Ruh-ve-madde-dergisi_2012_10.pdf

  • Uploaded by: ErgunElmas
  • 0
  • 0
  • February 2021
  • PDF

This document was uploaded by user and they confirmed that they have the permission to share it. If you are author or own the copyright of this book, please report to us by using this DMCA report form. Report DMCA


Overview

Download & View Ruh-ve-madde-dergisi_2012_10.pdf as PDF for free.

More details

  • Words: 18,676
  • Pages: 68
Loading documents preview...
Gurdjieff ve Ouspensky ÖÚretisi Üstüne Psikolojik Yorumlar III. IV. ve V. Ciltler Maurice Nicoll Dr. Maurice Nicoll ængiliz tÔbbi psikoloji alanÔnda çok iyi tanÔnan bir öncüdür. Uzun yÔllar boyunca, ængiltere'deki çalÔèma gruplarÔna haftalÔk dersler verdi. Aynen kayÔtlara geçirilen ve Yorumlar'Ô oluèturmak üzere basÔlan bu konuèmalar, Dr. Nicoll'ün daha sonra yazdÔåÔ kitaplarda ayrÔntÔlÔ olarak ele aldÔåÔ temel fikirleri içermektedir. Belirli derin fikirlerin günlük yaèama derhal uygulanmasÔyla ilgili olduklarÔ için Yorumlar daha incelikli bir yazÔmÔn her zaman koruyamayacaåÔ türden, kendine özgü bir deåere sahiptir. Yorumlar, yazarÔ èahsen tanÔyamayacak ama aynÔ sürgit dönüèüm ile ilgilenen yeni nesil tarafÔndan sevgiyle okunmaktadÔr.

Ruh ve Madde Yayünlarü

Büyük Ýnisiyeler Eduard Schure Ruh ve Madde YayÔnlarÔ tarafÔndan yayÔnlanan Büyük ènisiyeler, Ruh’tan maddeye doåru inièi, evrenin tanrÔsal ÔèÔåÔ ile ruhsal alemin kudret ve bilgisini taèÔyan büyük yol göstericileri, insanlarÔ aydÔnlatanlarÔ, büyük vazifelileri, büyük organizatörleri anlatmaktadÔr. Ruhsal alemin kudret ve bilgisini taèÔyan bu büyük yol göstericiler; Rama, Krièna, Hermes, Musa, Orfe, Fisagor, Eflatun, æsa, Muhammed ve Zerdüèt. Ruh ve Madde YayÔnlarÔ tarafÔndan Zerdüèt ve Muhammed Peygamber kitaba sonradan ilave edilmiètir.

678 sayfa, Ruh ve Madde Yayünlarü

Ruhlar›n Kaderi Michael Newton Bu kitap geçmiè yaèamlarÔnÔ hatÔrlamak ve keèfetmek isteyenler için tasarlanmÔè pratik yöntemler sunan bir el kitabÔdÔr. Meditasyon ve otoipnozdan, yönlendirilmiè rüyalara ve yazarÔn kendi keèfi olan “rezonans metodu”na dek uzanan çeèitli tekniklerle size geçmiè yaèamlarÔnÔzla ilgili bilgilere ulaèabilmek için kullanabileceåiniz güvenli ve bilimsel bir program sunmaktadÔr. Derin ipnoz altÔndaki deneklerin anlattÔåÔ örneklerden yola çÔkarak kendi ruhsal hatÔralarÔnÔzÔn arkasÔndaki anlamÔ keèfedecek ve aèaåÔdaki konularda çarpÔcÔ detaylar öåreneceksiniz: • Dünya’daki amacÔmÔz, • RuhlarÔmÔzÔn ölümden sonraki gittikleri yer, • RuhlarÔn yaèayanlarla baålantÔ kurma ve yardÔm etme yolarÔ, • Ruhsal rehberler ve her hayattan sonra bizimle görüèen Yüksek VarlÔklar, • Dünya’daki ailelerimiz ve Ruh gruplarÔmÔz arasÔndaki baålantÔlar, • RuhlarÔn dinlenmesi ve hayatlar arasÔndaki gezintileri, • Niçin belirli bedenleri seçiyoruz?

496 Sayfa, Ruh ve Madde Yay›nlar›

RuhlarÎn YolculuÚu Michael Newton Bu çarpÔcÔ kitap ölümün ertesinde ruhlar dünyasÔndaki yaèanÔnÔn üzerindeki esrar perdesini ilk defa kaldÔrÔyor. æpnoterapist Dr. Michael Newton deneklerinin ölüm sonrasÔ saklÔ anÔlarÔna ulaèmak için özel bir ipnoz tekniåi geliètirmiètir. BunlarÔn yazÔya dökülmesi süper bilinç durumuna getirilen yirmi dokuz kièinin anlatÔlarÔnÔn toplandÔåÔ bir tür “seyir defteri”ni ortaya çÔkarmÔètÔr. Derin ipnozda iken bu denekler tekrarlanan bedenlenmeleri arasÔnda baèlarÔna neler geldiåini heyecan verici bir èekilde tanÔmlamaktadÔrlar. Verdikleri canlÔ ayrÔntÔlar ölümün nasÔl bir èey olduåunun, öldükten hemen sonra kimle karèÔlaètÔåÔmÔzÔn, ruh dünyasÔnÔn gerçekte nasÔl bir yer olduåunun, ruh olarak nereye gittiåimizin ve ne yaptÔåÔmÔzÔn ve niçin belli bedenlerde geri gelmeyi seçtiåimizin tam bir resmini önümüze koymaktadÔr. RuhlarÔn Yolculuåunu okuduktan sonra insan ruhunun ölümsüzlüåünü daha iyi idrak edecek... ve hayatÔnÔzdaki olaylarÔn ardÔndaki nedenleri anlamaya baèladÔkça her gün içinde olduåunuz kièisel zorluklarÔnÔzÔ onlarÔn hangi maksada hizmet ettiklerine dair artan kavrayÔèÔnÔzla karèÔlayacaksÔnÔz.

360 sayfa, Ruh ve Madde Yayünlarü

S E V G ‹ L ‹ OKUYUCULAR

R

UH VARLIÙININ çeÜitli alemlerdeki güvencesi onun ipine, ruhsal

hiyerarÜiye tutunmaktÎr. Dünyadaki tezahürü yukarÎdan aÜaÚÎya umuttur. Umut bireysel olarak bütünün baÚlantÎ noktasÎ ile baÚlÎdÎr. Yani birlik ile yasalarÎn ruhsal kanunlarÎn kesiÜtiÚi yerde “umutla” bir araya geliriz. Umut kendimizi zeki ilan ediÜimizden bu yana üstü ince ince örtülen derin uyku ile ötelenmiÜtir. Birlik, teknoloji ve geliÜim adÎna bu kadar zaferlerle taçlanan baÜÎmÎz akÎllanmÎÜ mÎdÎr acaba; dünyanÎn efendisi olarak? Bilimsel alanda akÎllÎ iÜler arkasÎndan ruhsal baÚlantÎsÎ kavranmadan yaÜanmÎÜtÎr. Yüksek ilahi planlarÎn niyet ve dilekleri; fedakarlÎklarÎ görülmeden evrim denen kapalÎ bulmacaya tutulup yürümüÜ durmuÜuz. Sonuç; umut gerçekle bir arada her zamanki Üefkati ile bizleri bekliyor. TakÎldÎÚÎmÎz Üeyler, koÜmamÎzÎ engelleyen sanal nedenler... Takvimler birer birer devriliyor. Umutla yaÜayamayanlar yolu ÜaÜÎrmÎÜ; yeni dünyasÎ bilgi ile kurulmadan tÎkanmÎÜ inkarcÎ rolleri çok saÚlam benimsiyorlar. Gelin hep beraber niyetimizi sadece uyanÎÜa, ayaÚa kalkÎÜa odaklayalÎm. SaklÎ olanlarÎn ortaya çÎkmasÎnÎ netleÜmesini ve sadece anlamÎnÎ bilerek anlayÎÜa dönüÜmesini isteyelim. Gerçek ülkemizin baÚÎÜlayÎcÎ varlÎklarÎ, yasalarÎ ile Üefkatle gözlüyorlar. Sadece samimiyetle teslim olarak yürümek yetecek. Yol’un istediÚi bu; yolda ol, netleÜ, hedefini hatÎrla, baÜlÎca iÜinde neredesin kontrol et, yeni dünya bilgisine hazÎr ol. Yüksek aklÎn, maddesel aklÎ kuÜatmasÎna izin ver. Onunla muhakemeleri deÚiÜtir; tüm boyutlarda aklÎnÎn, duygularÎnÎn kavrayÎÜÎna izin ver. Sahip olduÚumuz her Üeyin Üu anda sadece uyanÎÜa odaklanmÎÜ, baÚlantÎlar olduÚunu görerek ilerlemek için bizi ne tutuyor? Yoksa irademizi baÜka bir an içinde olacak karÜÎlaÜmalara mÎ saklÎyoruz? HayÎr; gerçek yüzleÜme ve farkediÜ Üu an’da burada ve katÎ gibi görünen her tezahürün akarak varlÎÚÎmÎza ulaÜmasÎ için fÎrsatlar burada. Yeryüzü, tüm elementleri, görsel formlarÎ, biçimleri ile bize son sahneyi hazÎrlÎyor. Ama iÜimiz sahnenin arkasÎndakilerin gerçek niyetlerini görmek. Çünkü o niyetlerle bizim yolculuÚumuz aynÎ; aynÎ ÎÜÎÚÎn yansÎmalarÎnÎ birleÜtirerek yürümek. Sadece yolda olmamÎza izin verelim. Oyun burada kapanÎrken baÜka sahnelere kendimizi yazdÎracaÚÎz. “Yol yürüyenlerin umudu ile açÎlÎr.” Ruh ve Madde YayÍnlarÍ

RUH ve MADDE

Bu dergi ‹nsanl›¤› Birleåtiren Bilgiyi Yayma (B‹LYAY) Vakf›'n›n bir kuruluåu olan Ruh ve Madde Yay›nc›l›k ve Sa¤l›k Hizmetleri A.ä. taraf›ndan her ay yay›mlanmaktad›r.

Yerel Süreli Yay›n

Ruh ve Madde Yay›nlar› yönetim merkezi: Hasnun Galip Sokak Pembe Ç›kmaz› No: 4 Daire: 6 äirket Ad›na Sahip ve Sorumlu Müdür A. Cemal GÜRSOY

Genel Yay›n Yönetmeni Tülin ETYEMEZ SCHIMBERG

34433 Beyo¤lu ‹stanbul Telefon 0212.243 18 14 ve 249 34 45 Faks 0212.252 07 18 Abone adresi de¤iåikli¤i, haberleåme ve kitap sipariÜleriniz için [email protected] adresini kullanabilirsiniz.

Teknik Sorumlu K. Levent KOSOVA

Ayl›k Ruh ve Madde dergisi ücreti: 5 TL Yurt d›å› ayl›k Ruh ve Madde dergisi ücreti: 6,25 Euro

Çeviri ve Redaksiyon Can ERTÜR Yasemin TOKATLI

Y›ll›k abonelik ücreti: 60 TL Ö¤renciler için y›ll›k abonelik ücreti: 52 TL Yurt d›å› y›ll›k abonelik ücreti: 75 Euro Abonelik ve kitap ödemelerinizi PTT Posta Çeki ve

Grafik Uygulama Sevda ERKOÇ

Garanti Bankas› havalesi arac›l›¤›yla yapabilirsiniz. Posta Çeki No: 655294 Garanti Bankas› Galatasaray äubesi 6297501

Kapak Ferda GÜRSOY

Dizgi Ruh ve Madde Yay›nlar› Tel: (0212) 243 18 14 - 249 34 45 Bask› Boraks Matbaac›l›k ve Ambalaj Sanayi Ticaret ve Pazarlama Ltd. Ûti. Maltepe Mahallesi Çiftehavuzlar Caddesi AyvalÎdere Yolu No: 3/3-l Maltepe - Zeytinburnu/ÝSTANBUL 34160 Tel: (212) 567 64 26 - 567 54 70 www.boraks.com.tr [email protected]

ISSN 1302-0676 EKÝM 2012 Say›: 633 Cilt: 53

Euro Hesab›: Garanti Bankas› 9007955-503463 RUH ve MADDE DERG‹S‹'ne abone olanlara, tüm kitaplar›m›zda %30 indirim yap›lmaktad›r. B‹LYAY VAKFI ile RUH ve MADDE YAYINLARI hakk›nda bilgi almak ve sipariå vermek için web sitemizi ziyaret edebilirsiniz. http: //www.bilyay.org.tr http: //www.ruhvemadde.com http: //www.bilyayakademi.net e-mail: [email protected] [email protected] Reklam Fiyatlar›m›z: Arka Kapak (renkli)

500 USD

Ön Kapak ‹çi (renkli) 200 USD Arka Kapak ‹çi (renkli) 200 USD ‹ç Tam Sayfa

150 USD

‹ç Yar›m Sayfa

100 USD

Ýçindekiler 4 10

Ölüm Dr. Bedri Ruhselman Transpersonel Psikoloji Nedir, Ne DeÚildir? Gülbin KÎnacÎgil

13

BÝLYAY Vakf› Konferanslar› Art›k Canl› Yay›nda! Duyuru

14

Bilinmeyen PsiÜik Alemlerin KeÜfi Dr. Roger J. Woolger

18

BirleÜtiren Bilgi - Yalan Üzerine A. Cemal Gürsoy

20

FiziÚin Sosyal Hayata ve Topluma YansÎmasÎ Doç. Dr. Sultan TarlacÎ

26

Ýnci'r ÇekirdeÚi - Ýçimizdeki Gizli Kodlar Uzm. Dr. Ýnci Erkin

31

Kendimize Kutsal Bir Alan Yaratmak Sandra Ingerman

36

Maddi Kültürün ÝletiÜim BoyutlarÎ ve Duyu-Üstü Ýnsan PsiÜesi AytuÚ A. Ûentürk 2. Bölüm

42

Yeni Bir YaÜam Alpaslan CebbaroÚlu

45

Çocuklar ve Zorlu Görev Lillian Firestone

50

PsiÜik VarlÎk ve Psikolojik SaÚlÎk Mirra Alfassa (Anne)

53

Kazazedeleri Kurtaran Rüzgar Ruhsal Aktüalite

54

Ûuur Nedir? Dr. Maurice Nicoll

57

HÎzÎr Sembollerden Seçmeler

58

BÝLYAY’da Ûamanik Yolculuk Haber

60

Astroloji: Kozmosun Dili Dilek YÎlmaz

63

Etkinlikler

EKÝM

2012

Ölüm Dr. Bedri Ruhselman

D

ÜNYAMIZDA hangi tabiat kanunu vardÎr ki bize ölüm kadar doÚal görünsün? Her olay mümkün olabilir veya olmayabilir fakat yalnÎz bir tek olay vardÎr ki o mutlaka olacaktÎr. Buna biz ölüm deriz. Ölüm, canlÎ varlÎklara ait bir olay olmakla beraber ruhun hayatÎ ile doÚrudan doÚruya ilgili olmayan bir Üeydir. Ölüm, cansÎz maddelere, daha doÚrusu bu maddelerle ruhun iliÜkilerine ait bir deÚiÜme halinden baÜka bir Üey deÚildir. Organizmada iki büyük hayati fonksiyonun iflasÎ insan ölümünü kesin olarak nitelendirir. Bunlardan biri nefesin, diÚeri de kalbin durmasÎdÎr. Bu iki olay birbirine o kadar sÎkÎ sÎkÎya baÚlÎdÎr ki bunlardan birisinin az veya çok devamÎna mutlaka diÚeri de eÜlik eder. Ve bu iki fonksiyonun sona ermesinden sonra insan vücudu yavaÜ yavaÜ maddi deÚiÜimlere, daÚÎlmalara, daha doÚrusu maddesel oluÜumlarÎ itibarÎyla yok olmaya mahkum kalÎr. Ve artÎk onu hiçbir süreç tekrar eski canlÎ haline getiremez. Ölüm bir zorunluluktur. Bu zorunluluÚu anlamak, insanÎn tekamül ihtiyacÎnÎ ve madde kainatÎndaki varlÎÚÎnÎn zorunluluÚunu anlayÎp kabul etmekle mümkün olur.

Ölümün Görünen AnlamÎ

C

ANLI ÝNSAN kiÜilik sahibi bir varlÎktÎr. Hayvanlarda da hal böyledir fakat

bunlardaki kiÜilik derece derece basitleÜir. ÝnsanÎn kendine özgü bir oluÜ hali vardÎr. Bu hali meydana getiren unsurlar arasÎnda insanÎn duyuÜ ve düÜünüÜ tarzlarÎyla bu duyuÜ ve düÜünüÜle ilgili iÜgörüm yeteneÚi bulunur. O, bu sayede dÎÜarÎdan gelen iyi kötü, yapÎcÎ veya yÎkÎcÎ bütün tesirlere karÜÎ harekete geçer ve kendi varlÎÚÎnÎ korumaya çalÎÜÎr. Bu çalÎÜma son dakikaya kadar devam eder. Son dakika yaklaÜtÎkça vücudun bütün hayati fonksiyonlarÎnda bir düzensizlik, bir aÚÎrlÎk baÜ gösterir. Bu halin hastalÎk kelimesiyle nitelendirdiÚimiz aÚÎr Üekillerinden fenalÎk hissi dediÚimiz hafif Üekillerine kadar birçok dereceleri vardÎr. Maddesel hayattaki bu durgunluk ve bozukluk halleri bütün önlemlere ve arzulara raÚmen artÎkça artar. Nihayet son dakikalarÎn yaklaÜtÎÚÎnÎ haber veren hastalÎk çanÎ çalar. Hasta genellikle ölmek istemez. Ve dikkat edilirse çoÚu zaman ölümden kaçma arzusuna korku hissinin eÜlik ettiÚi görülür. Ölüm fikri son dakikalarda insanÎ en korkunç kabuslar içinde yaÜatabilir. Hatta o kadar ki hastayÎ o sÎrada en çok üzen Üey bu kabustan ileri gelen Üuursuzca bir korkudur. Bütün bu tesirler

EKÝM 2012 • 5

6 • RUH ve MADDE

altÎnda ölümden kaçmaya çalÎÜan insan, etrafÎndakilerden yaÜayacaÚÎna, ölmeyeceÚine dair ümitsizce güvence bekler. O sÎrada kendisine söylenecek en belli bir yalan sözden bile bir teselli duymaya çalÎÜÎr. Fakat bütün bunlar boÜunadÎr. Çünkü çoÚunlukla o da iyice inanmÎÜtÎr ki hayatÎnda sürekli kafasÎndan kovmayÎ baÜarabildiÚi ölüm fikri gerçekleÜmek üzeredir ve bunu hiçbir Üey durduramayacaktÎr. Ölümün eÜiÚinde bulunan insanda ölümle hayat arasÎnda Üiddetli bir mücadele vardÎr. Fakat dikkatli bir gözlemci bu tabloyu seyrederken görür ki burada daÚÎlmak veya baÜka maddesel bir Üekle dönüÜmek istemeyen fizikoÜimik1 bir varlÎÚÎn deÚil, fizikoÜimik varlÎÚÎnÎ bÎrakmak istemeyen ve bilinmeyen bir diyara doÚru sürüklenip gitmekten endiÜe duyan baÜka bir varlÎÚÎn karÜÎsÎnda bulunmaktadÎr. Hele bu mücadelenin, hayatÎnÎ fena kullanmÎÜ veya ademci2 fikirlerle beslenmiÜ kimselerde daha Üiddetli olmasÎ, o gözlemcinin ayrÎca dikkatini çeker. Can çekiÜenin ve etraftakilerin ölüme engel olmak için gösterdikleri bütün çabalar boÜtur. Ne doktorun dolaÜÎm ilaçlarÎ, ne hasta yanÎndakilerin kuru tesellileri ne de bizzat hastanÎn ölmemek için yaptÎÚÎ mücadeleler fayda vermez. Her zaman olduÚu gibi Üimdi de yüksek tabiat kanunu hükmünü yapacak ve bütün gafilce ve cahilce dirençleri kÎracaktÎr. 1 FizikoÜimik: Fizikokimya, fiziksel kimya, kimyasal iÜlemlerde fizik kavramlarÎn incelenmesi. (RM) 2 Ademcilik: Yirminci yüzyÎlÎn baÜÎnda Rusya’da ortaya çÎkan bu edebiyat çÎÚÎrÎ, simgeciliÚe (sembolizme) karÜÎ bir tepki olup eÜyayÎ sanki Adem’in gözüyle görüyormuÜ gibi mistikçilikten uzak bir kavrayÎÜla kavrayarak, gerçek anlamÎnda kullanÎlmÎÜ kelimelerle anlatmak yoludur. Bu çÎÚÎra Dorukçuluk da denir. (RM)

Nihayet hastanÎn Üuuru bulanmaya baÜlar. Bir uyuÜukluk hali, hatta tatlÎ bir dinlenme hali ortaya çÎkar. Bütün aÚrÎlar diner, ÎstÎraplar durur. Hasta bütün hayatÎ süresince geçirdiÚi ölüm korkusunun boÜunalÎÚÎnÎ kendisine haber veren bu ilk iÜaretlerin manasÎnÎ çoÚunlukla henüz anlayamaz. Fakat artÎk Üiddetli mücadele kalmamÎÜtÎr. YalnÎz bedende görülen Üey ruhun ondan kurtulmak için yapmakta olduÚu sarsÎntÎlardÎr. Böylece bir taraftan hasta hakiki hayatÎna girerken diÚer taraftan etrafÎndakiler hala iÜin farkÎnda olmadan onu “ölümün pençesinden” kurtaramadÎklarÎna üzülürler. Fakat ÜurasÎ muhakkak ki eÚer onlarÎn bu arzusu gerçekleÜse ve hastanÎn fikrini sorabilseler, hasta çok defa bu isteÚi Üiddetle reddedecek ve yoluna engel olmamalarÎnÎ onlardan isteyecektir. Deneyimlerin ve tebliÚlerin öÚrettiÚine göre burada ruhun bir tek arzusu vardÎr, o da önünde açÎlmakta olan yeni aleme doÚru attÎÚÎ adÎmlarÎnÎ sÎklaÜtÎrmak ve kendisini ezen maddi yükünden bir an evvel kurtulmaktÎr. Bütün Üiddetli çabalarÎna raÚmen bedenin kuvvetli baÚlarÎnÎ güçlükle koparan ruhun bedende tezahür eden çÎrpÎnÎÜlarÎ da çoÚunlukla dÎÜarÎdakiler tarafÎndan yanlÎÜ yorumlara uÚrar. Ve pek az kimse bunun kurtuluÜ yolunda sarf edilmekte olan yüce bir çaba olduÚunu anlayabilir. Ara sÎra iÜitilen Üiddetli hÎrÎltÎlar, bedende görülen silkinmeler ruhun serbestleÜmek için gösterdiÚi çabalarÎn dünyamÎzdaki son maddesel belirtileridir. Ruh hemen hemen bedenini bÎrakmÎÜ gibidir. Hayat sahibi bir yüzün sürekli deÚiÜen ifadeleri artÎk bu cesette kalmamÎÜtÎr. YalnÎz son bir tek ifade orada sabit

