi?" Onlar da derler ki: "Allah (C.C.) bizi dünyada çeitli belâlarla
mübtelâ kld.
O belalar bizi megul etti. Allah (C.C.) 'a kar hakkyla kulluk yapmaktan alkoydu." Onlara denilir ki: "Siz mi daha iddetli musibetlere uradnz? Yoksa Eyyûb Aleyhisselâm m?" Onlar da: "Eyyûb Aleyhisselâm." derler. Onlara denilir ki: "O musibetler Eyyûb Aleyhisselâm' Allah (C.C.)'a kar hakkyla kulluk yapmaktan al-
koymamtr." 3) Sonra bir münâdî:
"Genç, hizmetçi ve köle olanlar nerede?" Diye seslenir.
132
Hemen getirilirler. Onlara denilir "Sizi,
ki:
Cenab- Hakk'n ibadetinden alko-
yan sebep ne idi?" Güzellik ve gençlik verilenler derler ki: "Allah (C.C.) bize gençlik ve güzellik verdi.
sebeple fitneye dütük ve Cenab- Hakk'a hakkyla kulluk yapmaktan megul edildik." Köle ve hizmetçi olanlar da derler ki:
O kar
"Kölelik ve mahrumiyet, bizi megul edip hakkyle kulluk yapmaktan alkoydu." Onlara denilir ki: "Güzellik bakmndan siz mi daha güzeldiniz? Yoksa Yusuf Aleyhisselâm m?" Onlar da: "Yusuf Aleyhisselâm da güzeldi." derler.
Bunun üzerine onlara öyle
denilir:
güzel ve bir köle olduu halde bu durum, onu Allah (C.C.) 'a kar hakkyla ibadetten alkoymamtr." 4) Sonra bir münâdî: "Fakirler nerede?" Diye seslenir.
"O
Hemen getirilirler. Onlara denilir "Sizi,
ki:
Cenab- Hakk'n ibadetinden alko-
yan sebep ne idi?" Onlar da: "Allah (C.C.) bizi dünyada fakirlik ile mübtelâ kld. O da bizi megul etti ve Allah 133
(C.C.)'a
kar
hakkyla kulluk yapmaktan al-
koydu." Onlara denilir ki: "Siz mi daha fakir idiniz? Yoksa Aleyhisselâm m?" Onlar da: "Isa Aleyhisselâm." diye cevap verirler.
sa
Bunun üzerine
"Onun
onlara öyle denilir: fakirlii, kendisini Allah (C.C.)'a
kar zikir ve ibadetten alkoymamtr." Böylece bu dünyada ne ile imtihan olunmusa, ayn musibetin daha iddetlisi ile imtihan olunan bir peygamber misal getirilerek cevap verilir. Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz dualarnda öyle derdi:
yüJt
j
^1
ja dL
*y>\
^1 p^Ul
"Yarabbi! Zenginliin ve fakirliin fitnesinden sana s(Benzer ifade ile Bkz. Buhari-Deavat 29, 44, 45, 46 - Müslim-Zikir 49 - Tirmizi-Deavat 76 - bn-i Mâce-Dua 3 - Ahmed b. Hanbel
nrm."
6/57, 207)
Hz. Isa Aleyhisselâm da dünya
malna
asla
kymet vermezdi. Sahih rivayetlerle sabit olmutur hip
olduu
hiçbir
eyi
yoktu. 134
ki,
onun
sa-
Bir tek yün cübbeyi yirmi sene giymitir.
çkt
Seyahata zaman da yanna sadece bir testi, bir tebih ve bir tarak alrd. Birgün bir adam eliyle su içerken görmütü. Kendisinin ondan daha varlkl olduunu düünerek derhal o testiyi ona hediye etti. sa Aleyhisselâm daima öyle derdi:
"Benim binitim, ayaklarmdr, Benim evlerim, yeryüzünün maaralardr. Benim yiyeceim, yeryüzünün bitkileridir. Benim içeceim de, yeryüzü rmaklarnn sulardr."
Yüce Allah (C.C.)'n indirdii suhuf denilen bir ksm kitaplarda öyle deniliyordu: "Ey Ademolu! Sen bu dünya hayatnda iyi ve kötü her yap-
tnn karln göreceksin.