EKÝM 2012 • 7

olarak yerleÜir ki o da ruhun bedende ortaya çÎkan son duygularÎna ait bazen büyük bir huzurun ve çoÚunlukla korkunç bir ÎstÎrabÎn ifadesidir. Bu Üekilde donuk bakÎÜlarla, sönük dudaklarÎn son sözünü söylemek ister gibi titreyiÜleriyle etrafÎndakilere heyecanlÎ ve üzüntülü dakikalar, saatler ve hatta günler geçirten can çekiÜmenin son tablosu tanÎmlanÎrken Üiddetli bir iki çÎrpÎnma, bir iki çene oynatÎÜÎ ve nihayet önüne kattÎÚÎ bir miktar köpüÚü göÚüsten boÚaza kadar sürükleyen son hÎrÎltÎlÎ nefes sahnenin perdesini kapatÎr. Ve o zaman yalnÎz maddelere özgü olan bedenin atÎl hali bir anda ortaya çÎkÎverir. Bu sÎrada neler olur, kaba bir gözün tam miyopluÚu içinde görebildiÚi bu olaylarÎn arkasÎnda diÚer ne gibi maddesel olaylar gizlenmiÜtir? Yine ölümün görünen diÚer bazÎ belirmeleri daha vardÎr ki bunu ancak hassas insanlar görebilir. Bunun kendiliÚinden olma veya deneysel gözlemlere dayanan birçok örnekleri vardÎr. Bir tanesini yazÎyorum; bu, Dr. Burgess’in Dr. Hodgson’a göndermiÜ olduÚu ve sinir uzmanÎ Dr. Renz’in Üahitlik ettiÚi bir vakaya aittir: “ZavallÎ eÜimin son beÜ saatlik hayatÎ sÎrasÎnda gözümün önünde meydana gelen Üeylerden sonra acaba zihnen bir halüsinasyona mÎ uÚramÎÜtÎm, yoksa aksine bir durugörü yetisi mi kazanmÎÜtÎm meselesini çözemeyecek bir hale geldim. Bu olaylarÎ yazmaya baÜlamadan önce bunlarÎ okuyacak olanlarÎn ilgisi bakÎmÎndan Üunu ilan ederim ki ben asla ne alkolik içkiler, ne morfin ne de kokain kullanmÎÜ deÚilim. Her Üeyde daima ÎlÎmlÎydÎm, ÎlÎmlÎ oldum. Asabi mizaçlÎ deÚilim, zihnen hayali bir adam

deÚilim. Daima hesaplÎ, sakin ve metin bir insan olarak tanÎnmÎÜÎmdÎr. Ûunu da eklemeliyim ki ben, medyomsal materyalizasyon olaylarÎyla, görünen astral bedenleriyle spiritüalizme sadece inanmamÎÜ olmakla kalmadÎm, aynÎ zamanda bu kuramlarÎn daima düÜmanÎ oldum. EÜim 1902 senesi 23 MayÎs ayÎnÎn Cuma günü saat 11:45’te ölmüÜtü. O gün öÚleden sonra saat dörtten itibaren bütün ümitlerin kaybolduÚunu anlamÎÜtÎm. UÚursuz saati beklemek üzere birçok dostlarla beraber yataÚÎn etrafÎna toplanmÎÜtÎk. Doktor ve iki hastabakÎcÎ hemÜire de vardÎ. Ben can çekiÜen eÜimin yataÚÎnÎn baÜucuna oturmuÜtum. SaÚ elini elimle tutuyordum. Dostlar odada daÚÎlmÎÜlardÎ. BazÎsÎ oturuyor, diÚerleri ayakta duruyordu. Hiç kimse konuÜmuyordu. Herkes hastanÎn gittikçe zayÎflayan solunum hareketlerine dikkat ediyordu. Hiçbir deÚiÜiklik olmadan böylece iki saat geçti. Hizmetçi akÜam yemeÚinin hazÎr olduÚunu haber verdi fakat bundan kimse yararlanmak ister görünmüyordu. Saat 06:30’da ben dostlara, doktora ve hastabakÎcÎlara zaman geçirmeden yemek yemelerinin Îsrarla rica ettim. Çünkü bekleme daha uzayabilirdi. Önerim kabul edildi. Bundan 15 dakika sonra, yani saat 06:45’te (saatin doÚruluÚundan eminim çünkü karÜÎmda bir saat vardÎ) kapÎya doÚru baktÎm. EÜiÚin üzerinde ve havada birbirinden ayrÎ, yatay durumda bulunan, çok belirgin üç küçük bulut gördüm. Bunlardan her birinin boyu yaklaÜÎk 1,5 metre uzunluÚunda, eni de 15-20 cm kadardÎ. Benim ilk düÜüncem Üu oldu:

8 • RUH ve MADDE

(Bu haksÎz hükmümden dolayÎ özür dilerim.) EÜiÚin öbür tarafÎnda sigara içilmiÜ ve sigaranÎn dumanÎ odaya girmiÜti. Bu iÜi yapanlarÎ paylamak üzere bir hamlede yerimden fÎrladÎm. Gördüm ki ne eÜikte, ne koridorda, ne de odada kimse yoktu. ÛaÜÎrmÎÜ olarak tekrar odaya döndüm ve bu küçük bulutlara bakmaya baÜladÎm. Bunlar aÚÎr aÚÎr fakat güvenle yataÚa yaklaÜÎyorlardÎ. YataÚÎ tamamÎyla kucakladÎlar. Ben bu bulutlarÎn arasÎndan bakarken can çekiÜen eÜimin yanÎnda, boyu bir metreden büyük olmayan bir kadÎn Üekli gördüm. ÛeffaftÎ. Fakat aynÎ zamanda altÎn renginde parlak bir ÎÜÎk yayÎyordu. ManzarasÎ o kadar ihtiÜamlÎydÎ ki bunu kelimelerle tarif etmek mümkün olamaz. Üzerinde Yunan tarzÎnda, kollarÎ uzun, geniÜ ve sarkÎk bir elbise vardÎ. BaÜÎnda da bir çelenk bulunuyordu. Bu kadÎn muhteÜem güzelliÚi içinde bir heykel gibi hareketsiz dikiliyordu. Ellerini eÜimin baÜÎna uzatmÎÜtÎ. Ve bir misafiri sevinçle fakat ciddiyetle karÜÎlayÎcÎ bir hal gösteriyordu. Az çok belirgin diÚer Üekiller de etrafÎnda dalgalanÎyordu. EÜimin üzerinde yatay durumda çÎplak beyaz bir Üekil uzanmÎÜtÎ. Bu Üekil, sol gözüne temas eden kordonla can çekiÜen eÜimin bedenine baÚlÎ bulunuyordu. Bu tÎpkÎ onun astral bedeni gibiydi. AsÎlÎ bir halde duran bu Üekil bazÎ anlarda tamamÎyla hareketsiz bir halde duruyor ve sonra kasÎlÎyor, ancak 40 cm uzunluÚunda küçük bir ölçü alÎncaya kadar küçülüyordu. Fakat kadÎnÎn Üeklini daima muhafaza ediyordu. BaÜ mükemmeldi, beden mükemmeldi, kollar ve bacaklar mükemmeldi. Astral beden kasÎlÎp küçüldüÚü zaman Üiddetli bir

mücadele baÜlÎyordu. Bedenden mutlaka kurtulmak ve serbestleÜmek için Üiddetli çÎrpÎnmalar ve etrafÎn hareketleri görülüyordu. Yoruluncaya kadar bu mücadele devam ediyor ve onun arkasÎndan bir sükunet devresi geliyordu. Bu devrede astral beden büyümeye baÜlÎyor fakat biraz sonra tekrar küçülüyor ve önceki mücadele yine kendini gösteriyordu. EÜimin son beÜ saatlik hayatÎnda bu sersemleÜtirici vizyonu aralÎksÎz bir Üekilde gördüm. Gözlerimi kapadÎÚÎm zaman veya dostlarla konuÜmak üzere onlara baktÎÚÎm zaman veya baÜÎmÎ diÚer bir tarafa çevirdiÚim zaman bu vizyon kayboluyordu fakat tekrar yataÚa bakÎnca aynÎ hali önceki gibi görüyordum. Bu beÜ saat süresince baÜÎmda, kol ve bacaklarÎmda garip bir aÚÎrlÎk duyuyordum. Göz kapaklarÎmÎn, sanki uyku halinde olduÚu gibi aÚÎr olduÚunu hissediyordum. Vizyona eÜlik eden bu haller beni aklÎmdan korkutmaya baÜladÎ. O kadar ki çoÚunlukla doktora hitap ediyor ve ‘Doktor, deli oluyorum,’ diyordum. Nihayet uÚursuz saat geldi. Son bir kasÎlmadan sonra can çekiÜen eÜimin nefesi kesildi ve aynÎ zamanda astral Üeklin kendisini kurtarmak için çabasÎnÎ iki kat artÎrdÎÚÎnÎ gördüm. Görünen bir ölü halini alan eÜim birkaç saniye sonra tekrar nefes almaya baÜladÎ. Son olarak iki, üç nefes daha aldÎ ve hepsi bitti. Son nefes ve son kasÎlmasÎyla beraber astral bedeni baÚlayan kordon koptu. Bir anda astral bedenin kaybolduÚunu gördüm. AynÎ zamanda diÚer ruhani bedenler ve odaya giren bulutlar da birdenbire kayboldu. Ve Üu da gariptir ki üzerimde bulunan ve beni sÎkÎntÎya sokan aÚÎrlÎk

EKÝM 2012 • 9

The Lady of Shalott, J. W. Waterhouse, 1888 da kayboldu. O kadar ki kendimi gereken hüzünlü merasimi hazÎrlamak ve idare etmek için gereken emirleri verecek halde her zamanki gibi sakin, metin ve tedbirli buldum.”3 Bu kiÜinin bir halüsinasyon4 geçirdiÚini söyleyecekler bulunur. Ancak sinirlilikle akÎllarÎna hemen ilk gelen hükmü vermeden ve kolay, klasik teÜhisler içinde düÜüncelerini hapsetmeden önce okuyucularÎma bu alandaki bol ve kapsamlÎ diÚer 3 Ernest Bozzano – de Vesme, Phénomenes Psychiques au Moment de la Mort. 4 DÎÜarÎda mevcut olmayan bir Üeyin varlÎÚÎnÎ mevcutmuÜ gibi duymak.

dokümanlarÎ incelemelerini ve daha acelesiz, daha sakin bir hüküm vermelerini tavsiye ederim. ÝÜte ölümün en geniÜ anlamdaki görünen ve yüzeysel görünüÜü budur. Fakat böyle maddesel anlamdaki ölümün varlÎÚÎnÎ kabul etmek ne kadar zorunlu ise insan ruhunun bu anlamda bir ölüme maruz kalmasÎnÎn söz konusu olmayacaÚÎnÎ da öylece kabul etmek zorunlu olur. r Dr. Bedri Ruhselman’În Ruh ve Kainat adlÎ eserinin 1. cildinin 197-205. sayfalarÎndan TürkçeleÜtiren: Neslihan Kosova.

10 • RUH ve MADDE

Transpersonel Psikoloji Nedir, Ne DeÚildir? Gülbin KÍnacÍgil Transpersonel Psikolojinin TanÎmlarÎ: Ýlk Yirmi Üç YÎl

T

RANSPERSONEL psikoloji hareketinin 1960’larda baÜlamasÎndan bu yana

transpersonel psikoloji teriminin tanÎmlanmasÎnda pek çok güçlükler yaÜanmaktadÎr. Günümüze kadar bu alanla ilgili olarak transpersonel psikoloji teriminin çeÜitli açÎklamalarÎnÎ da kapsayan zengin bir kaynak birikimi olmuÜtur. SanÎyorum bu açÎklamalardan bazÎlarÎnÎn sistematik olarak gözden geçirilmesi transpersonel psikoloji terimine netlik kazandÎrÎlmasÎna ve bu alanÎn daha iyi anlaÜÎlmasÎna olanak saÚlayacaktÎr. Bu yazÎda sizinle paylaÜtÎÚÎm tanÎmlamalar konuyla ilgili profesyonel organizasyonlarÎn dergilerinden ve yayÎnlarÎndan, kitaplardan ve çeÜitli konferans metinlerinden alÎntÎlardÎr.

Transpersonel Psikoloji TanÎmlamalarÎ 1. Transpersonel (ya da Dördüncü Kuvvet) psikoloji, gerek “Birinci Kuvvet’’ (pozitivist ya da davranÎÜsal teori), gerekse “ Ýkinci Kuvvet’’ (klasik psikoanalitik teori) ve de “Üçüncü Kuvvet’’ (hümanistik teori) psikolojilerinde sistematik olarak yer almayan aÜkÍn insanÎn kapasite ve potansiyelleri ile ilgilenen farklÎ alanlardan bir grup psikolog ve profesyonel insanÎn, psikoloji alanÎnda yükselen bir kuvvete verdikleri bir baÜlÎktÎr. Bu yükselen “Dördüncü Kuvvet” özellikle Üu alanlarla ilgilidir; varoluÜun bilimsel olarak araÜtÎrÎlmasÎ ve bunun saÚduyulu bir biçimde hayata geçirilmesi, bireysel ve türleri ilgilendiren meta-ihtiyaçlar, aÜkÎn deÚerler, birleÜtirici Üuurluluk, zirve-deneyimler, mistik deneyimler, huÜu hali, varoluÜ, kendinigerçekleÜtirme, özvarlÎk, mutluluk, haz, benliÚin aÜkÎn hali, derin anlam, ruh, birlik, kozmik farkÎndalÎk, bireysel ve türler arasÎ sinerji, günlük hayatÎn kutsanmasÎ, aÜkÎn fenomenler, kozmik neÜe ve eÚlence, maksimal duyusal farkÎndalÎk, algÎlama, ifade ve aktiviteler. (Sutich, 1969, s. 15-16). 2. Transpersonel psikoloji aÜkÎn ve en yüksek anlamlarÎn ve deÚerlerin psikolojisidir ve bu alanda araÜtÎrma yapan psikologlarÎn, tüm kurum ve aktiviteleri bu tip anlam ve deÚerlerin bakÎÜ açÎlarÎ ile deÚerlendirmeye hazÎrlÎklÎ olmalarÎ gerekir (Gren & Geren, 1971. s. 42). 3. Transpersonel psikologlar çeÜitli insan davranÎÜlarÎnÎ araÜtÎrÎrlar ve bu konularÎ sistematik çalÎÜma alanÎna getirmeye çalÎÜÎrlar. Konular oldukça

EKÝM 2012 • 11

çeÜitlidir fakat pek çok biçimde birbirleri ile kesiÜirler. Bu konular arasÎnda Üunlar sayÎlabilir: 1) ÝnsanÎn yeni imajÎ, 2) Birbirinden oldukça ayrÎ alanlarÎn sentezi, 3) KiÜisel-ilerleme ve ruhsal geliÜim dürtüsü, 4) DeÚiÜtirilmiÜ Üuur halleri, 5) Parapsikoloji ve psiÜik fenomenler, 6) DiÚer kültürler ve psikolojileri, 7) Yeni bir enerji biçimi, 8) Sübjektif, içsel haller ve 9) Son psikolojik keÜifler (Roberts, 1975, s. 398). 4. Transpersonel psikoloji, sosyal rollerin, kimliklerin ve bireysel hikayelerin ötesinde olarak algÎlanan davranÎÜ ve deneyimler ile ilgilenen psikoloji alanÎ içindeki yönleniÜtir. 5. Transpersonel psikoloji araÜtÎrmalarÎnÎn odak noktasÎ ÜunlarÎ içerir; sadece benliÚe ait deÚilmiÜ gibi görünen deneyimler, sezgisel varlÎklara temel oluÜturan evren ve yaÜamlara ait algÎlamalar, ego düÜüncesini aÜan görüÜ ve fikirler, tüm varoluÜla derin birliktelik ve bütünlüÚü ifade

eden duygular. Transpersonel psikolojinin temel içsel süreçleri doÚrudan keÜfetmeye ve deneyim nedir, Üuur nedir, enerji nedir gibi sorularÎn cevaplarÎnÎ bulmaya öncülük ettiÚi söylenebilir (Hensley, 1977, s. 3). 6. Halen bebeklik dönemini yaÜayan transpersonel psikoloji, evrensel farkÎndalÎÚÎ ve içsel huzuru geliÜtiren ruhsal ve somatik deneyimleri araÜtÎran ve insani psikolojiye göre daha az sistematik olan öncü bir yaklaÜÎmdÎr (Ryback, 1978, s. 12). 7. Transpersonel psikoloji optimum psikolojik saÚlÎk ve iyilik halleri ile ilgilenir ve Üuur hallerinin geniÜ aralÎÚÎnÎ deneyimleme potansiyelini araÜtÎrÎr. Bu aralÎk içinde kimlik kavramÎ, ego ve kiÜiliÚin normal limitlerinin ötesine geçebilir. (Walsh & Vaughan, 1980, s. 16). 8. Transpersonel psikoloji; - Realitenin yeni ve eski vizyonunu bir araya getirir, - DünyanÎn tüm büyük spiritüel geleneklerine ve onlarÎn

12 • RUH ve MADDE

mitlerine ve her insan varlÎÚÎnÎn (içsel Benlik) ilahi olanÎ takdir etme biçimine saygÎ duyan bir psikolojidir, - Ýnsani geliÜim ile ilgili algÎ sÎnÎrlarÎmÎzÎ, temel insan doÚasÎnÎn sezgilerine ve bunlarÎn gerçekleÜtirilmesine kadar geniÜletir, - ÝnsanlÎk bütününün, geçmiÜ ve geleceÚin bizi nasÎl etkilediÚini ve deÚiÜmeyen gerçekliÚin, mutlak olanÎn, davranÎÜ ve düÜüncelerimizde nasÎl tezahür ettiÚini araÜtÎrÎr, - Dikkatimizi belli bir Üuur haline çeker ki bu hal bazÎ insan varlÎklarÎnÎn gerçekliÚi, günlük “kiÜisel” gerçeklikleri aÜan biçimlerde deneyimlemelerine olanak saÚlar, - Günlük farkÎndalÎÚÎn sÎnÎrlarÎnÎn ötesine geçme olasÎlÎÚnÎ kabul eder (Mann, 1984, s. viii-ix). 9. Transpersonel psikoloji kendini geçtiÚimiz yirmi yÎl içinde psikolojik çalÎÜmalarÎn Üuur, ruhsal geliÜim, beden-zihin iliÜkisi ve kiÜisel dönüÜüm alanlarÎna kaydÎrÎlmasÎ Üeklinde ortaya koymuÜtur. Bu alan psikoloji ve ruhsallÎk araÜtÎrmalarÎna zengin çeÜitlilik getirmiÜtir. Transpersonel psikoloji ruhsal aÜamalarÎ ve farkÎndalÎklarÎ gerçek olarak kabul eder ve bunlarÎn geliÜtirilmeleri ve beslenmeleri durumunda insan hayatÎnÎ dönüÜtürebileceÚini, kiÜiyi daha derin kiÜisel anlayÎÜlara ve ileri seviyede beden ve zihin saÚlÎÚÎna taÜÎyacaÚÎnÎ söyler (Institute of Transpersonal Psychology broÜürü, MayÎs, 1990).

10. Transpersonel psikolojinin amacÎ uzun yÎllara ait felsefenin ve Büyük VaroluÜ Çemberi’nin tamamen güncellenmiÜ ve modern araÜtÎrma ve bilimsel geliÜmelere dayanan Üeklini ortaya koymaktÎr. Modern psikiyatrinin, davranÎÜçÎlÎÚÎn ve geliÜimsel psikolojinin bulgularÎnÎ bütünüyle kabul eder ve bir araya getirir ve daha sonra gerekli gördüÚünde insan varlÎÚÎnÎn varoluÜ ve ruhsal boyutlarÎnÎn deneyim ve düÜüncelerini bu bulgulara ilave eder (Wilber, 1991, s. xi).

TanÎmlarÎn Analizi

T

RANSPERSONEL psikoloji tanÎmÎnda en çok tekrarlanan konular; 1. Ûuur halleri 2. En yüksek ya da aÜkÎn potansiyel 3. Egonun ve kiÜisel benliÚin ötesi 4. AÜkÎnlÎk 5. RuhsallÎk ÇeÜitli tanÎmlamalarÎn incelenmesi ve bir araya getirilmesi sonucunda, aÜaÚÎdaki ifade transpersonel psikolojinin çaÚdaÜ bir ifadesi olarak kabul edilebilir: Transpersonel psikoloji, insanlÍÚÍn yüksek potansiyelinin araÜtÍrÍlmasÍ ve Üuurun birleÜtirici, ruhsal ve aÜkÍn hallerinin tanÍnmasÍ, farkÍna varÍlmasÍ ve anlaÜÍlmasÍ konularÍ ile ilgilenir. Önerilen bu tanÎm, transpersonel psikoloji alanÎnÎ karakterize eden temel konularÎn özet bir biçimde bir araya getirilmiÜ halidir. r Kaynak: Makale, Denise H. Lajoie (Honolulu, Hawai) ve S. I. Shapiro (Honolulu, Hawai) adlÎ araÜtÎrmalarÎn bir yazÎsÎndan özetlenmiÜtir.

EKÝM 2012 • 13

DUYURU

MetapsiÜik Tetkitler ve Ýlmi AraÜtÎrmalar DerneÚi

ÝnsanlarÎ BirleÜtiren Bilgiyi Yayma VakfÎ

BÝLYAY VAKFI KONFERANSLARI ARTIK CANLI YAYINDA! UZUN YILLARDAN BERÝ VAKFIMIZDA GERÇEKLEÛTÝRÝLMEKTE OLAN SALI KONFERANSLARININ ÝNTERNET ÜZERÝNDEN CANLI OLARAK ÝZLEYEBÝLÝRSÝNÝZ. 1950'LERDEN BU YANA SPÝRÝTÜEL BÝLGÝYÝ YAYMAYI VAZÝFE EDÝNEN BÝLYAY VAKFI VE MTÝA DERNEÙÝ, GÜNÜMÜZ TEKNOLOJÝLERÝNÝ KULLANARAK VAZÝFESÝNE DEVAM ETMEKTEDÝR. KONFERANSLARIMIZI ARTIK DÜNYANIN HER YERÝNDEN

http://new.livestream.com/bilyay

BAÙLANTISINI KULLANARAK, HER SALI TÜRKÝYE SAATÝYLE 19.30'DA CANLI OLARAK ÝZLEYEBÝLÝR, DÝLERSENÝZ KAÇIRMIÛ OLDUÙUNUZ KONFERANSLARI DA AYNI ADRESTEN TAKÝP EDEBÝLÝRSÝNÝZ. YAYINLARIMIZ KESÝNTÝSÝZ VE REKLAMSIZDIR. ÝYÝ SEYÝRLER! NOT: YAYINLARIMIZLA ÝLGÝLÝ ÝSTEK, ÖNERÝ VE ELEÛTÝRÝLERÝNÝZÝ BEKLÝYORUZ.

14 • RUH ve MADDE

Bilinmeyen PsiÜik Alemlerin KeÜfi Dr. Roger J. Woolger

J

UNG’un anÎlarÎnda anlattÎÚÎ, psikanaliz tarihinin baÜlangÎçlarÎna ait, ünlü bir an vardÎr. O da yeni bulduÚu akÎl hocasÎ Freud’un belirgin bir merasim havasÎnda, kendisinden çocuk cinselliÚi teorisini asla terk etmemesini rica ettiÚi andÎr. “Bu teori hepsinin içinde en önemli olandÎr. Bu teoriyi dogma haline getirip ondan sarsÎlmaz bir siper yaratmalÎsÎn.” Dogma sözcüÚü Jung’un kuÜkuculuÚunu uyandÎrmaya yettiyse de (Ýsviçreli Protestan bir peder olan babasÎnÎn ölü teolojik mantÎksÎzlÎklarÎnÎ reddetmiÜti bile) kuÜatma metaforu onu iyice hayretler içinde bÎrakmÎÜtÎr. “Bir siper mi?” diye yanÎtladÎ Jung, “Neye karÜÎ?” “Çamurun kara dalgasÎna, okültizme karÜÎ,” demiÜtir psikanalizin kurucusu.¹ Bu olay, iki adam arasÎndaki iliÜkinin dönüm noktasÎ olacaktÎ. Jung eninde sonunda Freud’la ve cinsel teori dogmasÎyla yollarÎnÎ ayÎrÎr ve kendi okulunu kurar. Jung’un kendini okült olana adamak gibi bir niyeti yoktu, ancak Freud’un dar rasyonalizminin, Jung’un geliÜtirmekte olduÚu çok daha geniÜ bakÎÜ açÎsÎna ters olarak, yalnÎzca okültü deÚil, felsefenin, dinin ve parapsikolojinin bilinmeyen, engin alanlarÎnÎ da dÎÜladÎÚÎnÎ anlamÎÜtÎr. Jung’un kendisinin de belki psiÜik deneyim olarak adlandÎrmÎÜ olduÚu ve hemen öylece açÎklanamayacaÚÎnÎ bildiÚi çok sayÎda deneyimi olmuÜtur. Jung, ayrÎca kendini dini ve spiritüel konularda Freud’dan daha çok kaynak okumuÜ olarak kabul etmekteydi. YaÜamÎnÎn sonlarÎna doÚru, I Ching ve Tibet’in Ölüler KitabÍ gibi, o zamanlar hiç bilinmeyen metinlere iliÜkin bir parça temkinli akademik yorumlar yazmÎÜtÎr. PsiÜik fenomenlere iliÜkin açÎk görüÜlü olmaya çalÎÜmÎÜtÎr. Freud’la Jung arasÎnda, okült olana iliÜkin süren gerginlik, psikolojinin düzgün incelenmesiyle ilgili salt bir anlaÜmazlÎktan, hatta yÎldÎzlarÎ barÎÜmayan iki farklÎ mizacÎn çekiÜmesinden ibaret deÚildi. Bu konuda birbirleriyle mücadeleleri, BatÎ uygarlÎklarÎnÎ sonsuzca bölen bilimle din, tutuculuk ve asilik, rasyonalizm ve batÎl inanç arasÎndaki ikilemi özetliyor. Kimi tarihçi bu ikilemin köklerini Yunanlarda yükselmiÜ rasyonalizmde ve sonrasÎnda, tanrÎlarÎn ve kültlerinin feda edilmesinde görüyor. BazÎlarÎna göre de, bu ayrÎmÎn kaynaÚÎ Pagan dinleriyle, Ýmparator Konstantin altÎndaki Roma’nÎn resmi dini olarak baskÎn konuma gelen HristiyanlÎÚÎn çarpÎÜmasÎnda yatÎyor. ArÜetipsel psikolog James Hillman, kültürümüzün tamamÎnÎ günümüz psikolojisinde yaÜanan çekiÜmelere kadar getiren, monoteizm ve politeizm inanç biçimleri arasÎndaki temel arÜetipsel muhalefeti gözlemlemiÜtir.2 Bugün bile Freud’cu ego psikolojisinin tutucularÎ, DavranÎÜçÎlar ve psikiyatri, Reichiyen, Gestalt, parapsikoloji ve feminist psikoloji gibi, yeni politeizmi kolektif olarak ifade eden, filizlenmekte olan alternatif

EKÝM 2012 • 15

ekoller üzerinde monoteist kontrol kurmaya çalÎÜÎyorlar. Lisans yasalarÎ, sigorta Üirketleri ve doktrin araÜtÎrmacÎlarÎ bu yeni asilere eziyet ediyor. Amerikan Psikoloji BirliÚi, ara sÎra bütün bir çalÎÜma alanÎnÎ aforoz ettiÚini duyuruyor; tÎpkÎ birkaç yÎl önce parapsikoloji için yaptÎÚÎ gibi. BaÜka bakÎÜ açÎlarÎna karÜÎ, her ne kadar liberal hoÜgörü gösterdiÚimizi beyan etsek de, insan ruhunu anlamak için mutlak arÜimedyen bir nokta olabilirmiÜ gibi, yegane hakikati, Üu veya bu fenomenin gerçek anlamÎnÎ elde etme konusunda obsesif derecede doÚrucu bir talepkarlÎÚa kapÎlmamÎz an meselesidir. Rasyonalite ve bilimin her Üeyi açÎklayabilen nihai yorumlayÎcÎ gücüne olan inanç, monoteizmin yÎkÎcÎ bir formudur ve yalnÎzca, bastÎrÎlmÎÜ politeist ÜuurdÎÜÎnÎn irrasyonel, anlaÜÎlmaz, hatta okült her türlü tepkiyi vermesine yol açar. ÛuurdÎÜÎnÎ konu alan psiÜizmin ve psikolojinin yeniden diriliÜ tohumlarÎnÎn on sekizinci yüzyÎlda, AydÎnlanma ÇaÚÎnda mesmerizm tarafÎndan gösterilmiÜ olmasÎ bir rastlantÎ deÚildir. Bu tohumlar on dokuzuncu yüzyÎlda,

bilimsel materyalizm ve pozitivizmin doruÚa ulaÜtÎÚÎ dönemde, spiritüalizm, teozofi ve yeniden canlanan gotik olarak çiçek açmÎÜtÎr. Jung ortaya çÎkan bu antitezlerle ilgili Üu yorumlarÎ yapmÎÜtÎr: “Rasyonalizm ve batÎl inanç birbirini tamamlar niteliktedir. IÜÍk ne kadar parlaksa, gölge o kadar siyahtÍr, sözleriyle özetlenen bu durum psikolojik bir kuraldÎr. DiÚer bir deyiÜle, biz ne kadar rasyonalist olursak, ÜuurdÎÜÎnÎn spektral dünyasÎ da o kadar canlanÎr.”3 Freud’u bu kadar rahatsÎz eden “siyah çamur dalgasΔ açÎkça görülebiliyordu. Bu dalga, onun ifadelerini kullanmak gerekirse, BatÎ spiritüalizminin bastÎrÎlmÎÜ yönünün geri dönüÜüydü: Yunan gizem okullarÎ, Hristiyan Gnostikler (aslÎnda ÜifacÎ ve Üaman olan), Orta ÇaÚÎn kilise karÜÎtÎ asileri ve cadÎlarÎ, simyacÎlar, mistikler ve vizyonlarÎ hüküm süren Hristiyan

16 • RUH ve MADDE

GeçmiÜ yaÜam terapisi, psikolojik Üifaya ulaÜmaya yarayan bir teknik olarak kullanÍlÍr.

ortodokslarÎna (hem Katolik, hem Protestan) uyum saÚlamada baÜarÎsÎz olan her renkten medyom. GeçmiÜ yaÜamlar konusuna olan ilgim duyulmaya baÜlandÎÚÎnda, çalÎÜmalarÎmÎ ve uygulamalÎ eÚitimlerimi programlarÎndan bir bir çÎkarÎp atan Jung’cu kuruluÜlara bakÎlacak olursa, modern Jung takipçileri de en az Freud kadar “okültün siyah çamur dalgasÎndan” korkuyor.4 GeçmiÜ yaÜamlar ve genel olarak psiÜik fenomenler konularÎnÎn araÜtÎrÎlma iÜine bir parça da olsa stigma iliÜtiriliyor. ÇoÚu insan -hatta yüksek öÚrenim görmüÜ olanlar dahi- bu konulardan çekinerek uzaklaÜÎr veya inceden inceye küçümserler. MeslektaÜlarÎmdan pek çoÚu, yaklaÜÎmÎmÎ açÎklayana kadar, kendimi el falÎ bakanlara ve delirip okültist bir bölünmeye bÎraktÎÚÎmÎ düÜünmüÜe benziyor. YazÎlarÎmÎn onlarÎn en korkunç kehanetlerini haklÎ çÎkarmasÎnÎ göze alarak, her Üeye raÚmen bilinen psiÜik evrenimizin arka diyarlarÎna sürgün edilmiÜ önemli

fenomenlerle ilgili açÎk fikirli olmaya çalÎÜÎyorum. GeçmiÜ yaÜamlar, obsesyonlar, ölüme yakÎn deneyimler, psiÜik güçler vs. tÎpkÎ Güney Amerika’nÎn yüzyÎllar sonra, her yeri sarÎp kaplamÎÜ, balta girmemiÜ orman tarafÎndan yutulan kayÎp tapÎnaklarÎ gibi, uçsuz bucaksÎz psiÜik terra incognita’nÎn (bilinmeyen topraklarÎn) parçalarÎdÎr. Psikoterapi alanÎnda gerçekleÜtirilen yaratÎcÎ yenilikler ÜuurdÍÜÍ dediÚimiz, psiÜenin bu dev kÍtasÍ üzerinde, içlere doÚru yeni yollar açtÎkça, daha çok egzotik kalÎp gün ÎÜÎÚÎna çÎkarÎlacak. Birçok yalnÎz kaÜif gibi ben de harikulade keÜiflerimle ilgili öykülerimin biraz küçümsenmesine alÎÜtÎm. Buna raÚmen daha kuÜkucu olan meslektaÜlarÎma karÜÎ adil olmak adÎna, okültizmin bu balta girmemiÜ ormanÎnda kaybolma metaforuyla kalmanÎn ve orada olmayan Üeylerle ilgili halüsinasyonlar görmenin çok kolay olduÚunu itiraf etmeliyim. Bu nedenle okuyuculara, bu engin ve girift bölgede yönlerini daha kolay bulabilmeleri için kabataslak pusula bilgileri sunmaya çalÎÜtÎm. Sonu olmayan araÜtÎrmam içinde, geçmiÜ yaÜamlarÎ deÚerlendirmenin dört temel yolunu buldum: 1. Medyomik (psiÜik) yaklaÜÍm: Medyomik geçmiÜ yaÜam okumalarÎ ve trans medyomluÚunu içerir. 2. Parapsikolojik yaklaÜÍm: GeçmiÜ yaÜamÎn bilimsel ve deneysel bir Üekilde soruÜturulmasÎnÎ tercih eder. 3. Dini yaklaÜÍm: Reenkarnasyonu bir inanç nesnesi olarak inceler. 4. Psikoterapötik yaklaÜÍm: GeçmiÜ yaÜam regresyonunu terapötik deÚiÜime ulaÜma amacÎyla kullanÎr. Bu yaklaÜÎmlarÎn uygulamada iç içe geçtiÚi açÎktÎr, bir medyom

EKÝM 2012 • 17

parapsikoloji araÜtÎrmasÎna katÎlabilir, bir reenkarnasyoncu aynÎ zamanda bir terapist olabilir. Bizim, hakikate, sahtekarlÎÚa, metotlara ve hedeflere iliÜkin ters tepki oluÜturacak tartÎÜmalardan kaçÎnmamÎza yardÎm ederler. Bu kategorilerin her birine sÎrayla bakarsak, hepsinin bakÎÜ açÎlarÎnÎn hem felsefi varsayÎmlarÎ açÎsÎndan hem de (pratikte veya baÜka Üekilde) yansÎttÎklarÎ hedefler açÎsÎndan, birbirinden temelde farklÎlÎklar gösterdiÚi çok netleÜir. Bir medyom paranormal bir kaynaktan gelen geçmiÜ yaÜam bilgisine kanallÎk yapmak isterken, bir parapsikolog geçmiÜ yaÜam anÎlarÎ iddiasÎnÎn doÚruluÚunu veya geçersizliÚini kanÎtlama derdindedir; din adamÎ reenkarnasyonu dini bir gelenek aracÎlÎÚÎyla alÎnmÎÜ bir doktrin

olarak irdelemekle meÜguldür. Son olarak, pikoterapist geçmiÜ yaÜam regresyonunu psikolojik Üifaya ulaÜmaya yarayan pratik bir teknik olarak kullanÎr. r NOTLAR:

1. C. G. Jung, Memories, Dreams, Reflections, New York, 1973, s. 150 (AnÍlar, DüÜler, DüÜünceler, Can YayÎnlarÎ, çev. Ýris Kantemir, 2001). 2. Bkz. James Hillman, “Psychology: Monotheistic or Polytheistic?” Spring, 1971. 3. Jung, Psychological Reflections, s. 25. 4. James Hillman, Jungcu hareketin, biraz Jung’un kendsinde olan, ailesinin medyomik tarafÎyla (annesi) rasyonel-bilimsel tarafÎ (babasÎ) arasÎndaki çatÎÜmadan kaynaklanan bir bölünmenin içinde sÎkÎÜÎp kaldÎÚÎnÎ ustaca gözlemlemiÜtir. Günümüzde pek çok Jungcu, Jung’un dini, spiritüel araÜtÎrmalarÎnÎ küçümseyerek yoÚunlukla “klinik yazÎlarÎnΔ tercih etmektedir. Bkz. Hillman, “Some Early Background to Jung’s Ideas,” Spring, 1976. YazarÎn Other Selves, Other Lives adlÎ kitabÎndan yapÎlan alÎntÎyÎ çeviren: Dicle UludaÚ.

18 • RUH ve MADDE

BÝRLEÛTÝREN BÝLGÝ

Yalan Üzerine A. Cemal Gürsoy

Y

ALAN hangi koÜullarda söylenir? Yalana olan ihtiyacÎmÎz hayati midir? Yoksa

yalan az dozda gündelik yaÜamÎn destek ilacÎ mÎdÎr? Ya da bizi yavaÜ yavaÜ çürüten psikojenik bir dengesizlik midir? Gaia denen bu gezegen, anaç kollarÎ ile baÚrÎna bastÎÚÎnda yavrularÎ doÚa denen ortamÎn içinde öz’ün kendi tavrÎnÎn örtüldüÚü, kapatÎldÎÚÎ bir hayata doÚru yürüdü. Zaman denilen bu hayatÎ herkes için öÚretilen bir seviyeye getiren enerjide sadece iÜini yaptÎ. Yalan hakikatin görülmesi ve doÚrulanmasÎ üzerine yaptÎÚÎmÎz gözlemin, karÜÎlaÜmanÎn çarpÎtÎlmasÎdÎr. YanlÎÜ bilgi verilmesidir. Hatta yanlÎÜ bilginin kölesi olup bunu uygarlÎk haline getirmektir. HayatÎ harcayÎp yalan ve imajinatif bir seviyede negatif bir ortamÎn gerçekmiÜ gibi kÎlmaya çalÎÜmaktadÎr. Mitlerimize, efsanelerimize bile metaforik olarak yansÎmÎÜtÎr. YalancÎ çoban, kÎrmÎzÎ baÜlÎklÎ kÎz, Pinokyo, Ali Baba ve KÎrk Haramiler gibi edebi hatÎralarda bile ana özne yalanÎn toplumsal olarak doÚallaÜtÎrÎlmasÎ ve hepimizde deÚil sadece kötü insanlarda yalanÎn olduÚu gibi sanal bir algÎ bilinçaltÎmÎza yerleÜtirilmiÜtir; uzun yÎllar, zamanlar boyunca... Gurdjieff, bu konuda Üifreli olarak Üöyle anlatÎyor: ÝnsanoÚlu öyle hÎzlÎ geliÜiyordu ki GüneÜ sisteminin geliÜme zamanÎnÎn önüne çÎkmÎÜtÎ. Bunun üzerine baÜ yönetici, baÜmühendisi çaÚÎrÎp bu soruna çözüm bulunmasÎnÎ istedi. BaÜmühendis öyle bir çözüm buldu ki, bu illet tüm geleceÚimize ve özümüze yapÎÜtÎ. ÝMAJÝNASYON idi bulunan çözüm, negatif benlerin yaÜamak için enerji bulduÚu, yalan söyledikçe kendine hayatlar icat eden özdeÜleÜtiÚimiz sÎnÎrsÎz gri ortam. Bir çeÜit boÜluk. Öz yÎpranÎp kapandÎÚÎ için varlÎk kaybolur. Yalan öz’ü ve ruhsal baÚlantÎmÎzÎ, varlÎÚÎmÎzÎ öldürür. Öyle bir psiÜik yara açÎlmÎÜtÎr ki varlÎÚÎn üstünde ancak kendini bilme fÎrsatÎ bulabilenler kurtulmaya adaydÎr. Yalan kimyasal olarak saÚlÎmÎzÎ bozar ve geniÜ ölçekte geri enerjileri bize baÚlar; döküntü, kabuk, sahte enerjilerle baÚlantÎmÎz artar. Çünkü imajinatif sahte duygular yaratarak hayal ettiÚimiz, öyle olmasÎnÎ istediÚimiz sanal an’larla KENDÝMÝZÝ HAKLI ÇIKARTMA gibi yeni bir dünya hastalÎÚÎna tutulmuÜ bulduk, insanoÚlu bununla yaÜÎyor. Bireysel organizmanÎn bütünlüÚü gerçek ile aynÎ anda akmadÎÚÎndan her yalan her sahte tavÎr alÎÜ, kibirlerimiz gurur, güceniklik gibi imajinatif roller, bedeni hasta etti binlerce yÎl. Çok çeÜitli hastalÎklarla maddi koÜullarÎ tespit ettik, gerçek nasÎl bir form verir bize diye ama, ezoterik olanÎ da unuttuÚumuz için, kitlesel hastalÎklarla geri döndü bize yalan. GeçmiÜteki

EKÝM 2012 • 19

hastalÎklarÎmÎz verem, veba, cüzam, gibi Üimdi de akÎllanmÎÜ kanserle yüz yüzeyiz. Beden bütünsel gerçeklikten ayrÎ kaldÎÚÎ her an için negatif enerjinin deneme alanÎ olmaya devam ediyor. Her yeni yalanda yepyeni negatif benlerin doÚmasÎna ve hayat sürmesine alan açÎyoruz. Ýlaç sadece gerçeÚi olduÚu gibi üstüne eklemeden yanlÎÜ bilgi vermeden sürdürmek. Kendi doÚamÎzÎ, ruhsal hakikatimizi kabullenmek, gerçek ailemizin yaÜadÎÚÎ boyutlara geri dönmek iÜte hayatÎn baÜlangÎcÎ. Gerçi Üu anda bilim çevremiz kendine göre bu hastalÎÚÎn adÎnÎ koymuÜ “mitomani”. Bir çeÜit yanlÎÜ ortaya koymaktan alÎnan haz ile aynÎ; “kleptomani” olarak, çalarak duyulan bir haz, bir çeÜit deformasyon. Bakar mÎsÎnÎz kendini haklÎ çÎkartmak eyleminden vardÎÚÎmÎz noktaya; almak ile ilgili haz duyduÚumuz ikinci benlik hali, yanlÎÜ bilgi verip hedeä tutturamamaktan dolayÎ aldÎÚÎmÎz haz bizi yine baÜka besin alanlarÎna yem yapÎyor.

Negatif enerjilerin hayatta kalmak için beslendiÚi doyumsuz bir alan. Bizim bedenimizi kullanarak psiÜik olarak haz duyulan, fakat bitti, duraÚÎn sonu denilemeyen, sürekli aynÎ besini almak üzere sÎraya girmiÜ elamenter, ruhsal baÚlantÎ kuran eski moda enerjiler. BaÜmühendis, imajinasyonu baÜÎmÎza sardÎÚÎndan beri çok uyarÎlar gelmiÜ, Ýbrahim’i dinler yalanÎ günah sayÎp kaynaklarÎnÎ gösterse de, yalan baÜka amaçlarla gizlenip kutsal görüntülerle sunulmuÜ, din adÎna, tanrÎ adÎna ahkam kesen buyruklara dönüÜmüÜtür. VelhasÎl tüm boyutlarda hedeä olmayan içsel yörüngeye uymayan, birlikten uzak tutan asÎl iÜlerimizden uzaklaÜtÎran bir form... Biçimsel bir tuzak, aslÎ olmadÎÚÎ içinde yansÎmasÎ da bizi çürüten hasta eden benlikler... HÎzla hayatÎmÎzdan çÎkarÎp arÎnmaya kendimizi bilmeye ve hayatÎ bilmek üzerine dönüÜtüren bir seçim yapmalÎyÎz. Yoksa mühendisin geçici isteÚi kalÎcÎ olabilir. Devreler döngüsünde devamlÎ baÜka bir devreye kalan kayÎp ruhlardan olabiliriz. ÝlacÎmÎz kendimizde: dürüstlük. SonuçlarÎ kÎsa planlarda bize zarar verecek gibi görünse de tekamül yolunda dürüstlük özümüzün beslendiÚi tek gerçeklik. Bu yolun nefesinin açÎldÎÚÎ tek alan dürüstlük ve samimiyet. DiÚer senaryolar bir çeÜit avuntu olsa da, içsel arÎnmanÎn ve hedefe ulaÜmanÎn kaçÎnÎlmaz hilesi DÜRÜSTLÜK ve YALAN SÖYLEMEME’dir. r

20 • RUH ve MADDE

FiziÚin Sosyal Hayata ve Topluma YansÎmasÎ Doç. Dr. Sultan TarlacÍ Fizik HakkÎnda Birkaç Söz

F

ÝZÝK günümüzde iki temel alana ayrÎlÎr ve bu ayrÎm ilgilendikleri büyüklükle

ilgilidir. Ýlki klasik fizik, Newton mekaniÚi ya da Newton fiziÚidir. Newton fiziÚinin temelleri 1687’de atÎlmaya baÜlanmÎÜtÎr. Bu tür fizik maddeyi makroskobik olarak inceler. Klasik fizik makroskobik olaylarÎ açÎklama konusunda oldukça baÜarÎlÎ olmuÜ hatta tapÎlacak kadar güvenilir hale gelmiÜtir. Bu güvenilirliÚini saÚlayan, önceden olaylarÎn nedenlerini ve deÚiÜkenleri bilme durumunda saÚladÎÚÎ kesin tahminden kaynaklanmaktaydÎ. Klasik (Newton) fiziÚin bu belirlenimci kurallarÎndan yararlanarak, gelecekteki GüneÜ, Ay tutulmalarÎnÎn tarihlerini, galaksilerin, yÎldÎzlarÎn ve gezegenlerin uydularÎnÎn konumlarÎnÎ tam olarak bilebiliyoruz. Ancak kuantum mekaniÚinde durum bundan çok farklÎdÎr. Ýkinci fizik temel alt dalÎ ise kuantum mekaniÚi/fiziÚidir ve nispeten yeni bir tarihi vardÎr. 20. yy. baÜlarÎnda, yaklaÜÎk Newton’dan iki asÎr sonra, klasik fizik bazÎ olaylarÎ açÎklayamadÎÚÎndan, yeni arayÎÜlar doÚmuÜ ve sonuçta kuantum mekaniÚinin gebeliÚi baÜlamÎÜtÎr. Kuantum fiziÚi temel parçacÎk fiziÚinin tam merkezinde bulunur. Atom ve molekülleri doÚru Üekilde tanÎmlamak ve anlatmak bakÎmÎndan mükemmel bir teori olmasÎna raÚmen birçoklarÎ tarafÎndan olasÎlÎklar, belirsizlikler ve kesin tanÎmlamalarÎ engelleyen, pek açÎk olmayan bir teori olarak da düÜünülür. Kuantum fiziÚi olmaksÎzÎn DNA’nÎn yapÎsÎ ve iÜlevini, yÎldÎzlarÎn renklerini, atomlarÎn kararlÎlÎÚÎnÎ, kimyasal baÚlarÎ, diyotlarÎ, LED TV’leri, üstüniletken-akÎÜkanlarÎn özelliklerini ve LASER’i anlayamaz, anlatamazdÎk.