Bilerek ya da hata ile adam öldürmek kötü ilerdendir. Eer keffareti ödenirse ksas yapl-
maz ama sen yine de her iki durumdan da sakn. Çünkü her ikisi de büyük birer cinayettir."
Eer
büyük günahlardan tevbe edilip bir daha o günah hiç ilenmezse umulur ki onlar, cehennemde bin yl yandktan sonra sahibi için ateten çkarlmasndan efaatçi olur!
135
MZANDA GÜNAH VE SEVABIN
ETL
Kyamet günü bir adam getirilir. lâhî Adalet terazisi olan mizanda günah ile sevab tam birbirine eit olur. Allah (C.C.) o kula buyurur ki: "Git insanlar arasnda dola. Onlardan yardm iste. Eer sana bir sevap veren olursa o sevap sebebiyle seni cennete ko-
yacam." Bunun fakat bu
üzerine o kul, insanlar arasnda
dolar
konuda kendisine yardmc olacak hiç
kimseyi bulamaz. Kiminle konusa ve ondan bir sevap istese o
öyle der: "Ben mizanmn hafiflemesinden korkarm. Çünkü ben o bir sevaba senden daha fazla muhta-
cm." Nihayet ye'se düüp tam ümidini kesecei bir srada son defa bir arkadana urar. Kendisinden bir sevap istedii arkadana öyle der:
"Birçok kiilere uradm. Benim istediim bir tek sevaba kar onlarn yannda binlerce sevap olduu halde bana kar cimrilik ettiler ve bir sevap bile vermediler."
Bunun üzerine o kii der ki: "Ben senden önce amel defterimi okudum. Orada sadece
bir sevaptan
baka bir ey
136
yok.
Nasl
olsa o bir
sevabn beni kurtaracan zan-
netmiyorum. Bari senin iine yarasn.
Benden sana dim gitti."
bir hediye olarak
onu sana ver-
O kul, sevinerek sevab alr neeli bir vaziyette Yüce Rabbin huzuruna varr ve o sevab takdim eder.
Bunun
üzerine Allah (C.C.) o sevab verenin de getirilmesini meleklere emreder.
Derhal onu getirirler. Yüce Allah (C.C.) buyurur ki: "Benim keremim ve cömertliim, senin cömertliinden daha fazla ve geni kapsamldr. Haydi imdi tut kardeinin elinden ve cennete onunla beraber gidin."
Yine mizanda ilâhî terazinin iki kefesi de birbirine denk gelip günah ve sevab eit olan bir kimse için Yüce Allah (C.C.) buyurur ki: "O ne cennet ehlindendir, Ne de cehennem ehlindendir." Daha sonra bir melek, bir sayfa getirir ve terazinin günah kefesine koyar. Getirdii o kâtta "öff yazmaktadr. Böylece günah taraf, sevap tarafna kar basar. Çünkü bu, anaya babaya kar isyan ve bkknlk ifade eden bir kelimedir. basmasndan dolay O sebeple günahn Allah (C.C.) onun cehenneme atlmasn emreder. '
ar
ar
137
O kimse tam atee atlaca zaman meleklere: "Beni Allah (C.C.)'n huzuruna geri götürün." diye talepte bulunur. Melekler onun istediini Allah (C.C.)'a arz ederler.
Allah (C.C.):
"Onu
geri getirin." diye emreder.
Getirirler.
Allah (C.C) sorar:
"Ey âsi kul! Hangi sebepten dolay
geri
dönmek
iste-
din?"
O kul der ki: "Yarabbi!
Babam cehenneme doru
giderken gördüm.
üphesiz onun bende hakk var. Ben babama kar suç ilemitim. imdi onun günahna kar görecei azab da benim azabma ekle. Onu dünyada üzdüüme karlk onun yerine ben azab çekeyim de böylece onu kurtar Yarabbi!"
Bunun o kula
üzerine Allah (C.C.) çok
iltifat
honut
olur ve
ederek öyle buyurur:
Sen dünyada ona kar gelip onu üzdün. Ahirette ise onu kurtardn. Haydi imdi tut babann elinden ve beraber cennete girin."
138
BÜYÜK GÜNAH SAHPLER Cehenneme doru giden da durdururlar. Ahiret âlemine
ait
herkesi melekler yol-
srlar
bildikleri için
böyle
yaparlar.
yumuaklk nasibi olmayan bir topluluk çarlr. Nihayet kendileri için
ve hayrdan
Tökezleyip dümesinler ve rahat geçsinler diye onlar için yolu geniletirler. Onlar yolda giderken Tavaf- îlâhî'den kendileri için bir nida gelir: "Onlar yolda durdurun. Çünkü onlar sorumludurlar."
Böylece o gurup yolda durdurulur ve gitmekten alkonulur.
Nihayet onlar için öyle bir nida duyulur: Size ne oluyor ki, yardm görmüyorsunuz?" Bunun üzerine onlar tamamen teslim olup gü-
nahlarn
itiraf ederler.
Allah (C.C.) öyle buyurmaktadr:
"Böylece günahlarn itiraf ederler. Artk (Allah'n Rahmetinden) uzak olsun o
cehennemin mahkûmlar." (Mülk 67/11) Daha sonra cehenneme atlrlar.
alevli
139
Yine bu ümmetin içinde büyük günah sahibi olanlar teker teker getirilirler.
ksm ihtiyar, Bir ksm âciz, Bir ksm kadn, Bir ksm da genç olarak getirilmi olurlar. CeBir
hennem
bekçisi olan Mâlik isimli melek onlara
der ki:
"Ey cehennemlikler! Bana ne oluyor ki, sizi böyle
bir halde
görüyo-
rum!
yaptklarndan utanp saklanmyor, Yüzünüzün eref ve haysiyeti yoktur. Durumunuz iyi görünmüyor." Bunun üzerine öyle cevap verirler: "Ey Mâlik! Biz Muhammed ümmetinin günahkârlaryz. Bizi brak da günahlarmz için alayalm." Elleriniz,
Mâlik, onlara der ki: "stediiniz kadar alaym,
Alamanz size hiçbir fayda vermeyecektir." Nice yal kiiler o gün ellerini sakallan üzerine koyup öyle diyecekler: "Vah yazk!
Hey
gidi ihtiyarlk!"
Onlarn ömürleri uzun olduu
gibi üzüntüleri
de uzun olur. Nice olgun kiiler öyle diyecekler: "Vah yazk! 140
Hey
gidi musibetler!
Hey
gidi
aalk makam
ve mevkiler!" Nice gençler öyle diyecekler:
"Vah yazk! Hey gidi gençlik!" Nice kadnlar saçlarndan yakalannca öyle diyecekler:
"Vah yazk!
Hey
O
gidi felâketler!
Hey
gidi kötü öhretler!"
srada Hakk Teâlâ Hazretlerinden bir nida
gelir:
"Ey Mâlik! Onlarn hepsini
birinci
kapdan cehenneme
doldur."
Bunun
üzerine
cehennem onlar almaa yöne-
lince hepsi birden:
"Lâ
ilahe illallah" derler.
Bu
tevhid kelimesinin söylenmesi üzerine cehennem onlardan kaçp beyüz yllk geri mesafe-
ye
çekilir.
Onlar tekrar
alamaya balarlar.
Yeniden bir nida "Ey Cehennem! Onlar yakala!
gelir:
Ey Mâlik! Onlar
birinci
kapdan cehenneme
doldur."
O srada gök gürültüsünü andran bir ses duyulur.
Cehennem,
kalpleri
yakmaa
141
yöneldii
vakit,
Mâlik onu engeller ve öyle der: "Ey cehennem! çinde Kur' andan eser bulunan bir kalbi yakma. Çünkü o, ayn zamanda iman için de bir kabdr.
Rahman
olan Allah (C.C.)'a secde eden kalbi de yakma. Çünkü onlar, alnlarnda secde izi olarak geri dönerler." tir.
O esnada bir adam çlk atarak sesini yükselOnun iddetli haykr bütün cehennem ehli-
nin seslerini bastrr.
O
kii
bir
müddet yandktan sonra ateten ç-
karlr. Allah (C.C.) buyurur ki: "Ne oluyor sana ki, bütün cehennem halkn-
dan daha fazla çlk atyorsun?" O da öyle cevap verir: "Yarabbi! Sen beni hesaba çektin.