Klasik Newton FiziÚi ve Etkisi

A

NCAK bilim tarihine bakÎldÎÚÎnda fizik, günlük yaÜamÎmÎzÎ ve hayat

anlayÎÜÎmÎzÎ biz fark etsek de etmesek de etkiler. ÖrneÚin klasik (Newton) fiziÚini ele alalÎm. 1687’de baÜlayan bu fizik felsefi arka planda sosyal hayat, diÚer bilim dallarÎ ve hatta ekonomi üzerine bir çok etki yaptÎ. Mesela olaylarÎn dÎÜÎna, var olanlarÎ izleyen ve izlediÚi sistemle hiç bir Üekilde etkileÜmeyen bir gözlemci yerleÜtirdi. ArdÎndan ekonomik ve sosyal yansÎmalarÎ geldi. ÝÜ hayatÎnda herkesi uzmanlaÜmaya sevk eden, insanlara makine gibi çalÎÜmalarÎnÎ

EKÝM 2012 • 21

dayatan, adeta birer yaÜayan otomata dönüÜtüren bir anlayÎÜ ortaya çÎkmaya baÜladÎ. Sosyal yaÜamda bireyselliÚi ön plana çÎkardÎ. Sanatta Dadaizm ve Kübizme esin kaynaÚÎ oldu. Dini yönden ise, bu fizikle birlikte “TanrÎ öldü” algÎsÎ yerleÜmeye baÜladÎ; çünkü her Üeyin önceden belli olduÚu (determinist) bir evrende TanrÎ gibi “aÜkÎn” ve “düzenleyici” bir kavrama ihtiyaç yoktu. AynÎ Newton fiziÚi, nedenlerle-sonuçlarÎn sÎkÎ baÚlantÎlÎ olarak doÚurduÚu sonuçlarla, Karl Marx’În sÎnÎf mücadelesine dayanan ekonomik sistemlere bakÎÜÎnÎ, Adam Smith’in kendi kendini yöneten liberal ekonomisini, Charles Darwin’in evrim teorisini ve hatta Hitler’i soykÎrÎm kararlarÎna kadar götüren düÜünceleri ortaya çÎkardÎ. Pavlov’un ÜartlÎ refleks çalÎÜmalarÎna ve “Pavlov’un köpeÚi”

deneyine esin kaynaÚÎ oldu. Deneyden önce köpeÚin aÚzÎnÎn yan tarafÎ ameliyatla alÎnarak aÚzÎndaki salya miktarÎ kolaylÎkla ölçülebilecek duruma getirilmiÜtir. Daha sonra sesten yalÎtÎlmÎÜ bir laboratuvarda kaçamayacak biçimde tespit edilmiÜ, ve deneÚin bu duruma alÎÜmasÎndan sonra deneye baÜlanmÎÜtÎr. Deneyde köpeÚin duyabileceÚi Üekilde bir zil çalÎnÎyor ve zilden birkaç saniye sonra da köpeÚe et veriliyordu. Ýlk baÜta sadece zil çaldÎÚÎnda, köpek hiçbir salgÎlama fonksiyonu göstermiyordu. Fakat et verildiÚinde köpek normal olarak tükürük salgÎlÎyordu. Bu düzen defalarca tekrar edildikten sonra, yalnÎzca zil çaldÎÚÎ ve et verilmediÚi durumlarda bile sanki kendisine et verilmiÜ gibi köpeÚin tükürük salgÎladÎÚÎ gözlendi. Klasik Üartlanma olarak bildiÚimiz bu etki-

22 • RUH ve MADDE

tepki, nedensel iliÜkinin psikolojideki en bariz yansÎmasÎ olarak yaygÎn kabul gören bir örnektir. Newton fiziÚinin hakim olduÚu bir evrende, insan zekasÎ dahil her Üeyi ölçebildiÚimize inanÎyorduk. Böylece 1912 yÎlÎnda, IQ testleri geliÜtirildi ve insanlarÎ IQ puanlarÎna göre sÎnÎflara ayÎrabileceÚimize ikna olduk. Bundan doÚan esinlenme ile üstün Írk kavramÎ kendine bilimsel bir açÎklama daha buldu ve soykÎrÎmlar çaÚÎ baÜladÎ. Zira Hitler’in üstün Îrk veya arÎ Îrk yaratma çabasÎnÎn arka planÎnda, bilimin yarattÎÚÎ IQ testlerinin de etkisi olmuÜtur. Bu nedenle Hitler’in giriÜimi sadece ideolojik ve siyasi bir çÎkarÎm deÚil, dönemin felsefi bilimsel anlayÎÜÎnÎn üzücü sonuçlarÎndan birisidir. Yine 1945’lerden sonra, dünyadaki devletler, kesin hatlar ve çizgilerle, haritada adeta cetvelle çizilerek birbirlerinden ayrÎldÎ. Bir çok baÚÎmsÎz ve ünlü Üirket ortaya çÎktÎ. Hem toplumsal olaylar, hem ekonomi, hem arz talep hemen her Üey, kendisini oluÜturan bileÜenlere indirgenerek anlaÜÎlmaya çalÎÜÎldÎ. ArdÎndan fizik bunu atomda da yaptÎ ve atomu deÚiÜik parçacÎklardan oluÜan alt parçacÎklarÎna proton, nötron ve elektron olarak ayÎrdÎ. Newton fiziÚinin eÚemenliÚini sürdürdüÚü 400 yÎl boyunca ve sonrasÎnda hayat tam olarak gözlenebilir, ölçülebilir ve niceleÜtirilebilir kabul edildi.

Kuantum FiziÚi Etkisi

1900

’LERDE doÚan kuantum mekaniÚi ile artÎk bilim bahsedilen tüm yaklaÜÎmlarÎn tam

tersi bir etki altÎna girdi ve bu da sosyal hayata, sanata, ekonomiye, dinsel inançlarÎmÎza kadar yansÎmaya baÜladÎ. Evrene artÎk ayrÎlamaz ve bölünemez bir bütün olarak bakmaya baÜlÎyoruz. Bir Üeyleri ölçtüÚümüzde hata payÎmÎzÎn olabileceÚini ve bazÎ durumlarda hiçbir Üekilde mutlak ölçüme ulaÜamayacaÚÎmÎzÎ artÎk kabul ediyoruz. UluslarÎn sÎnÎrlarÎnÎn kalkmasÎ gerektiÚine daha çok inanÎyoruz. Bu esinlenme ile ülkeler arasÎnda birlikler kuruluyor. Görünen maddi evrenin ardÎnda baÜka örtük bir düzen, örtük asÎl/ gerçek dünyanÎn olduÚuna artÎk daha çok inanÎyoruz ve bu bize mantÎklÎ geliyor. Sadece kendimiz için deÚil, baÜkalarÎ için de çalÎÜmamÎz gerektiÚini ve dünyanÎn baÜka bir yerindeki bir kelebeÚin kanat çÎrpmasÎnÎn bizi de etkileyebileceÚini, hatta bütün hesaplarÎmÎzÎ altüst edebileceÚini daha iyi anlÎyoruz. ArtÎk dünya üzerindeki herhangi bir ülkede meydana gelen ekonomik ve siyasi çalkantÎlarÎn, 10 dakika sonra dünyadaki diÚer tüm ekonomileri, borsalarÎ ve de evdekilerin ekmek fiyatlarÎnÎ etkilediÚi bir Üebekenin içinde yaÜÎyoruz. Evreni ve çevremizdeki dünyayÎ izleyen pasif bir gözlemci deÚiliz artÎk; onun bir parçasÎ olduÚumuzu kabul etmeye baÜladÎk. Bu nedenle daha çok çevreci olmaya çevreyi korurken kendimizin de o çevre içinde yaÜadÎÚÎmÎz bilincine vardÎk. Pavlov’un ÜartlÎ refleksindeki köpeÚin yerini Üimdi Schrödinger’in “kuantum kedisi” aldÎ. ArtÎk bu dönemde, Üartlanmayan, verilen ön kabullere göre uzun dönemde davranÎÜÎ tatmin edici bir kesinlikle tahmin edilemeyen, nasÎl davranacaÚÎ sadece belli olasÎlÎklar dahilinde ancak

EKÝM 2012 • 23

bilinebilen bir kedi ortaya çÎktÎ. Bunun gibi bir çok alana yeni fizik etki etmeye baÜladÎ. En belirgin etki ise elbette mistik, metafizik ve felsefi alanda ortaya çÎktÎ. Kuantum fiziÚi ve kaos ve karmaÜÎklÎk bilimi gibi yeni bilimsel bakÎÜ açÎlarÎ sayesinde elle tutulabilen maddesel evrenin yerini yavaÜ yavaÜ önce dalgalar ve daha sonra da sadece bilgi aldÎ. NesnelliÚin yerine öznelliÚin, nesnelerin yerine süreçlerin, aklÎn yerine hislerin, eylemin yerine düÜüncenin, basitliÚin yerine basit iliÜkilerden oluÜan akÎl almaz bir karmaÜÎklÎÚÎn öne çÎkmaya baÜladÎÚÎ bir düÜünce dönemine girdik. Dilde kullandÎÚÎmÎz kelimeler bile buna uygun deÚiÜimler geçiriyor. Klasik fizik

dönemindeki “ya o/ya da bu” yerine artÎk “her ikisi de” veya “hem o hem de bu” ifadesini daha çok kullanÎr olduk. ArtÎk dÎÜarÎdan sadece objektif olarak gözleyip karar veren bir “beyin/ bilinç” yerine, insanÎn düÜüncelerini ile birlikte dÎÜ dünyayÎ da içerecek Üekilde, “Orada ne oldu?” sorusunun yerini “Burada, bize ne oldu?” sorusu almaya baÜladÎ. Sistemlere uzaktan bakan ve onun bütün kurallarÎnÎ kendisinden baÚÎmsÎz olarak keÜfetmesi beklenen izole gözlemci artÎk yok. Zihin ve bilinç artÎk pasif olmaktan çÎkarak tüm oluÜlarÎn merkezine oturdu. Hatta bazÎ yorumlar, zihni ve bilinci, gerçekliÚi gözlemleme yoluyla var edebilecek bir olgu mertebesine oturtarak tartÎÜmaya baÜladÎlar. Buraya kadar saydÎklarÎmÎz,

24 • RUH ve MADDE

insanlÎk için fikir anlamÎnda “yeni” olmasa da deterministik bir geleneÚe yüzyÎllarca yaslanmÎÜ olan bilim dünyasÎ için yepyeni ve kavranmasÎ oldukça uzun zaman alabilecek devrimsel bir sürecin izdüÜümlerinden sadece bazÎlarÎ.

Fizik ve Mistisizm HakkÎnda

K

UANTUM mekaniÚi baÜta olmak

üzere yeni bilimler dediÚimiz alanlarda meydana gelen düÜünsel deÚiÜikliklerin mistisizmle karÜÎlaÜmasÎ tamamen metaforlar üzerine inÜa edilmiÜ bir düÜünce yöntemidir. Ancak, kuantum fiziÚinden önce, klasik fiziÚin de TanrÎ inancÎna ve yaratÎlÎÜ anlayÎÜÎna yadsÎnamaz etkilerinin olduÚunu biliyoruz. ÝnsanoÚlunun bilgisinden anlam çÎkarma dürtüsünün her durumda ve her bilgi parçasÎ için bazen zorlama bazen aÜikar metaforlarla farklÎ alanlarda cevap arayÎÜlarÎ adÎna kullanÎlmasÎ aslÎnda ÜaÜÎrtÎcÎ deÚil. Bu itki, insan zihninin doÚasÎnda olan bir özellik. Kuantum fiziÚi ile mistik düÜünceler arasÎndaki benzerlikler çoÚunlukla rastlantÎsal analojiler ve metaforlar üzerine inÜa edilir. Fizik dünyaya dair araÜtÎrmalarÎn zaten aÜkÎn alanlarla ilgili söyleyebilecekleri çok fazla bir çÎkarÎm yoktur ve fizikten türetilen mistik düÜüncelerin büyük bir kÎsmÎ benzeÜimler üzerine inÜa edilen yeni, parlak ve çekici teÜbihlerdir. Bu benzerlikler muhtemelen düÜünce yapÎmÎza ve aklÎmÎzÎn iÜleyiÜine, yeni düÜüne baÚlantÎlarÎnÎ uyarmak yoluyla yepyeni katkÎlarda da bulunabilirler. Elbette durumu daha da ileri götürüp, TanrÎ’yÎ fizikte bulmaya

kalkanlar, gelecekte aynen yirminci yüzyÎlÎn baÜlarÎnda olduÚu gibi fizik anlayÎÜÎmÎzÎn yeniden büyük bir deÚiÜime uÚramasÎ halinde TanrÎ anlayÎÜÎnÎn da deÚiÜmesi gerekeceÚini, “eski TanrΔnÎn da yeni gelen fizikle birlikte gündemden düÜeceÚini hesap etmeleri gerekir. Bu durum aÜkÎn bir yaratÎcÎ güce olan inançla bile çeliÜir. TanrÎnÎn eserleri olan insanÎn TanrÎ’nÎn yollarÎ olarak deÚerlendirilebilecek fizik kanunlarÎnÎ herhangi bir anda tam olarak ve eksiksiz bir biçimde anlayabileceÚi düÜüncesi TanrÎ’nÎn kategorik varlÎÚÎna ters düÜer. Zaten bilimin bu konularla ilgili bir iddiasÎ da yoktur; bilimin iÜi temelde fizik evrenin iÜleyiÜ biçimini anlamaktÎr. Bu nedenle bazÎ bilim adamlarÎ bu tür iliÜkilendirme ve metaforlarÎ boÜ sözler, sahtepatolojik bilim veya ÜartlatanlÎk olarak nitelendirir. Fizik bilimin bir dalÎdÎr. Oysa TanrÎ bir inanç konusudur. Bilim TanrÎ hakkÎnda, özellikle de varlÎÚÎ ya da yokluÚu üzerine, hiçbir Üey söyleyemez. Çünkü, “TanrΔ kelimesi, bilimin kelimesi deÚildir. O insani ve daha derinlikli olmasÎ gereken bir kavramdÎr.

Postmodern Delilik ÇaÚÎ: Son Moda Ýlginçlikler

D

ÝÙER YANDAN, her dönemde olduÚu gibi bu dönemde de bilimin ÜarlatanlarÎ ortaya çÎktÎ. BunlarÎn göze çarpan önemli bir özelliÚi, “kuantum” gibi bilimsel terminolojiye ait ve kamuoyu açÎsÎndan gizemli tÎnÎlar içeren bazÎ kelimelerle ortaya çÎkmalarÎdÎr. Bunlar arasÎnda, kuantum drama;

EKÝM 2012 • 25

Kuantum fiziÚi ve yeni fizik alanlarÍndan derlenen bilgiler insan yaÜamÍnda etkin bir biçimde uygulanabilir.

kuantum dokunma; kuantum ruh saÚaltÎmÎ; kuantum yaÜam koçluÚu; kuantum epilasyon; kuantum kolye, matara, bilezik; kuantum sÎçrama; kuantum psikanaliz; kuantum yaÜam; kuantum seks; kuantum iyileÜme ve kuantum fizik tedavi... Kuantum koçlarÎ-koyunlarÎ-inekleri... gibi daha akla gelen-gelmeyen bir çok enteresan ve kimi zaman eÚlendirici konu baÜlÎklarÎnÎ bulabilmek mümkün. Adeta her yerden bir kuantum kokusu yükselmeye baÜladÎ diyebiliriz. Bunlara ek olarak kuantum fiziÚi ile iliÜkilendirilen baÜka yaklaÜÎmlar da sayÎlamayacak kadar çok. Himalaya tuzu ve tuz odasÎ saÚaltÎcÎlarÎ, Kirlian Çakra saÚaltÎcÎlarÎ, Pranik Üifa-Atma Namasteler, Enerji saÚaltÎcÎlarÎ, Dokunmatik saÚaltÎcÎlar, otomatikkarizmatik saÚaltÎcÎlar, KozmikKuantum-Atomik saÚaltÎcÎlar, beyinde ekran açma hikayeleri, holografik beyin teknikleri ile saÚaltÎm gibi daha birçok ilginç konuyla karÜÎlaÜabiliyoruz. Bütün bunlar aslÎnda zamanÎn ruhuna (Zeitgeist’a) uygun ve bu kadar güçlü etkisi olan bir bilimsel düÜünce

devriminin doÚal yan ürünleri olarak deÚerlendirilmesi gereken uÚraÜlardÎr. Bu tip iddialarla ortaya çÎkan insanlarÎn insan saÚlÎÚÎyla doÚrudan ilgili olabilecek alanlara da müdahil olmalarÎ ve özellikle çeÜitli hastalÎk yahut sorunlarÎna çözüm arayan kiÜiler için sonu hüsrana varabilecek yeni bir umut kapÎsÎ olarak ortaya çÎkmalarÎ önemli bir sorun olarak karÜÎmÎzda duruyor. Elbette hedef alÎnan insanlarÎn bilgilendirilmesi ve maddi veya manevi açÎdan istismar edilmelerini önlemek amacÎyla mümkün olan bütün tedbirlerin alÎnmasÎ gerekiyor. Öte yandan bu kadar “kuantum” vaadinin arasÎnda gerçek anlamda yeni bir düÜünce ve uygulamaya yollar açabilecek, kuantum fiziÚi ve diÚer yeni fizik alanlarÎndan derlenen bilgilerin insan yaÜamÎna etkin bir biçimde uygulanabileceÚi alanlarÎn da ortaya çÎkÎyor olabileceÚi gözden uzak tutulmamalÎ. Bu kavram ve vaat enflasyonu en çok arada tek tük filizlenmesi muhtemel olan bu umut verici geliÜmelerin üzerini örtmesi açÎsÎndan sÎkÎntÎlÎ sonuçlar doÚurabilir. Bu yüzden, bu alanlarÎn bilim dünyasÎ tarafÎndan doÚrudan dÎÜlanmasÎ yerine dikkatlice gözlenmesi, araÜtÎrÎlmasÎ ve denetlenmesi gerekiyor. Zira bizzat kuantum fiziÚi bizlere, evreni oluÜturan temel kanunlarÎnÎn bizzat kendilerinin saÚduyuya aykÎrÎ ve alÎÜtÎÚÎmÎz/ ezberlediÚimiz her Üeye temelden zÎt kurallar olduÚunu gösteren bilimdir. r

26 • RUH ve MADDE

‹NC‹'R ÇEK‹RDEà‹

Ýçimizdeki Gizli Kodlar Uzm. Dr. Ýnci Erkin

B

‹L‹M bazen sürprizlerle dolu olabiliyor. Sona geldik dediÚi noktada, bambaÜka bir kapÎ açÎlÎyor ve önünde uçsuz bucaksÎz keÜfedilecek bakir alanlar beliriveriyor. 1893 yÎlÎnda Harvard Üniversitesi Fizik Bölümü BaÜkanÎ, fizik alanÎnda daha fazla araÜtÎrma yapmaya gerek olmadÎÚÎ, bu nedenle üçten fazla doktora öÚrencisi kadrosu açmayacaklarÎ yolunda öÚrencilerini uyardÎ. Ona göre bilim; evrenin tamamen maddelerden, fiziksel ama gözle görülmeyen atomlardan oluÜtuÚunu kanÎtlamÎÜtÎ. Bu atomlar da Newton’un Mekanik KanunlarÎ’na göre hareket etmekteydiler. Bu nedenle fiziÚin tüm tanÎmlamalarÎ artÎk bilindiÚi için, fiziÚin geleceÚi sadece daha hassas ve hÎzlÎ ölçümler yapabilmekte olacaktÎ. Gelin görün ki, iki yÎl sonra atomaltÎ parçacÎklar, X-ÎÜÎnlarÎ ve radyoaktivitenin keÜfedilmesi, evrenin sadece maddeden oluÜtuÚu inancÎnÎ tepetaklak ediverdi. Evren aslÎnda enerjiden oluÜuyordu ve Kuantum Fizik kuramlarÎna göre hareket ediyordu. Bu kurama olan inanç, bilim adamlarÎnÎn düÜünce ufkunu geniÜletti. Böylece buharlÎ lokomotiflerden uçaklara, telgraftan bilgisayarlara giden bir yol açÎlÎverdi. Ýlk bilgisayarlarÎn koskocaman binalarÎ kapladÎÚÎnÎ düÜünürsek, Üimdiki minicik avuçiçi bilgisayarlar o dönemde yaÜayanlar için fantastik kurgu gibi algÎlanÎrdÎ herhalde. Hücrelerimiz ve içerdikleri konusunda da bilimin keÜfettiklerine her an yenileri eklenmekte. Minicik tek bir hücremizin bile bir minik beyin gibi davranabildiÚi saptanmÎÜ durumda. Hücresel bir bilinç var, üstelik birbirleriyle harika bir aÚ sistemle iletiÜim halindeler. Hücre zarlarÎ, alÎcÎ proteinler sayesinde bir beyin gibi kendilerini etkileyen sinyalleri algÎlamakta. Bu alÎcÎlar, hem fiziksel -kimyasal maddeler gibihem de enerjetik -elektromanyetik güçler- sinyallere duyarlÎ. Bu sinyaller alÎcÎ proteinleri aktif hale getirerek onlarÎn etkili proteinlerle birleÜmelerini saÚlÎyor. AlÎcÎ-etken proteinler, hücrenin fiziksel bir Üekilde farkÎndalÎÚÎnÎ artÎrÎr. Hücre zarÎndaki protein kompleksleri algÎlamanÎn moleküler birimleridir. Bu moleküler algÎlama birimleri, genlerin AÇ/KAPA kontrollerini yapar. Hatta stres karÜÎsÎnda duruma uyum saÚlayan DNA deÚiÜiklikleri -mutasyonlarÎ- ile de ilintilidirler. Hücre zarÎ bir bilgisayar çipi ise, hücre çekirdeÚi genetik programlarla yüklenmiÜ bir sabit disktir. Post-modern bir yaklaÜÎmla bilimsel çalÎÜmalarda eski antik çaÚlardaki düÜüncenin gücü ve farkÎndalÎÚÎna da dönüldü.