Atee atlmama
Ama
ben yine de senin Rahmetinden ümidimi kesmedim. Beni her hâl-ü kârda duyduunu bildiim halde yine de artrdm." hükmettin.
çlm
Bunun
öyle buyurur: "Delâlete düenlerden baka kim Rabbinin Rahmetinden ümidini keser! Haydi imdi git. Ben seni mafiret eyledim." Yine baka bir adam bu ekilde cehennemden üzerine Allah (C.C.)
142
çkarlr.
Yüce Allah
(C.C.) buyurur ki:
"Cehennemden çktn.
Ama
hangi amel
ile
cennete gireceksin?" O kul öyle cevap verir: "Yarabbi!
Ben senden ancak basit bir ey isterim." Bunun üzerine onun için bir aaç ortaya çkarlr.
Yüce Allah
"Gördün
(C.C.) buyurur ki:
mü bu aac?
Onu sana verdim. Ondan baka bir ey
ister
misin?"
O kul cevap verir: •/Hayr Yarabbi! zzetinin ve yüceliinin hakk için baka bir ey istemem." Allah (C.C.) öyle buyurur: "O, benden sana bir hediyedir. Kim onun meyvesinden yerse ve onun gölgesinde gölgelenirse onun için, ondan daha güzel bir aaç ihsan ederim." Bunun üzerine o kul, kendisine hediye edilen
aaca uzun uzun bakar. Hakk Teâlâ Hazretleri buyurur ki: "kinci aaç da Kul cevap verir:
houna gitti mi?"
"Evet Yarabbi! Çok houma gitti." Yüce Allah (C.C.) buyurur ki: 143
"O halde onu da sana baladm. Benden daha baka bir ey ister misin?" Kul
da:
"Hayr
yarabbi!
Baka bir ey istemem." der
u
kimse yedii ve gölgesinde oturduvakit Allah (C.C.) ondan daha güzelini ihsan
Ondan
bir
eder.
O kul yine uzun uzun ona bakar. Bunun
üzerine Allah (C.C):
"Onu da sana baladm. Benden daha baka birey ister misin?" der.
O da: Hayr
Yarabbi! zzetinin
hakk
için
baka
bir-
ey istemem." diye cevap verir. Bunun
üzerine Allah (C.C.) çok
honut
olur ve
onu cennete koyar. Ahiret
ahkâmna ait bir misal de öyle verelim:
Kyamet günü
bir
kii
getirilir.
onu hesaba çeker ve kendisini
Allah (C.C.)
azarlar.
lâhî Adalet terazisinde günahlarn ve sevaplarn tartld bir srada herkes zanneder ki, Allah (C.C.) sadece onun hesap durumuna ve tartsna bakacak, baka eye bakmayacak! Oysa ki, Allah (C.C.) o anda milyarlarca insa-
nn hesabn görmektedir. Orada herkes kendi derdine düer ve kimse, kimseyi görmez. Birbirlerinin seslerini de duymazlar. 144
Herkes kendi korku ve hayâ perdesi altndadr. Sübhanehu ve Teâlâ Hazretleri öyle buyurur:
"Sizi bir tek nefisten yaratan
Rabbinizden
korkun." (Nesai-Cenaiz 24) Yüce Allah (C.C.)'n kelâmnda, melekût âleminin srlarndan akllara durgunluk derecede nice srlar vardr. Çünkü onun mülkünün snrlan yoktur.
Hiçbir
i de, onu baka bir iten alkoyamaz.
te durum bu halde iken bir adam oluna gelir ve ona öyle
der:
"Oulcuum! Ben
seni giydirdim.
Çünkü sen kendin giyme-
e gücün yetmezdi. Ben sana yiyecek yedirdim, Sana içecek içirdim. Sen çocukken benim
en deerli bir varlktn. Ben senin her eyine kefil oldum. Sen bir zarar defetmekten âciz olduun gibi bir fayday temin etmekten de âciz idin. Nice meyveleri senin cann çekmiti de ben onlar senin için almtm. imdi kyamet gününün dehetini görmez miiçin
sin?
Babann günahlar
çoktur. 145
Ne
olur onlardan hiç deilse bir tanesine olsun
sen yüklen de benim günah
yüküm
biraz hafifle-
sin!
Hiç olmazsa bana bir tane sevap ver de mizanmda sevabm onunla biraz olsun artraym!" Bu sözleri duyan çocuk öyle diyerik hemen oradan uzaklar: "Bugün ben ona senden daha muhtacm." Herkes akrabasna, Arkadana ve kardeine kar bu ekilde davranr.
Yüce Allah
(C.C.)
öyle buyurmaktadr:
Vy 4S^Uj y\j y\3 ^\ ^ ^J, £ f^ "ite o günde kii kardeinden, Annesinden,
Babasndan,
Einden
ve çocuklarndan kaçar." (Abese
80/34-36) Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz bir Hadis-i rifte
e-
öyle buyurmutur:
"insanlar çplak olarak harolunurlar." (Buhari-Enbiya 8-Müslim-Cenne 58-Tirmizi146
Kyame
3-Nesai-Cenaiz 119-Ahmed b. Hanbel
5/3)
Bunun
Aie
üzerine Hz.
(R.A.) validemiz dedi
ki:
"Vah yazk! Ne kötü ve ne ayp
bir
durum!"
Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz de
u
ayeti
okudu: O
.
AJJU
-fi
O
.-
üU
r
^
O > W * 9
J^yi
s
lSjA\
&
*
J>J
onlardan herbirinin bandan aacak ii (ve derdi) vardr." (Abese 80/37) Yani peygamber (S.A.V.) Efendimiz kyamet günü korkunun iddetini murad etmitir. O günün deheti, insanlar birbirlerine bakmaktan alkoyacaktr.
"O gün
Daha sonra Allah (C.C.) herkes için bir sahife yazl amel defterlerini çkaracaktr. Mü'minin sahifesi gül yaprandan, Kâfirin sahifesi de sedir aac yaprandandr.
O sahifelerde bütün yaptklar yazldr. O sahifeler, bazlarna sa taraflarndan verilir, Bazlar da
sol taraflarndan verilir.
hususta insann hiçbir irade ve istei yokAmel durumlarna göre bu ekilde verilir.
Bu tur.
Allah (C.C.)
öyle buyurmaktadr:
147
"Onun
kyamet gününde açlm olarak önüne konacak bir kitap çkarrz." (Bkz. sra için
17/13)
Srat geçen bir kimse hemen havuza uramaz. Daha yedi tane köprü vardr ki, inam helâk eder.
Yetmi
bin kii hiç hesaba çekilmeden dan doruya cennete giderler.
doru-
Onlar için mizan kurulmaz. Onlar amel defteri de almazlar. Ancak onlara bir berat verilir. O beratn üzerinde: "Lâ ilâhe illallah Muhammedun Resûlullah" yazldr. Yine ayrca: "Bu, falanca'nn olu fîlan'u cehennem'den kurtulu ye cennet'e giri beratdr." diye yazlr. Bir kimsenin günahlar mafiret olunduu vakit vazifeli bir melek, onu kolundan tutar ve maher yerindeki insanlar arasnda dolatrr. Bir yandan da öyle nida eder:
"te bu, falan olu filandr. le
Allah (C.C.) onun günahlarm balad. O öybir mutlulua ermitir ki, artk ondan sonra asla
bir
daha ekavete dümez." Kendilerine lâhî kitap indirilen Peygamberler
(ResÛller)
kyamet günü büyük
de bulunurlar. 148
minberler üzerin-
Kitap indirilmeyen peygamberler (Nebiler) ve âlimler ise daha küçük minberler üzerinde bulunurlar.
Her peygamberin minberi, kendi derecesinin üstünlüüne göredir. lmi ile amel eden âlimler, nûrdan kürsüler üzerinde bulunurlar. ehitler, Salihler,
yn
Kur' an okuyanlar ve müezzinler, kum gibi yüksek ve misk kokulu kürsüler üzerinde bulunurlar.
Rivayet olunur ki, Kur'an- Kerîm kyamet günü güzel yüzlü ve güzel huylu bir adam suretinde gelir ve efaat eder. slâm da ayn onun gibi gelir ve efaat eder.
Hz.