Albert Einstein kuantum devrimine Dalai Lama, benzer bir biyolojik meditasyonun insan sÎçrama yapacaÚÎna dair ön bedenine etkileri konusundaki çalÎÜmalara Budist Rahipleri vasÎtasÎ bulgular elde ediliyor artÎk. ile katkÎda bulunuyor. Daha önceleri ÝÜte düÜüncenin gücü, Üifa veren gösterilemeyen etkiler son derece enerji terapilerinin hemen hepsini hassas beynin elektromanyetik etkileri de minicik hücrelerimize gelen deÚiÜikliklerini ölçen cihazlarla minicik enerji dalgalarÎnÎn toplu etkisi. görüntülenebiliyor. HÎdÎrellez’de hep beraber dilenen DüÜüncelerimiz doÚru ya da dileklerin ve dileklerin yazÎlÎ olduÚu yanlÎÜ olsa da ÝNANÇLAR çok güçlü. kaÚÎtlarÎn suya bÎrakÎlÎÜÎnda da POZÝTÝF DÜÛÜNCELER NASIL bir toplu enerji alanÎ yaratmak var OLUMLU ETKÝLER YARATIYORSA, diyebilir miyiz dersiniz? Oysa bu hoÜ NEGATÝF DÜÛÜNCELER DE gelenekler uygulanmaya baÜlandÎÚÎnda OLUMSUZ ETKÝLER YARATIYOR. ne bedenlerimizdeki su miktarÎ, ne YanlÎÜ eÚitim, yanlÎÜ çevre bizi elektromanyetik enerjiler hiçbiri bilinir farklÎ ve doÚru olmayan algÎlamalara deÚildi. götürebilir. Güzel olan, algÎlamalarÎn Sudaki mesajlar ve suyun belleÚi tekrar öÚrenilebilir olmasÎ. konusunu sanÎrÎm daha sonra biraz YaÜamlarÎmÎza bilinç düzeyimizi daha iÜlemek gerekecek. Einstein, geliÜtirerek yeniden Üekil verebiliriz. görünen üç boyutlu mekanÎn Hücre-kontrol mekanizmalarÎnda dördüncü bir boyutu daha vardÎr; o da enerji terapilerinin etkilerinin zamandÎr, dememiÜ miydi? kanÎtlanacaÚÎna ve yakÎnda fizikteki Madde enerjiden oluÜur söylemlerini

28 • RUH ve MADDE

de kulaklarÎmÎza küpe edeli nice zaman olduysa da, bazen bizler hala tek doÚrultuda, tek pencereden bakmayÎ Îsrarla sürdürüyoruz. Beynindeki nöronlarÎ hepimizden fazla ve daha hÎzlÎ iletiÜir Üekilde kullandÎÚÎna Üüphe olmayan ama içindeki çocuÚu da yitirmeyen Einstein her daim gündemde. DüÜüncelerimizin de %70’den fazlasÎ su olan bedenlerimizi, düÜünce Üeklimize göre olumlu ya da olumsuz etkileyebileceÚini unutmayalÎm. DünyamÎzÎn da 2/3’ü sudan oluÜtuÚuna göre, küresel kocaman bir bellek sadece kimyasallarla deÚil, kötü düÜüncelerle de kirletilmemeli. Bir insan bedeni yaklaÜÎk 50 trilyon hücreden oluÜuyor, 2003’te Ýnsan Genom Projesi tamamlamadan önce en az 100.000 genimiz olduÚu sanÎlÎyor, hatta bilim adamlarÎ gen sayÎsÎ üzerinde bahis bile oynuyorlardÎ. Bilim burada da kendi kendini ÜaÜÎrttÎ, sadece 30.000 kadar genimiz olduÚu ortaya çÎkÎverdi. Oysa modellemede kullanÎlan Caenorhabditis Elegans adlÎ sadece 1 mm boyundaki minik kurtçuÚun ise toplam hücre sayÎsÎ 969, buna karÜÎlÎk 18.000 geni var, yani bizim toplam genimizin 2/3’ü! Sadece 4 harfli diyebileceÚimiz (Adenin-Thymin-Cytosin-Guanin) bir kodlama sistemi ile son derece karmaÜÎk protein yapÎtaÜlarÎ oluÜuyor, salgÎlarÎmÎz gerektiÚi yerde gerektiÚi kadar salgÎlanabiliyor, böylece yaÜam devam ediyor. Bir insan genomundaki bilgileri yazÎya döksek, her biri 1000 sayfalÎk 200 kitap oluÜurdu. Oysa bunca bilgi tek bir hücremizin içindeki DNA’larÎmÎzda mevcut. Hatta Prof. Dr.

Pozitif düÜünceler nasÍl olumlu etkiler yaratÍyorsa, negatif düÜünceler de olumsuz etkiler yaratÍyor.

Michael Denton’În Üöyle bir söylemi var: Bugüne kadar yaÜamÎÜ, gelmiÜ geçmiÜ her canlÎ türünün bütün özellikleri bilgi olarak DNA’ya yüklense toplam DNA hacmi bir çay kaÜÎÚÎnÎn ancak küçük bir kÎsmÎnÎ doldururdu. Hatta, geriye Üu ana kadar yazÍlmÍÜ bütün kitaplarÍ saklayabilecek kadar boÜluk kalÍrdÍ. SaÚlÎk ve hastalÎk arasÎndaki sÎnÎrda iÜte bu genlerin AÇ/KAPA düÚmelerinin düzgün kullanÎmÎna baÚlÎ. Ýyi sürücüler nasÎl gaz, debriyaj ve fren pedallarÎnÎ yerinde kullanÎr, iyi bir sürüÜ yaparlarsa; biz de dengeli bir yaÜamÎ sürdürebiliriz. Ancak unutmayalÎm ki, biz nasÎl yolumuzda giderken sarhoÜ bir sürücü gelip bize çarpabilir, ya da mÎcÎrda kaza yapabiliriz. Çok çeÜitli dÎÜ etkenler, Çernobil gibi kazalar da pek çok geni yolundan saptÎrabilir. Zaten kanser; hücre büyümesinin kontrolden çÎkmasÎ, yani devamlÎ gaz pedalÎna basÎlmasÎ, frenlerin ise tutmamasÎ sonucu oluÜuyor.

EKÝM 2012 • 29

Dalai Lama bilimsel bir araÜtÎrmada PET cihazÎ ile beynin görüntülenmesi ve davranÎÜ Üeklinin incelenmesi sÎrasÎnda Psikoloji Profesörü Richard Davidson ile Keck LaboratuvarlarÎnda.

Olumsuz düÜüncelerin yarattÎÚÎ titreÜimlerde aynen buzlu, kaygan bir yol gibi kaza riskini artÎrÎyor. Genetik olarak zaten kÎrÎlgan olan bünyelerin risklerinin çok daha fazla olduÚunu söylemeye bilmem gerek var mÎ? Güya, Jeopatik (Geopathic) Stres denilen yattÎÚÎmÎz ya da devamlÎ

oturduÚumuz yerdeki elektromanyetik alanlarÎn bizi nasÎl hasta edebileceÚini, üstelik bu tuhaf tablolu rahatsÎzlÎklarÎn analizlerde de hiçbir bulgu vermeyeceÚini anlatacaktÎm sizlere. Enerji tÎbbÎ, zihin, beyin ve duygularÎn dönüÜümleriyle etkileÜimleri hakkÎnda çok deÚiÜik ve yeni bilgiler var.

30 • RUH ve MADDE

Evreka! Buldum! Buldum! Her Üeyi genlere baÚlamamÎza neden olan geni buldum!!!

Benzer konularÎ iÜlemeye daha sonra devam edeceÚim. O zaman dek, düÜüncelerinizin ve hücrelerinizin olumlu titreÜimler içinde olmasÎnÎ diliyorum. Ûu kozmik bellekte sizin de

güzel tatlar içeren katkÎlarÎnÎz olsun. Sevgi ve IÛIK’la kalÎnÎz. r Kaynak: Dr. Ýnci Erkin ve çalÎÜmalarÎ için www. eftturkey.com adresinden faydalanabilinir.

BÝLYAY ETKÝNLÝK TAKVÝMÝ* Tarih

Etkinlik

EÚitimciler

Mek kan

13-14 Ekim 2012

Ûamanik Yolculuk 2: Atölye ÇalÎÜmasÎ

Juanita Puddifoot

BÝL LYAY VakfÎ

20-21 Ekim 2012

Ýnceltici Etki: Ruhunuz için Kilo-GözcülüÚü Atölye ÇalÎÜmasÎ

Mark Wentworth ve Filipe De Moura

BÝL LYAY VakfÎ

3-9 KasÎm 20 012

Profesyoneller için Regresyon UzmanlÎÚÎ EÚitimi

Tülin Etyemez Schimberg ve M. ReÜat Güner

BÝL LYAY VakfÎ

15-18 KasÎm 2012

Naturel 2012: Beden, Zihin ve Ruh SaÚlÎÚÎ Festivali

Bilyay

Harrbiye Askeri Müzze

17-25 KasÎm 2012

31. UluslarasÎ Ýstanbul Kitap FuarÎ

Bilyay

TÜY YAP Ýstaanbul

26 KasÎm 201225 MayÎs 201 13

Bilyay Akademi 2012-2013

Bilyay

BÝL LYAY VakfÎ

1-2 AralÎk 20 012

Ûamanik Yolculuk 1: Atölye ÇalÎÜmasÎ

Juanita Puddifoot

BÝL LYAY VakfÎ

15-16 AralÎk 2012

“Temel Soruna UlaÜmak” Regresyon UzmanlarÎ için Atölye ÇalÎÜmasÎ

Hans TenDam

BÝL LYAY VakfÎ

19-20 Ocak 2013

Ûamanik Yolculuk 2: Atölye ÇalÎÜmasÎ

Juanita Puddifoot

BÝL LYAY VakfÎ

*SalÎ Konferan nslarÎ hariç

EKÝM 2012 • 31

U

ZUN ZAMANDIR paylaÜtÎÚÎm spiritüel

Kendimize Baål›k Kutsal yazar Bir Alan Yaratmak ÜST BAäLIK

Sandra Ingerman

uygulamalarla çalÎÜan binlerce kiÜi var. ÇoÚu bu uygulamalarla yÎllardan beri çalÎÜÎyor. Küresel bir topluluk olarak, hep birlikte, içinden geçmekte olduÚumuz evrim sürecini, yaÜamlarÎmÎzÎ ve çalÎÜmalarÎmÎzÎ destekleyen güzel bir temel örmekteyiz. Ýçinde yaÜamak istediÚimiz dünyanÎn rüyasÎnÎ görmeye devam ederek var etmek için niyet ettik ve odaklandÎk. Gün boyunca durup ne düÜündüÚümüzü gözlemlemeye ve kolektife doÚru hangi enerjileri gönderdiÚimizi fark etmeye kendimizi adadÎk. DüÜüncelerimizi ve sözlerimizi arzu ettiÚimiz sonuçlarla uyumlu hale getirmek için uygulamalar yapÎyoruz. BildiÚiniz gibi, bu süregelen bir çalÎÜma. Hem yeni bir yaÜam biçimi yaratmak, hem de yaÜam aÚÎnÎ sevgiyle tutmak için harcadÎÚÎmÎz

32 • RUH ve MADDE

enerjiyle gurur duymalÎyÎz. UmutsuzluÚa düÜtüÚümüz zamanlarda odaklanmamÎz gereken budur. Yaratmakta olduÚumuz güzellik ve Üifaya odaklanÎn. Bize hizmet etmeyen eski yaÜam biçimi çözülmeye devam ederken, bizleri destekleyecek yeni bir temel örüyoruz. Biliyorum ki kolayca muhafaza edebileceÚimiz bir bilinç durumuna kavuÜmayÎ ve dÎÜ dünya tarafÎndan dikkatimizin bu kadar daÚÎtÎlmamasÎnÎ dilerken hüsrana uÚrayabiliriz. Ýçinde yaÜadÎÚÎmÎz topluluk, stresli bir yaÜam biçimini destekliyor. Gün boyunca spiritüel yaÜama devam etmek için elimizden gelenin en iyisini yapÎyoruz. Yeryüzü için Ûifa çalÎÜmasÎnÎn anahtar prensibi, spiritüel çalÎÜmamÎzÎ günlük hayatÎmÎza entegre etmek ve uygulamalarÎmÎzÎ yalnÎzca sabahlarÎ yaptÎÚÎmÎz, dünyaya çÎktÎÚÎmÎzda devam ettirmediÚimiz bir Üey olarak ayÎrmamaktÎr. Trafikte araba sürerken, alÎÜveriÜ yaparken, banka kuyruÚunda beklerken dünyada ÎÜÎk olmak için güzel ve güçlü bir odaÚÎ koruduk. Kim olduÚumuzun dünyayÎ deÚiÜtireceÚi öÚretisi, pozitif bir deÚiÜim yaratan olmanÎn özüdür ve spiritüel uygulamalarÎmÎza devam etmeliyiz. AynÎ zamanda kendi odaÚÎmda bir deÚiÜim olduÚunu hissediyorum. Bu gezegende karÜÎ karÜÎya geldiÚimiz güçlükler daha karmaÜÎk hale geldikçe yaptÎÚÎm her Üeyi sadeleÜtirmek için gerçek bir arzu duyuyorum. OkuduklarÎmdan biliyorum ki insanlarÎn birçoÚunda fiziksel ihtiyaçlarÎnÎ sadeleÜtirmek, daha sade yaÜamanÎn yollarÎnÎ bulmak için -giyecek ve diÚer maddi eÜyalarÎnÎ diÚer insanlara baÚÎÜlamak ve daha küçük

evlere taÜÎnmak- gerçek bir hareket var. Ben de kendi içimde aynÎ arzuyu buldum ve aynÎ zamanda yaptÎÚÎm spiritüel çalÎÜmayÎ sadeleÜtirme ihtiyacÎnÎ da hissediyorum. Çünkü yaptÎÚÎmÎz spiritüel uygulamalarÎ saplantÎ haline getirebilir, kendimize fazlaca baskÎ yaratabiliriz. Ruhumun arzusu kendim ve yüksek benliÚim arasÎndaki baÚlantÎyÎ yeniden kurmak. Bir süredir Yüksek Benlik -her zaman huzurlu, sevinç dolu ve kalÎcÎ olan spiritüel, ölümsüz olan parçamÎzhakkÎnda yazÎyorum. Bu arzumda yalnÎz olmadÎÚÎmdan eminim. ÇoÚumuzun kendimizle yeniden baÚlantÎ kurma ihtiyacÎnÎ hissettiÚini düÜünüyorum. Sorunlar neredeyse katlanarak artar ve zorlaÜÎrken, kendi spiritüel amaçlarÎmÎn küçüldüÚünü hissediyorum. Sevgi, eÜitlik, uyum ve huzur enerjilerini ve yaÜamÎ desteklemeyen yaÜam tarzÎ çözülmeye devam edecek. Uyanma çaÚrÎlarÎ daha da yükselerek gelmeyi sürdürecek. Bu çaÚrÎlar yalnÎzca yeryüzünden deÚil, aynÎ zamanda daha derin ve daha anlamlÎ bir yaÜam tarzÎ deneyimlemeyi arzulayan kendi ruhumuzdan da gelmekte. Bu nedenlerle, yalnÎzca birkaç dakikalÎÚÎna bile olsa, kendi içimizde huzuru deneyimleyebileceÚimiz bir yer bulmanÎn önemli olduÚunu hissediyorum. Evinizde kendinizle yeniden baÚlantÎ kurabileceÚiniz ve dÎÜ dünyada olup bitenlerden uzak kalabileceÚiniz kutsal bir alan yaratmak hakkÎnda yazmak istiyorum. Bunu yapmanÎn bir yolu evinizde bir sunak haline getirebileceÚiniz bir köÜe ya da küçük bir masa bulmak. Evlerinde sunaklara sahip

EKÝM 2012 • 33

olanlarÎmÎzÎn orada oturduklarÎnda kutsal alanda olduklarÎnÎ ve rahatladÎklarÎnÎ biliyorum. SunaÚÎnÎzÎ basit tutun. Bir mum, kristaller, taÜlar, deniz kabuklarÎ, doÚadan toplamÎÜ olduÚunuz, size güzel bir yeri hatÎrlatan Üeylerle bir sunak yaratabilirsiniz. SunaÚÎnÎza size mutlu ve huzurlu deneyimlerinizi anÎmsatacak Üeyler yerleÜtirin. SunaÚÎnÎza resimler veya kendi yaptÎÚÎnÎz bir Üeyi koyabilirsiniz. Bunlar yalnÎzca kendi fikirlerinizi oluÜturmanÎz için size ilham verebilecek öneriler. YaÜamÎmda beni destekleyen görünmez yardÎmcÎ ruhlara ÜükranlarÎmÎ sunmak için gül suyu doldurduÚum küçük bir fincanÎm var.

Bunlardan bazÎlarÎ yardÎmcÎ ruhlarÎm, bazÎlarÎ yaÜadÎÚÎm yerin ruhlarÎ, bana yardÎm eden atalar, elementler. KiÜisel listem daha fazlasÎnÎ da içerebilir. Sunak hazÎrlamanÎn anahtarÎ, onu sade ve kutsal tutmak ve hayal gücünüzü kullanmaktÎr. SunaÚÎnÎzÎ dÎÜ mekanda da yaratabilirsiniz. Ýçinizde meydana gelen deÚiÜikliklere paralel olarak sunaÚÎnÎzÎn da aynÎ deÚiÜiklikleri yansÎtmasÎnÎ isterseniz, deÚiÜiklik için ilhamÎnÎza izin verin. Gün boyunca ziyaret edebileceÚiniz ve kendinize zaman ayÎrabileceÚiniz özel bir yere sahip olmak, birkaç dakika için içsel huzur bulmak için harika bir yol. Kendi kutsal

34 • RUH ve MADDE

yerinizde oturmak; kendiniz, diÚerleri ve gezegen için kendinizce dua edebileceÚiniz bir zaman dilimi olabilir. YaÜamÎnÎzda olanlara ÜükranlarÎnÎzÎ sunabileceÚiniz bir yer de olabilir. Dünyada bir fark yaratmaya kendi yollarÎnda çalÎÜan tüm dünyadaki spiritüel uygulayÎcÎlara ÜükranlarÎnÎzÎ sunduÚunuz yer de olabilir. BunlarÎn hepsinden çok, dünyanÎn gürültüsünden -hem içsel hem de dÎÜsal gürültüden- uzakta sessizliÚi bulabileceÚiniz bir yer olabilir. Böylelikle kendimizle baÚlantÎ kurmaya devam edebiliriz. Bu bizim tazelenerek dünyada bir ÎÜÎk olmamÎzÎ ve vizyonlarÎmÎzÎ sürdürürken gücü ve enerjiyi hissetmemizi saÚlayacaktÎr. Fakat böyle bir enerjiye sahip olmak için kendimizle baÚlantÎmÎzÎ sürdürebilmemiz gerekir. Aksi takdirde, kendimizi çok fazla çaba harcarken buluruz. Spiritüel uygulamalarÎmÎz akÎcÎlÎÚÎnÎ kaybeder ve zorlanma hissederiz. Spiritüel çalÎÜmalarÎmÎz için zorlanÎrsak, yapaylÎk hisseder ve umutsuzluÚa kapÎlÎrÎz. Ýlahi ruhumuz ve ÎÜÎÚÎmÎzÎn bizden akmasÎna izin verdiÚimizde kendimizi umut ve ilhamla dolu hissederiz. YaÜam tahmin edilebilir deÚildir ve çoÚu insan kendisini kÎrÎlgan hissediyor. Bu, insanlarÎn baÜa çÎkmakla uÚraÜtÎÚÎ yeni bir durum deÚil. Fakat kolektif enerjilerin çözülme süreci devam ederken, üzerinde durduÚumuz temelden her zaman emin olamÎyoruz. Güçlü bir içsel dünya yaratmaya devam etmek zorundayÎz. Önümüzdeki zamanda bizi destekleyecek olan Üey içsel dünyamÎzdÎr. Bu bize her gün uyanmak ve yaÜamÎn bize getirdiklerini için tüm varlÎÚÎmÎzla karÜÎlamak için

izin verir. Biliriz ki tüm çözümler ve bulunmamÎz gereken tüm eylemler bize sunulacaktÎr. Hepimiz tarafÎndan inÜa edilmiÜ sevgi ve destek temeline güvenebiliriz. Üzerinde durabileceÚimiz güzel ve güçlü bir temel ördük. Fakat her gün oturup tüm yapmÎÜ olduklarÎmÎzÎ hissedebileceÚimiz sakin ve kutsal bir mekana ihtiyacÎmÎz var. Tekrar canlanmak ve yenilenmek için içsel huzur anlarÎnÎ deneyimleyebilmeliyiz. Huzurun her gün hücrelerimi doldurduÚunu hissettiÚim sürece hangi uygulamalarÎ yaptÎÚÎm ve konsantrasyonumu neyin bozduÚunu dert etmiyorum. Ve huzur ve dinginlik hissine anlÎk olarak dokunabildiÚim sürece ilahi düzene olan güvenim derinleÜiyor. Çevremizdeki olaylar bizlere meydan okunduÚunu hissettirmeye devam edecek. YaÜanan çok sayÎda anlamsÎz trajedi kalplerimizi Üefkatle doldurarak esnetiyor. EÚer enerjinin izini sürerseniz nereye gittiÚini görebilirsiniz. Hepimiz, hem bireysel hem de topluluk olarak saÚlam durmalÎyÎz. Spiritüel uygulamalarÎnÎzÎ sadeleÜtirin; bu konuda endiÜelenmeyin ve yeni metotlar öÚrenmeye kendinizi kaptÎrmayÎn. Kendinize zaman ayÎrÎn ve kendinize yalnÎzca huzur içinde olabileceÚiniz bir köÜe bulun. DoÚa bizler için muhteÜem bir öÚretmen ve deÚiÜim esnasÎnda nasÎl uyum içinde yaÜanabileceÚini öÚrenmemize yardÎmcÎ olabilir. Çünkü doÚa her zaman deÚiÜir ve aynÎ zamanda yeryüzü, deÚiÜimler sÎrasÎnda gereksinimlerimizi karÜÎlar.

EKÝM 2012 • 35

Biraz zaman ayÎrÎn ve yaÜadÎÚÎnÎz yerdeki deÚiÜimleri fark edin. DoÚa önümüzdeki mevsim deÚiÜimi hakkÎnda size hangi iÜaretleri gösteriyor? Meteorologlara bel baÚlamak yerine doÚanÎn size kendi öngörülerinizde yardÎmcÎ olmasÎna izin verin. Tek baÜÎnÎza veya çevrenizdekiler ile birlikte yapabileceÚiniz, mevsim deÚiÜikliÚini kutlama amaçlÎ kÎsa bir seremoni üzerine meditasyon yapÎn. YaÜadÎÚÎnÎz bir hayal kÎrÎklÎÚÎnÎ veya yaratÎcÎ potansiyeliniz önünüzdeki engelleri kaldÎrmak için bir salÎverme seremonisi yapmak isteyebilirsiniz. Yeryüzü ve tüm yaÜam için Üükran, sevgi, ÎÜÎk ve umut tohumlarÎ ektiÚiniz bir Üükran seremonisi yapmak isteyebilirsiniz.

Gündönümü kutlamalarÎnÎzda ilhamÎnÎzÎn size rehberlik etmesine izin verin. Mevsim deÚiÜikliklerinde yapÎlan seremoniler yeryüzünü onurlandÎrmanÎn bir yolu olmanÎn yanÎ sÎra mevsim deÚiÜikliÚine adÎm atmamÎzda bizlere derin bir seviyede yardÎmcÎ olur. Bilin ki çemberimiz hepimiz için koÜulsuz sevgi ve ÎÜÎk gönderiyor. Dünyadaki binlerce insan tarafÎndan sevgi ve destekle kucaklanmaktasÎnÎz. Bunu hissedin, içinize alÎn ve onlara ÎÜÎÚÎnÎzla geri yollayÎn. r www.sandraingerman.com Web sitesinden çeviren: Simin Uysal Çetinkaya

36 • RUH ve MADDE

Maddi Kültürün ÝletiÜim BoyutlarÎ ve Duyu-Üstü Ýnsan PsiÜesi AytuÚ A. Ûentürk 2. Bölüm

Z

IMNEN1 algÎlarÎn zihindeki içeriÚinin seçilip düzenlenmesi ve yeni bir

iliÜkiler aÚÎ içinde yapÎlandÎrÎlmasÎ, yukarÎdaki nesnelleÜtirmenin doÚru bir örneÚidir. Rüya örneÚinde de benzer Üekilde algÎlar ve simgeler açÎsÎndan bir seçim yapÎlarak bunlarÎn zihindeki içeriÚi gündelik hayatÎn içindeki bir tür “her günkü gerçeklik” düzeyine göre yorumlanmaktadÎr. Böylece kültürün nesnel ölçütler içinde özneye göre nasÎl göründüÚünün de küçük bir resmi elde edilebilir. ÇoÚu zaman iç dünyadan kopup gelen yankÎlar, sezgiler ve duyu-üstü algÎlamalar kültürün dünyasÎna tercüme ve kanalize edilmektedir, bu nedenle kiÜinin kendisine kültürü tanÎmlama Üekli önemlidir. Bu baÚlamda örneÚin bilinç, kültürün zÎmni olarak deneyimlendikten sonra nesnelleÜtirilmiÜ olan bir kÎsmÎna da karÜÎlÎk gelmektedir. Öte yandan yapÎsalcÎ antropolojinin kültürel tanÎmÎna göre, esas olan tözden çok kültürel kalÎptÎr. Kültürel anlam bakÎmÎndan Üeylerin tecrit halinde incelenmesi yerine nasÍl bir araya geldiklerinin bilgisi kültürün yapÎsal olarak incelenmesinde öncel ve soyut modeldir. YapÎsalcÎlÎk bir bakÎma toplumsal yapÍ adÎ verilen öÚeyi soyut bir modelde incelenebilen, arka plandaki gizli ve ampirik olarak verili olmayan görünmez bir boyut olarak algÎlar (Özbudun vd., 2006, s. 182) ancak maddi kültür boyutunda burada töz ya da cevher deÚil kültürel kalÎp esas tutulmaktadÎr. Burada kültür bazÎ antropoloji kuramcÎlarÎnÎn algÎladÎÚÎ gibi insanÎn organik yaÜam boyutlarÎna paralel olarak deÚil ancak arka plandaki görünmez bir düzene uygun olarak tezahür eder. KÎsaca bilinçdÎÜÎ bir nitelik ve iÜlev içerisinde Kroeber’in de belirttiÚi gibi süperorganik olarak tanÎmlanabilecek bir özellik söz konusu edilir. Bu görüÜe göre kültür, kendine özgü bir yapÎ içinde örneÚin Îrksal, psikolojik ya da organik örüntülere indirgenemez. Bireysel organizmanÎn üzerinde organiküstü ve bireyleri aÜarak onlarÎ kontrol eden bir düzeyde belirir (a.g.e. s. 84-85). Böylece bizim süperorganik olarak nitelediÚimiz bu yapÍnÎn özelliklerine bakmak gerekirse; “DoÚrudan görülebilir, ve böylece doÚrudan gözlemlenebilir bir Üey deÚil, insanlar arasÎndaki görülebilir iliÜkilerin ötesinde var olan ve iÜleviyle 1 ZÎmnen: Üstü kapalÎ bir biçimde, dolaylÎ olarak. (RM)

EKÝM 2012 • 37

sistemin temel mantÎÚÎnÎ oluÜturan bir gerçeklik düzlemi”dir (a.g.e. s. 226). Günümüzde biliÜsel antropoloji bu gerçeklik düzleminin her kültür tarafÎndan kendine özgü biçimlerde düzenlendiÚini varsayar. ÇaÚdaÜ tüketimin kültüründen örnek vermek gerekirse meta iliÜkileri de aslÎnda kültürün bu tanÎmÎna yaslanarak kendilerini gizemsel bir biçimde gösterirler yani aslÎnda gösterirken kiÜinin kullanÎmÎna bÎrakÎlmÎÜ bir alanÎn üstü örtülerek metadaki yabancÎlaÜma unsuru gizemlileÜtirilmiÜ iliÜkilere havale edilmektedir. Öte yandan gerçekte biliÜsel sistemde kültür; “…toplumun üyelerinin zihinlerindeki idealleÜmiÜ biliÜsel sistemdir, yani bilgi, inanç ve deÚerler sistemidir.” (a.g.e. s. 240). Bu durumda modern çaÚda duyu-üstü çaÚrÎÜÎmlÎ bir maddileÜme sonunda var olan kültürel gerçeklik diline kanalize edilmekte ancak bu dünyanÎn nesnelerini de özel bir tür simgesel düzeyde algÎlamakta,

buna da kÎsaca “meta-fetiÜizmi” ve ÜeyleÜme adÎ verilmektedir. ÇaÚdaÜ kültürün ÜeyleÜmesi sürecinde varlÎÚÎn ve bilincin farklÎ türleri arasÎndaki tüm etkin iliÜkilerin aracÎlandÎrÎlmasÎ ya da dolayÎmlanmasÎ söz konusudur. Bu anlamda dolayÎmlamayÎ, nesne ile ilgili dÎÜsal bir dönüÜüm sorunu deÚil ancak insan algÎsÎnda belirli bir konum kazanan nesnenin, artÎk kendisine içkin bir süreç içinde deÚerlendirilmesi olarak görmek mümkündür. Bu noktada insanÎn nesneyi algÎlamasÎ ile ortaya çÎkan imgelemin, kendisini anlamlar ve göstergeler sayesinde ifade eden ve önceden belirlenemez bir biçimde belirleyici olan bir düzeyde; gerçeklik ile düÜünce arasÎnda, kendisine ve tahayyüle dayalÎ iliÜki içinde olan bir unsur olarak ortaya çÎktÎÚÎ düÜünülebilir. Gerçekte ise insan düÜünme ve simgesel tasarÎmlama yeteneÚi sayesinde doÚadaki ya da çevresindeki herhangi bir cisme bile

38 • RUH ve MADDE

bir anlam yükleyerek, onu kültürünün bir parçasÎ haline getirebilir. Tabi burada söz konusu edilen salt kendi içinde birey deÚil, “toplumsal özne”dir ve de nesne de kendi baÜÎna bir gerçeklik deÚildir; tam tersine kültürün formlarÎna ve KantçÎ anlamÎyla onu insanÎn bilme tarzÎna tabidir. ÖrneÚin bu anlamda “aslÎnda kaÜÎk yoktur” önermesini düÜünelim; bu kültürel nesnenin iÜlev ve de anlamlarÎ açÎsÎndan kültürel ve tarihsel bir arka planÎ vardÎr, belirli toplumsal kodlara ve mutabakata tabi olarak üretim ve kullanÎma uyarlÎdÎr, ayrÎca bunlarÎn kanalize ettiÚi Üekilde bir “bilme tarzΔna tabidir ve bunlardan soyutlandÎÚÎ zaman ise; aslÎnda kaÜÎk yoktur. D’Andrade’nin de belirttiÚi gibi: “Bir Üey -okul sÎrasÎ gibi fiziksel bir Üey, ya da bir kuram gibi çok daha soyut bir Üey- kültürün bir ürünüdür derken, kültürel havuzun bir Üeyin ne olduÚunu tarif eden, nasÎl inÜa edileceÚini anlatan, nasÎl kullanÎlacaÚÎnÎ gösteren bilgiyi içerdiÚini kastediyorum. Kültür olmadan bunlara sahip olamazdÎk veya kullanamazdÎk.” (a.g.e. s. 260: D’Andrade’den aktaran Romney, Weller ve Batchelder, 1986, s.314) Ancak günümüzde “kültürel gerçeklik” denilen olgu basit bir mesele olmanÎn ötesindedir çünkü kimi yaklaÜÎmlara göre bir hipergerçeklik içindeyiz. Gündelik yaÜamÎn gerçekliÚini tanÎmlayan aynÎ gereklilikler, bugün sanal ya da virtüel gerçekliÚin de alanÎna girmektedir. Temelde medya yoluyla baÜka Üeylerin yerine geçen ya da onlarÎn yerine ikame edilen imajlar ve ayrÎca bir gerçekliÚin yokluÚunu

perdeleyen ya da deÚiÜtirip yansÎtan simülasyonlar (benzetimler) tarafÎndan oluÜturulan sanal gerçeklikler, içinde bulunduÚumuz dönemde sanki gündelik hayat gerçekliÚi ile rekabet etmektedir. Bu durum hipergerçeklik adÎ verilen kavrayÎÜÎ da ortaya koymaktadÎr. Bu baÚlamda modern anlamda kültürel meta olarak fantezinin yalnÎz olumlayÎcÎ (ya da konformist) bir iÜlev görmesi ve dolayÎsÎyla “gerçekliÚi pasif bir Üekilde, zevk alarak ve doÚrudan bunun rüya biçimi içinde tüketilebilecek bir nesneye” dönüÜtürmesi baÚlamÎnda sunulmasÎ da ayrÎ bir tartÎÜma konusudur (Buck-Morss, 2010, s. 164165).

Modern Kültürde Anlam Yitimi

K

ÜLTÜRÜN yukarÎdaki otantik ve özgün boyutlarÎnÎn ötesinde analiz edilmesi gereken diÚer yüzü ise günümüzdeki modern kültür kavrayÎÜÎdÎr. Modern kültürün ise bir kitle toplumu kavrayÎÜÎ içerisinde eÚitimin yanÎ sÎra özellikle medya vasÎtasÎyla yayÎlan ve günümüze hiper gerçeklik ve tüketim ideolojisi yoluyla ulaÜan çaÚdaÜ anlamda kritik boyutlarÎ bulunmaktadÎr. MedyanÎn (post) modern dünyanÎn yaratÎcÎsÎ olarak kendine biçilen rolü bizzat insanÎ kendi doÚal durumundan uzaklaÜtÎran farklÎ bir dil oluÜturmasÎ bakÎmÎndan da açÎklamak mümkündür. Bu anlamda medya sosyal gerçekliÚin içine nüfuz ederek bir tür söylemsel kapanma oluÜturabilmektedir. Gündelik yaÜamÎn gerçekliÚine öykünerek bir hiper-gerçeklik olarak onun ötesine geçmesi, medyanÎn

EKÝM 2012 • 39

aslÎnda yaygÎnca kabul görmüÜ Üekliyle bir iletiÜim çaÚÎnÎ deÚil ancak insanlar arasÎnda hakiki bir iletiÜim olanaÚÎnÎ perdeleyen yönüyle de algÎlanmasÎnÎ gerektirmektedir. Çünkü medyanÎn gerçekliÚi karÜÎsÎnda olaÚan gerçeklik ve yüksek kültür geri planda kalmaktadÎr. AslÎnda modern dünyanÎn ve modernizmin birkaç yüzyÎllÎk serüveni içinden günümüze zirve realite olarak ortaya çÎkarÎlmasÎ bizzat medyanÎn iÜlerliÚi ile saÚlanmaya çalÎÜÎlan bir farklÎ kültür tasarÎmÎdÎr. 19. yy.În son dönemleri itibariyle, örneÚin BatÎ kökenli geç Viktorya ÇaÚÎ deÚerleriyle mekanik biçimde canlandÎrÎlan kent hayatÎ, modernizm içerisinde iÜ ve sanayinin kitle düzeyinde aktif geliÜimi yanÎ sÎra pozitivist bilim ve onun evrensel sistemi fethetmesi ve bunun sonucu oluÜan deneysel ve teknolojik zaferlerle 20. yy.a ve içinde bulunduÚumuz döneme dek uzanan modernizmin geliÜimi nihilistik yeni bir süreci de gündeme getirmiÜtir. BatÎ’nÎn yeni orta sÎnÎf rejimlerinin basÎnÎnÎn ve diÚer kitle medyasÎnÎn geliÜimi; örneÚin edebiyatÎn yayÎlmasÎ ve kitle kültürünün yükselmesi, bununla koÜut olarak tüketim yönelimli bir uygarlÎk süreciyle kitlesel olarak üretilen yeni metalara dönük telaÜlÎ ve bürokratik etkinlikle nihilistik deÚer yitimi aynÎ çaÚÎ paylaÜÎr. Jameson, tam olarak insansÎzlaÜtÎrÎlma meyli gösteren bu ortamda, bir insan emeÚi ürünü olan üretim ve dönüÜüm süreci içerisinde hayatÎn giderek anlamsÎz hale geliÜi ya da böyle bir algÎnÎn ortaya çÎkÎÜÎnÎ yorumlamaktadÎr. Buradaki varoluÜsal umutsuzluk ilk kez insansÎz ya da insana karÜÎ olarak algÎlanan bir doÚanÎn tasfiyesi, dolaylÎ olarak insan

hayatÎnÎ tehdit eden bir çok unsurun gerilemesi ve dÎÜsal evren üzerinde sÎnÎrsÎz bir denetim beklentisi gibi süreçlerle paralel olarak ortaya çÎkan anlam ve deÚer yitimi olarak nihilizm probleminin kapsamlÎ bir biçimde düÜünülmesi gerektiÚini belirtiyor (Jameson, 2011, s. 220). Böyle bir dönemde çevremizi saran kültüre ait tüketim nesnelerinin karÜÎlÎÚÎ olan meta adlÎ olgu da bir bakÎma insan dünyasÎndaki bu iki zÎt çaÚdaÜ geliÜmenin birleÜtiÚi, toplumsal hayatÎn kayÎp birliÚini kendi bünyesinde cisimleÜtiren bir töz görünümünde bir simgesellik taÜÎmaktadÎr. Ancak kuÜkusuz yanÎltÎcÎ bir birleÜimdir ve kültürün otantik doÚasÎ ile bu tür ÜeyleÜmeyi birbirinden ayÎrt etmek gereklidir. Modern toplumda ÜeyleÜmenin bir betimlemesini yapan Kolakowski, bu sürece maruz kalan bir toplumdaki sosyo-kültürel insani iliÜkilerin açÎklamasÎnÎ Üöyle yapar: “Tüm insan ürünlerinin ve bireylerin nicel bakÎmdan birbiriyle karÜÎlaÜtÎrÎlabilir mallara/eÜyalara dönüÜtürülmesi; insanlar arasÎndaki nitel baÚlantÎlarÎn yok olmasÎ; özel yaÜam ile kamu yaÜamÎ arasÎndaki mesafe; kiÜisel sorumluluÚun kaybÎ ve insanlarÎn, rasyonelleÜtirilmiÜ bir sistemin onlara yüklediÚi görevleri yerine getiren kimselere indirgenmesi; bütün bunlar sonucunda kiÜiliÚin uÚradÎÚÎ deformasyon, insani temaslarÎn yoksullaÜmasÎ, dayanÎÜmanÎn kaybolmasÎ, genel bir kabul gören sanat eseri ölçütlerinin yokluÚu, evrensel yaratÎcÎ ilke olarak 'deney'; farklÎ yaÜam alanlarÎnÎn birbirinden ayrÎlmasÎ, özellikle de tüm diÚerlerinden baÚÎmsÎz bir unsur

40 • RUH ve MADDE

olarak düÜünülen üretim süreçlerinin kurduÚu tahakküm sonucu sahici kültürün kaybedilmesi…” (Bewes, 2008, s.15: Kolakowski, 1978, s. 334-335). Burada spesifik olarak ÜeyleÜmenin doÚurduÚu nihilizm meselesinden giriÜ yaparak mercek altÎna almak istediÚimiz nosyon sosyokültürel açÎdan yeni bir medya potansiyelinde geliÜen ve kendine has felsefi özellikleri bulunan gerçekliÚin virtüel (sanal) boyutlarÎ ve bunun iletiÜimsel açÎlÎmlarÎdÎr. GerçekliÚin virtüel boyutlarÎ kapsamÎnda düÜünülen unsurlar aynÎ zamanda bir kÎsÎm metafizik göndermeler içermektedir. Siberuzay baÚlamÎnda tanÎmlanan virtüel (sanal) teknolojiler, BatÎ’nÎn geleceÚe yönelik projeksiyonlarÎnda somut gerçekliÚe gidimli olarak soyut bir metafizik çerçeve içerisinden geliÜtirilmekte ve hatta tüm bir metafizik dünya görüÜüyle koÜut ve baÚlantÎlÎ olarak da tanÎmlanabilmektedir. Bu tür oluÜumlarÎn tipik betimlemeleri Johnny Mnemonic, Matrix Üçlemesi, eXistenZ, Tron ve benzeri büyük Hollywood prodüksiyonlarÎnda gerçekleÜtirilmiÜtir. Buradaki can alÎcÎ yön belirli bir nihilistik zemin üzerinde bu tür bir düÜünsel ve uygulamalÎ sisteme toplumlarÎn ve fertlerin koÜullanmasÎ ve bu yönde

motive edilerek insanÎn yeniden tanÎmlanmasÎ ayrÎca küresel düzeyde bir hedef olarak tespit edilerek “ideal” düzeye yükseltilmesidir. Bu yöndeki geliÜmeyi bir yandan geleneksel olan her türlü anlayÎÜa yönelik bir nihilizm geliÜtirilirken öte yandan açmaza düÜen bireye modern ya da postmodern bir köprüden özellikle moral kültürlerin yerine geçirilen sosyolojik bir ikame olarak pozitivistik bilimsel ve teknoloji merkezli bir dünya tasarÎmÎnÎn iletiÜim yordamlarÎnda dayatÎlmasÎdÎr. Dünyaya ve insana yönelik aporiler (açmazlar) kullanÎlarak kapitalist dünya düzenin yarattÎÚÎ nihilizme alternatif olarak bir postmodern teknoloji metafiziÚi ortaya çÎkmÎÜtÎr. Teknolojik ürünlerin tüketim nesneleri kimliÚi içerisinde de bir bakÎma araçsal teknolojik yordam bitap düÜen bireyin koltuk altÎna sÎkÎÜtÎrÎlmaktadÎr. Belirtilmesi gereken girizgahlardan biri konuya yönelik düÜünce-olmayan (unthought) unsurlar ve Lacanyen “obje petit a” boÜluÚudur. “Objet a” içersinde arzu nesnelerinin cisimleÜtiÚi bir dürtü çerçevesi olarak da tanÎmlanabilir.2 AslÎnda * Jacques Lacan psikolojsisnde insanÎn ana rahmindeki bütünlüÚü gibi unsurlarÎ anlatan özel bir terim olarak “gerçek” kavramÎ kullanÎlÎr. Bu arayÎÜÎ içinde aslÎnda insan dÎÜ dünyanÎn gerçekliÚinde var olmayan bir nesne arayÎÜÎ içine girer. Bu nesne gerçekte var olmasa da onu ikame eden nesneler her zaman mevcuttur. Bu Lacan’da “objet petit a” (küçük

EKÝM 2012 • 41

birey psikolojisi ile ilgili görünen bu olgunun toplumsal boyutlarÎ bulunmaktadÎr. Böylece kitle içerisinde belirli stereotip maddi referans çerçeveleri oluÜmaktadÎr. Burada ideal kültürel kanaldan ayrÎ olarak maddi dil kullanÎmÎ örneÚini ele alalÎm. KiÜiler arasÎ ve iletiÜimin en temel aracÎ olan dil genellikle yetkin bir uygunlukla kullanÎlmayan bir niteliktedir, insanÎn kendi organizmasÎ üzerinde tam bir hakimiyeti yoktur; keza içgüdüleri, duygularÎ ve düÜünceler konusunda da aynÎ Üey geçerli iken bu unsurlarÎn bilimsel pozitivizm açÎsÎndan fikir ve eylemin üzerinde geliÜtiÚi temeller olarak ele alÎnmasÎ yanÎltÎcÎ sonuçlar doÚurabilmektedir. KÎsacasÎ çaÚdaÜ dünyanÎn insan hakkÎnda kimi ön-varsayÎmlarÎ bulunmaktadÎr. Oysa örneÚin ancak bilinçdÎÜÎ düzeyde üzerimizdeki kÎyafetlerin biz olmadÎÚÎ, içinde yaÜanÎlan kültürel örüntülerin insanÎn kendisinden farklÎ olduÚu ya da kullanÎlan iletiÜim teknolojilerinin insanÎn içindeki derin iletiÜim ihtiyacÎnÎ tam olarak karÜÎlamadÎÚÎ algÎlanmaktadÎr ancak buna iliÜkin bilgi evrensel düzeyde son derece zayÎf düÜmüÜtür. Öyle ki neredeyse “düÜünce-olmayan” (Ýng: unthought) bir boyutta askÎda kalmÎÜtÎr böylece maddi dünyada stereotip olarak insanlara gelir ve statülerine göre davranan, dÎÜ görünüÜü fetiÜleÜtirerek temel bir ifade haline getiren, kültürü ÜeyleÜtirerek maddeselleÜtiren bir kültürel kanalda ve gerçek iletiÜimi öteki objesi) olarak tanÎmlanÎr.” Objet a” kayÎp nesnenin kendisi gibi tanÎmlanabilmesinin yanÎ sÎra “arzu nesnesi”nden farklÎ bir Üekilde “dürtü nesnesi” olarak da tanÎmlanmaktadÎr. Buna göre dürtü nesnesi yine bildiÚimiz anlamda bir nesne olmaktan çok içerisinde arzu nesnesinin sÎnÎrÎnÎ çizen bir çerçeve olarak da tasvir edilebilmektedir.