Ömer (R.A.)'n slâm olma olaym "hya"
ekilde anlattk. Cenab- Allah, dilediine hidayet verip onu
adl eserimizde detayl
bir
cennete sevkeder.
Yine dünya da gelir. Fakat o Siyah-beyaz
karm,
Yüzü gözü buruuk, Acaib klkta ve yal
Görünü
âciz,
bir
adam
itibariyle çirkinlerin
nsanlara denilir ki: "Bunu tanyor musunuz?" Onlar da: "Biz bundan Allah (C.C.)'a 149
suretinde gelir.
en
çirkinidir.
snrz." derler.
Bunun üzerine onlara denilir ki:
"te bu, dünyadr. bunun için birbirinize hased ederdiniz. Ve yine bunun için birbirinize dümanlk ederSiz
diniz."
Yine Cuma da bir gelin suretinde getirilir. Mü'minler onun çevresini kuatrlar. Mü'minlerin çevresini de çok muazzam bir ekilde güzel misk ve kâfur kokulan sarar. Onlarn üzerlerinde öyle güzel bir nûr vardr ki, her gören hayran kalr. te onlar, bu ekilde bir merasimle Cennete konulurlar.
Allah (C.C.)'n Rahmetinin bolluuna bak!
Kur'an'n varl,
slâm ve Cuma. Bunlarn
hepsi de lâhî Rah-
metin bir tecellisi olarak efaat ederler. Kur'an- Kerîm' in varl Ceberût aleminden, slâm ise; namaz, oruç ve sabr gibi meleküt aleminden olduu halde Allah (C.C.)'n dilemesiyle nasl da müahhas bir vaziyette tecelli ediyorlar!
Hendek sava günü Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz:
"Ey
canlarn ve imtihan olunan bedenlerin Rabbi!" diye dua etmiti. Çünkü bunlarn hepside ilme muhtaçtrlar. Biz bu konular, bu kitabn dnda "Elktisâd" adl eserimizde çok daha detayl olarak fânî
150
açkladk. eriata yeni bid'atlerine
Arzulanan
kar
iltifat
doru
olan insan etmedik.
eytanlarnn
yolu bulan mü'minlere müj-
deler olsun.
Cenab-
Allah'tan, lütf-u keremi ile bizleri ba-
lamasn
ve muvaffak klmasn dileriz. Allah (C.C.) bize kâfidir. O ne güzel vekildir. Efendimiz Hz. Muhammed Aleyhisselâm'a, onun âl ve ashab üzerine salât-ü selâm olsun.
151
ÇNDEKLER
GR
7
«Ölüm Çeitleri «Hz. Adem'in Zürriyeti
8
Ölüm Sarholuu ResÛlullah (S.A.V.)'in Bir Hali
Melein Darbesi
Baz Rüyalar
10 13 15 16
Facir
26 29
Kusurlu Müzminlerin Ruhlar
31 31
Ve Günahkârlarn Ruhlar Müriklerin Ve Münafklarn Ruhlar Ölünün Hali Ve Müahadeleri
^Ölünün Kabirde lk
Karlat eyler
Azabnn Çeitleri
33 35
Mü'minlerin Dört Hali
43 50
nsanlarn Durumlar
55
Kyamet' in Halleri ki Nefha Arasndaki Müddet
60 68
«Kabir
152
Maherde nsan Tipleri efaatçi Araylar Cennet Ve Cehennemin Getirilii
70 85
94 98
lâhi Adalet Terazisi Cebrail'in ve Peygamberlerin Hesaba Çekilmeleri
101
En Büyük Korkular Maher Yerinden En Son Ayrlanlar Srat Köprüsünden Geçi
119 120 121 124 126 136 139
.
Günahtan Tevbe Edenler Çeitli Guruplar Ve Bayraklar .... ••••••••••••••••• Mizanda Günah Ve Sevabn Eitlii Büyüt Günah Sahipleri
1
153
Dünya uç günlüktür.
Dün geçmitir. Yarn
Bir
daha
ele
geçmez.
gelecektir.
Ona kavuabilecekmiyiz ? üphelidir.
O
halde
yaadn bugünü
ganimet
bil
ve
deerlendir.
HSAR YAYINEV