saÚladÎÚÎ varsayÎlan iletiÜim araçlarÎnÎ kullanmaktayÎz ancak tüm bunlarÎn içerisindeki boÜluk insanÎn olmasÎ gereken ve fakat olasÎlÎkla varolmadÎÚÎ yerdir. ÝÜte bu virtüel (sanal) boÜluk, namevcut insanÎn yeridir. Nitekim virtüel teknolojilerin ve diÚer medyanÎn temsil ettiÚi fenomenal dünya sanaldÎr. PeÜinden gidilen hayali dünya veya gerçek hayaletin algÎsÎ, aslÎnda kaynaÚÎ belirli imgesel bir takÎm vizyonlarla koÜullanmaktadÎr ancak mistifikasyon yoluyla kaynak ve zemin belirsizleÜtirilmekte ve sanal bir boÜluÚa atÎf yapÎlmaktadÎr. AslÎnda yukarÎda deÚinilen bu objet a boÜluÚu içinde nesnenin temsil edildiÚi bir çerçeve saÚlayan boÜluktur. Bu boÜluk postmodern öznenin virtüel olarak sarÎldÎÚÎ (Ýng: Immersion) yerdir. Ancak kritik olan, tanÎmsÎz izlenimi veren bu yerden olasÎlÎkla çok belirli ve bildiÚimiz dünyadan özünde farklÎ olmayan bir dünya vizyonuna çÎkÎlmaksÎ durumudur. Burada sosyolojik dilde bir mistifikasyon (gizemlileÜtirme) süreci iÜlemektedir. Bu kitle toplumuna iliÜkin genel bir mekanizmadÎr baÜka deyiÜle herkese hitap eden genel imge ve düÜünceler, kiÜilere göre onlarÎn yerine geçen özel bir ifade tarzÎna bürünmektedir. Böylece aslÎnda çok genel belirli bir hedef kitleye göre ayarlanan bir müzik parçasÎ, film ya da reklam doÚrudan bireye ve onun özel dünyasÎna hitap eder hale izlenimi vermekte ancak aslÎnda küresel düzeyde çok genel bir kitle psikolojisi yayÎlmaktadÎr. Bütün bunlar çaÚdaÜ insan açÎsÎndan kendine ve dÎÜ dünyaya yönelik bir “yanlÎÜtanÎma” sürecini doÚurmaktadÎr.

(Devam Edecek)

42 • RUH ve MADDE

Yeni Bir YaÜam Alpaslan CebbaroÚlu

R

UHÇULUK bütün maddi alemi ruh

enerjisinin form halinde ve iÜler vaziyette tuttuÚunu kabul eder. YaÜam çeÜitleri de ruh enerjisinin eseridir. Maddesel evrendeki boyutlarda o boyutun yasalarÎna uygun yaÜam ve varoluÜ formlarÎ vardÎr. Maddesel evrim vardÎr ve bu evrimin görünmeyen yöneticisi ruhsal planlar ve varlÎklardÎr. Maddesel evrimle ilgili çözülmemiÜ sorular ve giderilememiÜ çeliÜkilerin bulunduÚu noktalarÎn perde gerisinde ve çözülmüÜ her Üeyin gerisinde ruhsal organizasyonlar vardÎr. Maddenin form ve varlÎk halinde bulunmasÎ ruhsal planlar tarafÎndan organize edilmekte ve ruh ve madde iliÜkisi böylece devam etmektedir. Maddenin var olmasÎ, hayattar olmasÎ ruha ihtiyaç duyar. Madde evrimi için sürekli deÚiÜmek zorundadÎr. Bütün deÚiÜimler, ileri veya geri de gözükse nihai bir evrimsel sÎçramaya hazÎrlÎk niteliÚi taÜÎr. Maddenin deÚiÜimi de var olan maddesel yapÎlarÎn ve organizasyonlarÎn sürekli

EKÝM 2012 • 43

yenilenmesini, kendini deÚiÜtirmesini veya ortadan kalkarak yeni yapÎ ve organizasyonlarÎn yer almasÎnÎ gerektirir. Her maddesel sistem kendini var eden bir bilgi ile ayakta durur. ÝnsanlÎÚÎn kurduÚu bütün sistemler bir bilgi ve öÚretiye göre kurulmuÜtur. Maddesel sistemlerdeki deÚiÜimler bu bilgi ve öÚretilerde de bir deÚiÜim, yenilenme ya da yerine yenisinin gelmesi anlamÎna gelir. Maddesel yapÎ ve sistemler ve bunlarÎn kaynaÚÎ bilgi ve öÚretiler, belli bir titreÜim skalasÎnÎn kapsamÎ kadar bir kapsama sahiptir. Realite anlayÎÜÎ da buna paralel bir anlayÎÜtÎr. Maddesel sistemin evrimsel sürecinde deÚiÜimler, maddesel sistemin boyut imkanlarÎ içinde belli bir yere kadar deÚiÜim ve geliÜim saÚlar. Bu boyut sÎnÎr ve imkanlarÎ tamamen kullanÎldÎÚÎnda, evrimsel sÎçrama ihtiyacÎ doÚar. Evrimsel sÎçrama maddenin yaÜamÎmÎzÎ sürdürdüÚümüz frekansÎnÎn baÜka bir oktava geçmesi anlamÎna gelir. Belli bir oktavda deneyimlerini yapan Üuur, frekansÎn deÚiÜimi ve evrimsel sÎçrama ile üst bir boyutun frekansÎnda deneyimlerine devam eder. Bu durum, maddesel sistemin, organizasyon yapÎsÎnÎn, o boyuttaki realite anlayÎÜÎnÎn da tamamen deÚiÜmesi anlamÎna gelir. Evrimsel sÎçrama sÎnÎrÎnda bulunulmasÎ durumunun belirtileri vardÎr. Var olan sistemlerin, bilgi ve öÚretilerin, kendilerini ayakta tutan bilgi ve enerjinin yetersiz hale gelmesi nedeni ile dejenere olmasÎ en önemli belirtilerdendir. Dogmatizm, yetersizliÚin ve dejenerasyonun hem sebebi hem de belirtisidir.

Bütün dünya olaylarÎnÎ incelediÚimizde arkasÎnda bir enerji krizini görürüz. Var olan enerji kaynaklarÎ yetmemekte, bir müddet sonra biteceÚi izlenimini vermektedir. Bu bile bir evrimsel sÎçrama ihtiyacÎnÎ göstermektedir. Kadim gelenekler dört büyük unsurdan söz eder: ateÜ, su, hava, toprak. AteÜ unsuruna (baÜka bir açÎdan enerjiye) her zaman ihtiyacÎmÎz olmuÜtur. AteÜ unsuru kendini bize artÎk var olan araçlarla ifade etmek istemiyor. AteÜ kendini, petrol ile, kömür ile vs ifade etmek istemiyor. Daha ileri gidelim, ateÜ kendini mekanik yollarla elde etmeye çalÎÜtÎÚÎmÎz güneÜ enerjisi ile de ifade etmek istemiyor. AteÜ unsuru, daha sonsuz olanaklarla ve daha süptil yöntemlerle kendini bize ifade etmek istiyor. Nicola Tesla bunun ipuçlarÎnÎ yakalamÎÜtÎ. AteÜ unsuru yeni dönemde sonsuz ve sÎnÎrsÎz ve herkesin ulaÜÎp kullanabileceÚi enerji kaynaÚÎnÎ iÜaret ediyor. Ufo teknolojisi buna verebileceÚimiz bir örnektir. Bilim ve madde anlayÎÜÎmÎzda esneme, geniÜleme ve yükselme gerekiyor. Bu ise anlayÎÜlarÎmÎzda, realitemizde yaÜayacaÚÎmÎz uyanÎÜÎ gerektiriyor. Çünkü mevcut halimizle buna biz engel oluyoruz. Bu dejenerasyon, bilgi ve öÚretilerde, maddi yapÎ ve organizasyonlarda olduÚu gibi, bireysel yaÜamlarda da kendini gösterir. Yetersiz kalan sistemler dejenerasyon yolu ile tasfiye olmaktadÎr. Çünkü yeni boyut frekansÎna uyumlanma sürecinde bÎrakÎlmalarÎ gerekmektedir. Evrimsel sÎçrama, her yönüyle deÚiÜim ve tam anlamÎyla bir realite deÚiÜimi ile sÎçramasÎ anlamÎna gelir. KÎyamet kavramÎ konumuz açÎsÎndan

44 • RUH ve MADDE

iÜte bu evrimsel sÎçramayÎ ifade eder. Günümüz dünyasÎ tam da böyle bir eÜiÚe gelmiÜ bulunmaktadÎr. Bu dönemde duygusal, zihinsel seviyelerin ötesine yükselinecektir. Çünkü bu seviyelerdeki bütün deneyimlerimizi yaÜamlar boyu yaÜadÎk. Burada sezgisel yanÎmÎz bu köprüyü geçiÜte en önemli rehberimizdir. Ýçses ya da kalp sesi de diyebiliriz. Sonraki deneyimimiz, yeni bir Üuur, idrak ve anlayÎÜ seviyesidir. Sonraki süreç insanlÎÚÎn kelebek kanatlarÎnÎ, ya da kuÜ kanatlarÎnÎ açarak uçmasÎ ya da yükselmesidir. Bu ise bütün ruhsal idrakin ve bütün harikavi psiÜik yeteneklerin herkes tarafÎndan realite olarak yaÜanmasÎ ve deneyimlenmesi anlamÎna gelir. ÝletiÜim telepati ile, ulaÜÎm teleportasyon ile (yani bedenini baÜka bir yere nakledebilme, ÎÜÎnlayabilme) yapÎlabilecektir. HastalÎk istisnaen var olsa bile, kolayca kendi kendimize ÜifalandÎrabileceÚimiz Üeyler olacaktÎr. Ûimdiki süreçte yaÜadÎklarÎmÎz, yaÜamlar boyunca var ettiÚimiz, anlayÎÜ, deÚer, kalÎplar ve tortularÎn yüzeye çÎkarÎlarak, yeniden gözden geçirilmesini ve

yeni bir titreÜim seviyesinde yerlerine oturtulmasÎnÎ saÚlamaya yöneliktir. Çünkü bizler yaratÎcÎlarÎz, her an yaratÎrÎz. YarattÎklarÎmÎz, deneyimlerimiz ve kaderlerimiz olur. YaÜadÎÚÎmÎz süreç, Hint öÚretilerindeki ifadesiyle bu samskara çarkÎndan çÎkmamÎza hizmet etmek içindir. Bunun için hayatÎmÎzdaki her olayÎ yaÜÎyoruz. Ancak, kendimizde ve iç alemimizde yapacaÚÎmÎz çalÎÜmalarla bu çarkÎn içinde olmamÎza yol açan ihtiyaç sistemimizi deÚiÜtirebilir; yaratÎcÎ potansiyelimizi yeni bir bilinçle, yeni bir oktavda yeniden çalÎÜtÎrabiliriz. Büyük kozmik sisteme, yeni boyut ve realiteye içimizi açarak, kendimizi bilerek dahil olabiliriz. Ruhsal PlanÎmÎz, yüksek benliÚimiz, rehberimiz, adÎna ne dersek, içimizden geçen yolla varacaÚÎmÎz Üuur seviyeleridir. Evrimsel sÎçrama içimizden yapacaÚÎmÎz bir sÎçramadÎr. Ancak iç ve dÎÜÎ da bir hale getirmeliyiz. Bu ise kendimizde yapacaÚÎmÎz çalÎÜmalarla elimizdedir. Birlik ve sevgi ruhu üzerimizden eksik olmasÎn. r

Salvador Dali (1943)

EKÝM 2012 • 45

AÜaÚÍdaki alÍntÍ, yazarÍn The Forgotten Language of Children (ÇocuklarÍn Unutulan Dili) adlÍ kitabÍnÍn bir bölümünün özetidir. Kitapta Gurdjieff VakfÍnÍn New York’taki programÍnÍn bir parçasÍ olarak çocuklarla yapÍlan çalÍÜma anlatÍlmaktadÍr.

Y

Çocuklar ve Zorlu Görev Lillian Firestone

EN‹ bir Üeyle karÜÎlaÜÎldÎÚÎnda, alÎÜÎlagelmiÜ

bir reaksiyon sergilenir: “Bunu yapamam.” SergilediÚimiz bu tutum, baÜarÎsÎz olmaktan, aptal ya da yetersizmiÜ gibi görünmekten duyduÚumuz korkuyu yansÎtÎr. BaÜarÎsÎzlÎk riskinden kurtulmanÎn tek yolu, yeni Üeyler denememektir. Hem yetiÜkinler hem de çocuklar, kendi kafamÎzda oluÜturduÚumuz ve kendimize empoze ettiÚimiz bu sÎnÎrlarÎ birlikte aÜÎp bilinenin verdiÚi güveni terk ettik. Geleneksel olarak hatalarÎn kötü olduÚu düÜünülür ama bizim çalÎÜmamÎzda hatalar geliÜimin nötr bileÜeniydi. Çocuklara bunu aÜmalarÎ için cesaret vermeye çalÎÜmanÎn, aynÎ izni kendime vermekten daha kolay olduÚunu gördüm. BaÜarÎsÎz görünmeye gösterdiÚimiz direnç, çocuklar kadar bizim içimizde de kuvvetliydi ve çocuklarÎn bundan kurtulmalarÎna yardÎmcÎ olabilmemiz için öncelikle bunu kendimizde görmemiz gerekiyordu. Önemli olan, zorlu görevin nasÎl hazÎrlandÎÚÎydÎ. Bu hayat, yaratÎcÎlÎk ve ilgiyi gerektiriyordu. YetiÜkinlerin de bunu denemesi ve buna katlanmasÎ gerekiyordu. Bu hepimize aslÎnda neden ibaret olduÚumuzu görme fÎrsatÎ sunuyordu. Kendi iç çabalarÎmÎzÎn en önemli Üey olduÚunu hatÎrlamanÎn kesinlikle gerekli olduÚunu görmüÜtük. Elbette ki çocuklarla birlikte ve çocuklar için çalÎÜÎyorduk ama bunun da kendi üzerimizde çalÎÜmaya dayanmasÎ gerekiyordu. Bir etkinlik oluÜturmak, zorlu bir görev hazÎrlamak ve o an için orada olmak; planlamamÎz bu üç bileÜeni bir araya getirmeliydi. Çocuklarla çalÎÜarak geçirdiÚimiz her saat, yetiÜkinler olarak içimizden en az birinin ve bazen de tüm ekibin bir saatlik hazÎrlÎk

46 • RUH ve MADDE

yapmasÎnÎ gerektiriyordu. Bir projenin baÜarÎsÎ, neredeyse bütünüyle yetiÜkin ekibin önceden ne kadar çaba sarf etmeye istekli olduÚuna baÚlÎydÎ. Zaman, çocuklar için doÚal olarak farklÎydÎ. YetiÜkinler geleceÚe inanÎr ve ona içten içe güvenir. Çocuklar için gelecek öylesine soyuttur ki neredeyse gelecek diye bir Üey yoktur. Onlar Üimdide yaÜarlar. Ýster bir hafta sonra, ister aynÎ günün ilerleyen saatlerinde gelecekteki bir Ü S T B A ä L Iolsun, K proje hakkÎnda konuÜmak, küçük çocuklarÎn hiç ilgisini çekmiyordu. Bir Üey önerilir önerilmez, onu sanki anÎnda gerçekleÜiyormuÜ gibi algÎlÎyorlardÎ. Ekip bir etkinliÚi hayata yazar geçirmeye hazÎr deÚilse ya da çok teorik olarak konuÜuyorsa, çocuklarÎn ilgisi kayboluyordu. DinliyormuÜ 1. Bölüm gibi yapÎyorlardÎ ama aslÎnda kendi düÜüncelerine ve rüyalarÎna dalÎp gidiyorlardÎ. Ya bir arkadaÜlarÎna dönüp konuÜuyorlardÎ ya da o anda ellerinin altÎndaki herhangi bir Üeyle boÜ boÜ oynuyorlardÎ. Yemek sÎrasÎnda, lastik bir bant ve çataldan sapan yapÎp bezelyeler ya da baÜka küçük Üeyler fÎrlatabiliyorlardÎ. Bu dolaysÎzlÎk hissi, sürekli aktif ve uyanÎk halde kalmamÎzÎ gerektirerek bize yardÎmcÎ oluyordu. ÇocuklarÎn hÎzla deÚiÜen ilgi düzeylerinde bir tek sabit Üey vardÎ: dikkatimiz çocuklarÎ bize baÚlÎyordu. ÇocuklarÎn enerjisi kolayca kazanÎlÎp kolayca kaybedilebiliyordu ama olaÚandÎÜÎ bir biçimde canlÎydÎ ve tempolarÎ bizimkinden çok daha yüksekti. Bizim için kelimeler sakinleÜtiricidir. Bir Üey hakkÎnda konuÜmak, sanki onu gerçekten yapÎyormuÜ gibi bize iyi bir his verir. Ama çocuklar için böyle deÚildir. Çocuklardan çalÎÜmaya baÜlamalarÎnÎ

Baål›k

isterseniz ama proje bir türlü baÜlamazsa hiç ÜansÎnÎz yoktur. Ekip gerekli araçlar ya da materyalleri toplamaya çalÎÜÎrken çocuklar ortalÎktan kayboluverir. YemeÚin bütün malzemeleri hazÎrsa, mutfakta birlikte yemek piÜirmeye baÜlamak kolay oluyordu. Bunun için her Üeyin önceden planlanmasÎ ve satÎn alÎnmasÎ ÜarttÎ. Ama baÜka bazÎ projeler için gerekli araçlar bazen on dönümlük arazide daÚÎnÎk halde olabiliyordu; örneÚin merdivenler arazinin bir ucunda, boya araç gereçleri öbür ucunda oluyordu. Boya yapacaksak, herkes için yeterince zÎmpara ve Îspatula tedarik etmemiz gerekiyordu. Üstelik biz önce zÎmpara ile düzeltme ve astar vurma ihtiyacÎnÎ açÎklarken, çocuklarÎn fÎrçalarÎnÎ boyaya batÎrmamasÎ için boya tenekelerinin açÎk olmamasÎ gerekiyordu. Tüm bunlarÎ öngörürseniz, yedi yaÜÎndaki çocuklar bile yetiÜkinler gibi dikkatli ve verimli bir biçimde boya yapabilir ve daha kÎsa zaman dilimleri için olsa bile büyük bir tatmin hissi yaÜayabilir. En iyi düÜüncelerimi, hislerimi ya da enerjimi daha sonrasÎ için ya da daha faydalÎ veya kÎymetli olacaÚÎnÎ düÜündüÚüm bir zaman için ayÎrmamÎn hiçbir faydasÎ yoktur; tÎpkÎ en iyi kÎyafetlerimi, iyi porselen, kristal veya gümüÜ takÎmlarÎmÎ saklamamÎn hiçbir faydasÎnÎn olmayacaÚÎ gibi. Bu en iyi Üeylerimizi kullanmazsak, onlarÎn kullanÎldÎÚÎnÎ hiç görmeyen ve kendileri de kullanmayacak olan mirasçÎlarÎmÎza bÎrakÎrÎz ve varoluÜ bu tür bir saklama, bir duygusal cimrilik sonucunda aldatÎlÎr. KÎymetli Üeyleri özel günler için ayÎrma fikrinin elbette ki pratik bir faydasÎ vardÎr ama normal hayatÎn kiÜinin sahip olduÚu

EKÝM 2012 • 47

en iyi Üeyleri hak etmediÚi hissini destekler. Cömert olmak gereklidir. KarÜÎmda duran çocuk, benim en çok ilgimi gerektiren kiÜidir. O ve ben, içinde bulunduÚumuz anÎ birlikte paylaÜÎyoruz ve baÜka bir zaman yok. Ekip, çocuklarÎn kelimelerinin arkasÎndaki anlamÎ dinlemeyi öÚrenmeye baÜladÎ. Bu dinleme gerçekleÜebildiÚinde, çocuklara ve birbirimize ne söylediÚimizi ve kendi düÜüncelerimizi daha iyi duyabiliyorduk. Bazen konuÜurken kendi seslerimizin sesini duyabiliyorduk. Sonuçlar, içgörüler ve aydÎnlanma anlarÎ vardÎ ama bunlarÎn ortaya çÎkÎp çÎkmayacaÚÎnÎ veya ne zaman ortaya çÎkacaÚÎnÎ hiçbir zaman kestiremiyorduk. AhÜap bir bankta küçük bir kÎz veya erkek çocuÚun kÎpÎrdanÎp durduÚunu görmenin ötesinde, bazen onlarÎn içindeki kiÜinin ortaya çÎktÎÚÎnÎ görebiliyordum. OnlarÎn bu parçasÎ, anlamaya müsaitti ve birbirimizle basit ve doÚrudan bir biçimde konuÜmaya baÜlayabiliyorduk.

Madam de Salzmann bizi bu Üekilde çalÎÜmaya hazÎrlamak için bir dizi alÎÜtÎrma verdi. ÇocuklarÎ incelememizi ve kim olduklarÎnÎ görmemizi söyledi. Kendi çocuÚunuzu yargÎlamadan inceleyin, dedi. Daha objektif olma çabalarÎmÎz, otomatik olarak hoÜlandÎÚÎmÎz ve hoÜlanmadÎÚÎmÎz Üeylerin inatçÎlÎÚÎnÎ gözler önüne serdi. Objektiflik imkansÎz görünüyordu, bu nedenle alÎÜtÎrma daha ayrÎntÎlÎ olarak açÎklandÎ. Her ekip üyesi, bir çocuÚu seçip onda neyin en güçlü olduÚunu gözlemleyecekti; beden, hisler veya zihinden hangisi en az geliÜmiÜti, hangisi en hÎzlÎydÎ? Sonra farklÎ çocuklar seçtik ve gözlemlerimizi karÜÎlaÜtÎrdÎk. Her çocuk için kendi geliÜme düzeylerinde doÚru etkinliÚin tam olarak ne olduÚunu ve bu görevi tam olarak ne zaman vermemiz gerektiÚini belirlemeye çalÎÜtÎk. Çocuklara farklÎ görevleri nasÎl vereceÚimizi belirlemek, onlar hakkÎndaki anlayÎÜÎmÎzÎ artÎrÎyordu ve

48 • RUH ve MADDE

onlarÎn kapasitelerini en iyi Üekilde nasÎl geliÜtirebileceÚimizi görüyorduk. Bazen bir çocuÚu mücadelesini her zamanki temposundan bir an bile daha çok sürdürmesi için cesaretlendirmek bile baÜlÎ baÜÎna bir zaferdi. Madam raporlarÎmÎzÎ dinliyor ve bize baÜka bir yönü iÜaret ediyordu. “Bir çocuÚa bakarken, büyüdükleri zaman nasÎl olabileceklerini, kim olacaklarÎnÎ zihninizde canlandÎrÎn. OnlarÎ sanki Üimdiden yetiÜkinmiÜ gibi görmeye çalÎÜÎn. Sonra o kiÜiyle konuÜun. ÇocuÚun varlÍÚÍnÍ onaylayÍn.” BaÜka bir ekip üyesi, çocuklar için genellikle çok tehlikeli olduÚu düÜünülen eÚe, kalem keski ve bÎçaklar kullanarak ahÜap flütler yaptÎrdÎÚÎnÎ hatÎrlÎyor. ÇocuklarÎn yeteneÚine duyduÚu güven ve gösterdiÚi dikkat sayesinde, çocuklar araçlarÎ aÜama aÜama ustalÎkla kullanabilmiÜ ve güzel sesler çÎkaran çalgÎlar yapabilmiÜti. Daha sonra bu flütleri küçük bir müzik grubu olarak çalmÎÜlardÎ. AmacÎmÎz baÜyapÎtlar oluÜturmak deÚildi, çaba sarf etmekti. Gurdjieff, “TanrÍ’yla alay edilmez; hiçbir çaba boÜa harcanmaz,” demiÜti. Bir gece, ekip toplantÎlarÎmÎzdan birinde, ebeveynlerden biri Üöyle dedi: “Babam çok negatif ve kontrolcüydü. KorkarÎm, babamÎn davranÎÜÎnÎ tekrarlÎyorum. FarkÎna bile varmadan, oÚluma aynÎ Üeyleri yapÎyorum.” ÇocuklarÎna karÜÎ çok sert olduÚu aÜikardÎ. Peggy Flinsch ile birlikte ÇocuklarÎn ÇalÎÜmasÎ’nÎn liderliÚini üstlenen Jim Nott, “Zor bir babanÎz varmÎÜ,” diye onayladÎ. Jim, çocukluÚundan beri Gurdjieff’i tanÎyordu. “Ama Gurdjieff geçmiÜi tamir edebileceÚimizi söyler. Bugünü deÚiÜtirin, yarÎn da

farklÎ olacaktÎr ve hatta dün bile etkilenecektir.” Jim, çocukken neler hissettiÚimizi yeniden deneyimledikten sonra, çocuklarÎn ne hissettiÚini daha iyi anlayabileceÚimizi söyledi. Ekip yeni bir alÎÜtÎrma üzerinde çalÎÜmaya karar verdi: her sabah sessizce oturmak ve küçük olmanÎn, bir çocuk olmanÎn neye benzediÚini hatÎrlamak. Bizi öfkelendiren Üeyler neydi? Bize üzen Üeyler neydi? AlÎÜtÎrmalar, ekibe yeni materyal ve taze bir gündem sundu. ÇocuÚa sorular sorarak onun boÜ bakÎÜlarÎnÎn anlamÎnÎ çözmeye çalÎÜmak yerine, kendi çocukluÚumuzdan hislerimizi hatÎrlayabiliyorduk. Bu, bizi çocuklarÎn deneyimine içsel bir biçimde baÚlÎyordu. Gerçek iletiÜim anlarÎ mümkün hale geliyordu. BaÜka bir alÎÜtÎrmada, sabah erken saatte sessizce oturup bedenimizi gevÜetiyorduk ve birlikte çalÎÜtÎÚÎmÎz çocuklarÎn yüzlerini kÎsaca zihnimizde canlandÎrÎyorduk. Hepsi bu kadardÎ: sadece onlarÎ görüyorduk. Gurdjieff ÇalÎÜmasÎ’ndaki bazÎ okul öÚretmenleri sÎnÎflarÎ için hazÎrlÎk yaparken bu alÎÜtÎrmayÎ kullandÎklarÎnda öÚrencilerin daha ilgili hale geldiÚini; dinlemeye istekli ve öÚrenmeye hazÎr olduÚunu söylüyordu. Çocuklar, Jim’in peÜinden hiç ayrÎlmÎyordu. Bir aracÎ eline almasÎ yetiyordu, çocuklar ona yardÎm etmek için toplanÎyordu. SÎrrÎnÎ öÚrenmek istedim. “Dikkat çabamÎz, çalÎÜmayÎ canlÎ kÎlÎyor,” dedi. “ÇocuklarÎn daha dikkatli olmasÎnÎ istiyorsak, önce kendimiz daha dikkatli olmalÎyÎz. Dikkatli olmadÎÚÎmÎzda, gün sÎradanlaÜÎyor ve çocuk bunun nedenini bilmeden hayal kÎrÎklÎÚÎna uÚruyor. SÎkÎlÎyorlar ve isyan ediyorlar.

EKÝM 2012 • 49

Geçen hafta, ekibimdeki çocuklar marangozluk atölyesinde tamamen kontrolden çÎkmÎÜtÎ,” diye devam etti. “Hiçbir Üey demeden araçlarÎmÎ elime aldÎm ve mümkün olabildiÚince sÎkÎ bir biçimde çalÎÜmaya baÜladÎm. OnlarÎ hiç konuÜmadan çalÎÜmaya katmak istedim. Çocuklardan biri yaklaÜtÎ ve çalÎÜmaya baÜladÎ, sonra onu bir baÜkasÎ takip etti…” ÇocuklarÎn durumu, bizim durumumuzun bir aynasÎydÎ. YetiÜkinler iÜin içine girince, çocuklar baÜarÎlÎ oluyordu ve bizim ilgimiz, onlarÎ ilgisini besliyordu. DalgÎn ve ilgisiz olduÚumuzda, çocuklar amaçsÎz ve huzursuz oluyordu. Kendi çalÎÜmamÎza odaklandÎÚÎmÎzda, onlarÎnkini etkilemiyorduk. Hiçbir baskÎ olmaksÎzÎn onlarÎ denemeleri için özgür bÎrakÎyorduk. Onlar da kendilerine güvenildiÚini hissediyordu. ÇocuklarÎn söylediklerini ya da yaptÎklarÎnÎ eleÜtirmemeye özen gösteriyorduk. Söylediklerinde ve yaptÎklarÎndaki mücadele unsurunu bulup onu takdir etmeye çalÎÜÎyorduk.

ÇocuklarÎn, çabalarÎnÎn görüldüÚünü, algÎlandÎÚÎnÎ ve çabalarÎna deÚer verildiÚini hissetmesi gerekiyordu. Bu onlarÎ tekrar denemeye yüreklendiriyordu. Madam de Salzmann’În söylediÚi gibi, onlarÎ yükseltmek önemliydi. (Salzmann bunu söylerken eliyle yukarÎ kaldÎrma hareketi yapardÎ.) YetiÜkinler çoÚu zaman eleÜtirileriyle çocuklarÎ aÜaÚÎ çeker ve istemeyerek de olsa onlarÎ daha çok çaba sarf etmekten alÎkoyar. Bu çok hassas bir iÜti. Kendi çocukluÚumuzdan kalma otomatik ebeveynlik yöntemlerini gözden geçirmek için gerçekten düÜünmemiz ve kendi adÎmÎza mücadele etmemiz gerekiyordu. Birçok insan, çocuklarÎ alÎÜÎlagelmiÜ bir biçimde eleÜtirerek onlarÎ geliÜtirebileceÚine inanÎr ama bu otomatik eleÜtirileri bir kenara bÎrakmamÎz gerekiyordu. EleÜtirinin tek gerçek sonucu, çocuklarÎ yeniden denemekten alÎkoymaktÎr. r Çeviren: Tufan Göbekçin.

50 • RUH ve MADDE

R

PsiÜik VarlÎk ve Psikolojik SaÚlÎk Mirra Alfassa (Anne)

AHATLIK ve huzur, içeride çok derin ve uzak hissedilir çünkü bunlar psiÜik varlÎktadÎr ve psiÜik varlÎk da bizde zihin ve yaÜamsal parça tarafÎndan üstü örtülmüÜ bir halde çok derinlerdedir. Derin düÜündüÚünüzde psiÜiÚe açÎlÎrsÎnÎz, içinizde derinlerde yatan psiÜik Üuurunuzun farkÎna varÎrsÎnÎz ve bu Üeyleri hissedersiniz. Bu, rahatlÎk, huzur ve mutluluÚun güçlü ve sürekli hale gelebilmesi ve tüm varlÎk ve bedende hissedilebilmesi için, içinizde daha da derinlere gitmeli ve psiÜiÚin tüm kuvvetini fiziksele taÜÎmalÎsÎnÎz. Bu, gerçek Üuuru amaçlayarak düzenli olarak gerçekleÜtirilecek konsantrasyon ve meditasyon ile çok kolayca yapÎlabilir. AyrÎca, çalÎÜarak, kendini adayarak ve çalÎÜmayÎ kendini düÜünmeden Kutsal için yaparak da baÜarÎlabilir. . .1 *** Ýnsan Üuurunda her Üey çok yavaÜtÎr. Bir Üeyi kavramak için gereken zamanÎ insan var oluÜunun ortalama uzunluÚuyla karÜÎlaÜtÎrdÎÚÎmÎzda, bu bitmez tükenmez görünür. Ama neyse ki insanÎn bu kavramdan kaçabileceÚi bir an gelir ve artÎk insani ölçütlere göre hissetmemeye baÜlar. Ýnsan psiÜik ile gerçekten temas haline geçer geçmez, bu tür bir darlÎk ve ÎstÎrabÎ da terk eder; bu ÎstÎrap çok kötüdür: “Acele etmeliyim, çabuk olmalÎyÎm, çok fazla zamanÎm yok, acele etmeliyim, çok fazla zaman kalmadÎ.” Ýnsan her Üeyi çok kötü bir biçimde yapar veya hiç yapmaz. Ama psiÜik ile temas kurulur kurulmaz, bu gerçekten de son bulur; insan biraz daha geniÜ, soÚukkanlÎ ve huzurlu olmaya ve sonsuzlukta yaÜamaya baÜlar.2 *** PsiÜik duruÜ, varlÎÚÎn hareketlerini yöneten psiÜiÚin, Üuurun tüm hareketlerinin efendisi olmasÎndan kaynaklanan varlÎk duruÜudur. PsiÜik her zaman dengede durur. Bu nedenle, aktif 1 Sri Aurobindo Birth Centenary Library, Bölüm 23 (Letters on Yoga), s. 738-9-19. 2 Collected Works of the Mother, Bölüm 6 (Questions and Answers 1954), s. 334.

EKÝM 2012 • 51

olduÚunda ve varlÎÚÎ yönettiÚinde, kaçÎnÎlmaz olarak bir denge getirir.3 *** Yeni öÚretmenler ve yeni öÚrenciler ulaÜmaya baÜladÎ, bazÎlarÎ dÎÜarÎdan geliyor ve ülkenin iklimine ve geleneklerine yabancÎlar. Ashram’a ilk geliÜleri ve buradaki hayat veya gelenekleri hakkÎnda hiçbir Üey bilmiyorlar. BazÎlarÎ zihinsel bir amaçla hizmet etmek veya öÚrenmek için geliyor; bazÎlarÎ yoga yapma, Kutsal’Î bulma ve O’nunla birleÜme umuduyla geliyor; bazÎlarÎ da kendilerini dünya üzerinde kutsal çalÎÜmaya tamamen adamak istedikleri için geliyor. Hepsi, onlarÎ kendilerini gerçekleÜtirmeye yönlendirmek isteyen psiÜik varlÎÚÎn etkisiyle buraya geliyor. PsiÜik varlÎk ön planda ve ÜuurlarÎnÎ yönetir halde; insanlarla ve olaylarla psiÜik bir temaslarÎ var. Onlara her Üey güzel ve iyi görünüyor; saÚlÎklarÎ iyileÜiyor, ÜuurlarÎ daha aydÎnlÎk hale geliyor; kendilerini mutlu, huzurlu ve güvenli hissediyorlar; ÜuurlarÎnÎn mümkün olabilecek en üst seviyesine ulaÜtÎklarÎnÎ düÜünüyorlar. PsiÜik temasÎn verdiÚi bu huzur, bütünlük ve mutluluÚu, doÚal olarak her yerde, her Üeyde ve herkeste buluyorlar. Bu, burada hüküm süren ve her Üeyi idare eden gerçek Üuura doÚru bir açÎklÎk sunar. Bu açÎklÎk bulunduÚu müddetçe, sözünü ettiÚimiz huzur, bütünlük ve mutluluÚun yanÎ sÎra, ilerlemenin doÚrudan sonuçlarÎ olarak fiziksel parçada saÚlÎk ve zindelik, yaÜamsal parçada sükunet ve iyi niyet, zihinsel parçada net anlayÎÜ ve geniÜlik ve genel bir güvenlik ve tatmin hissi de yaÜanÎr. Ama insanÎn psiÜik varlÎÚÎyla 3 A.g.e., s. 393.

sürekli temas halinde olmasÎ güçtür. SakinleÜtiÚinde ve yeni deneyimin tazeliÚi solmaya baÜladÎÚÎnda, eski kiÜi tüm alÎÜkanlÎklarÎ, tercihleri, küçük delilikleri, kusurlarÎ ve yanlÎÜ anlamalarÎyla birlikte tekrar yüzeye çÎkar; huzurun yerini huzursuzluk alÎr, mutluluk kaybolur, anlayÎÜ körelir ve burasÎnÎn baÜka herhangi bir yer gibi olduÚu hissi doÚar çünkü insan daha önce herhangi bir yerdeyken nasÎlsa o haline döner. Sadece baÜarÎlan Üeyleri görmek yerine, gittikçe daha çok ve neredeyse özellikle yapÎlmasÎ gereken Üeyleri fark etmeye baÜlar; asÎk suratlÎ ve hoÜnutsuz birine dönüÜür; kendini suçlamak yerine baÜka insanlarÎ ve olaylarÎ suçlar. RahatÎnÎn kaçtÎÚÎndan, iklimin tahammül edilemez olduÚundan, yemekleri sindirmenin ne kadar zor olduÚundan Üikayet eder. Sri Aurobindo’nun öÚretisinden yola çÎkarak ÜunlarÎ söyleyebiliriz: beden yoga için vazgeçilmez bir temeldir, bu nedenle ihmal edilmemesi gerekir, tam tersine bedene büyük bir özen göstermek gerekir ve fiziksel Üuur da neredeyse tamamen bedene odaklanÎr ve onu tatmin etmenin yollarÎnÎ arar. Bu birkaç istisna dÎÜÎnda pratik olarak imkansÎzdÎr; beden kendisine ne kadar çok Üey verilirse, o kadar fazlasÎnÎ ister. Üstelik fiziksel varlÎk cahil ve kördür; yanlÎÜ kavramlar, önyargÎlÎ fikirler, peÜin hükümler ve tercihlerle doludur. AslÎnda, bedenle verimli bir biçimde ilgilenemez. YalnÎzca psiÜik Üuur, doÚru Üeyi doÚru Üekilde yapmak için gereken bilgiye ve kavrayÎÜa sahiptir. Bu durumun çözümü nedir diye sorabilirsiniz. Çünkü kendimizi burada kötü bir döngünün içinde buluruz: psiÜikten kendimizi çekeriz ama problemlere çözüm bulabilecek

52 • RUH ve MADDE

olan psiÜiktir. Bu nedenle, bir tek çözüm vardÎr; tetikte olun, psiÜiÚe sÎkÎ sÎkÎya yapÎÜÎn, Üuurunuzdaki hiçbir Üeyin psiÜik varlÎÚÎnÎzla kendiniz arasÎna girmesine izin vermeyin, kulaklarÎnÎzÎ ve anlayÎÜÎnÎzÎ diÚer bütün telkinlere kapatÎn ve yalnÎzca psiÜiÚe kulak verin. . . .Tüm çabalarÎnÎza raÚmen, ufuk bazen kararÎrsa, umut ve mutluluk solarsa, coÜku sönerse, bunun psiÜik varlÎÚÎnÎzdan uzaklaÜtÎÚÎnÎzÎn ve onunla temasÎ yitirdiÚinizin bir iÜareti olduÚunu unutmayÎn. Böylece, suçu çevrenizdeki insanlara ve olaylara atma hatasÎndan uzak durabilirsiniz ve yaÜadÎÚÎnÎz ÎstÎraplarÎ ve güçlükleri yok yere arttÎrmamÎÜ olursunuz.4

r

Mirra Alfassa (Anne) 1878’te Paris’te doÚdu. Ruhsal geliÜimine uzun yÍllar içsel olarak rehberlik etmiÜ olan Sri Aurobindo ile 1914’te tanÍÜtÍ. 1920’de Sri Aurobindo’ya katÍldÍ. KasÍm 1926’da Sri Aurobindo AÜramÍ kurulduÚunda, onun 4 Collected Works of the Mother, Bölüm 12 (On Education), s. 45-47.

tüm maddesel ve ruhsal sorumluluÚu Sri Aurobindo tarafÍndan Anne’ye emanet edildi. Anne’nin yaklaÜÍk 50 yÍl süren rehberliÚinde aÜram, büyük ve çok-yönlü bir ruhsal birlik olarak geliÜti. 1952’de UluslararasÍ Sri Aurobindo EÚitim Merkezini kurdu ve 1973’te dünyadan ayrÍldÍ. The Mother (Anne) olarak da bilinir. YazarÎn Ýçten YaÜamak adlÎ kitabÎndan hazÎrlayan: Neslihan Kosova.

EKÝM 2012 • 53

RUHSAL AKTÜAL‹TE

Kazazedeleri Kurtaran Rüzgar

K

APTAN GEORGE LYMAN’În idare ettiÚi CANTON ismindeki gemi, bir

haftadÎr gayet elveriÜli bir rüzgar altÎnda tam yolla seyrediyordu. Ümit Burnu’nu dönmüÜler ve Hint Okyanusu’na doÚru yol alÎyorlardÎ ki, havada bir deÚiÜiklik oldu ve rüzgar aniden yön deÚiÜtirerek aksi istikametten kuvvetle esmeye baÜladÎ. Her türlü çareye baÜvurdularsa da gemiyi rotasÎna çeviremediler. Rüzgar adeta onlarla savaÜÎyordu. Saatlerce uÚraÜtÎlar, tehlikeli anlar yaÜadÎlar; bir kÎsÎm mürettebat adeta paniÚe kapÎlmÎÜtÎ. Kaptan bütün bu uÚraÜmalar esnasÎnda rüzgarÎn adeta doÚu istikametinden alÎkoyduÚunu fark etti. Ruhsal alemin varlÎÚÎna inanan kaptan, bu hali anlamlÎ buldu ve gemiyi zorlamayÎ bÎrakÎp rüzgara tabi olmaya karar verdi, rüzgarÎn onlarÎ sevk ettiÚi istikamet kuzey-batÎydÎ; bu tamamen aksi istikametleriydi. Acaba, rüzgar onlarÎ nereye götürecekti? Böylece gemi, rüzgarÎn emri altÎnda tam yolla, adeta Üevkle süzülüyordu. Ertesi gün sabah saat onda vardiyadaki adamÎn sesi herkesi yerinden hoplattÎ; ileride, deniz üzerinde bazÎ yüzen cisimler görmüÜtü. YaklaÜtÎklarÎ zaman bir gemi faciasÎnÎn kalÎntÎlarÎyla karÜÎlaÜtÎlar. Çevre sular yaÚ ile kaplÎydÎ. Gemi adamlarÎnÎn bazÎsÎ civarÎ dolanÎp kazazedeleri aramayÎ teklif ettiler. Fakat kaptan, kaÜlarÎnÎ çatarak ileri gidileceÚini emrini verdi. Esasen rüzgarÎn istikameti henüz deÚiÜmemiÜti. Tam iki saat sonra vardiya iki karartÎ gördüÚü haberini verdi. YaklaÜtÎklarÎnda iki cankurtaran sandalÎnÎ birbirine baÚlanmÎÜ buldular. Ýçlerinde bitap bir halde 16 denizci vardÎ. Derhal ip atarak onlarÎ yedeÚe aldÎlar ve merdiven indirdiler. Bunlar biraz evvel gördükleri facia bakiyesinin kurtulanlarÎydÎlar; Liverpool’a baÚlÎ MONARCH ÝSÝMLÝ Ýngiliz gemisinin mürettebatÎydÎlar. Gemilerinde yangÎn çÎkmÎÜ, sonra da infilak etmiÜti. Bunlar infilaktan evvel gemiyi terk edenlerdi. 24 saattir aç ve susuzdular. Canton’un bütün mürettebatÎ onlarla ilgilenirken rüzgar da adeta iÜini bitirmiÜ gibi istikametini deÚiÜtirmiÜti bile. Kaptan George, tornistan emrini verdi ve ufuklara bakarak derin derin düÜündü. r

54 • RUH ve MADDE

B

ÝR KÝÛÝ Üuur artÎÜÎnÎn ne anlama geldiÚini

Ûuur Nedir? Dr. Maurice Nicoll

kavrayamaz ve kendini çaresiz hissedebilir. Ûuur hakkÎnda hiç düÜünmemiÜse, yaÜanacak olan budur. Ûuuru hiç kuÜkusuz kanÎksamÎÜtÎr ve dolayÎsÎyla, onun ne olduÚunu hiçbir zaman düÜünmemiÜtir. Kendisinin yeterince Üuurlu olmadÎÚÎnÎ söyleyen öÚreti, onu ÜaÜÎrtÎr. Yumruk yiyen birinin Üuurunu kaybedeceÚini ve bir süre sonra yeniden kazanacaÚÎnÎ kabul edecektir. Bundan hareketle, bir insanÎn Üuura sahipken de sahip deÚilken de yaÜayabileceÚini kabul edecektir. Demek ki Üuurluluk hayatla özdeÜ deÚildir. Ûuurun enerjisi hayatÎn enerjisinden farklÎdÎr ve ÇalÎÜma, iÜte bu bakÎmdan, hangi miktarda olursa olsun hayat enerjisinin Üuur yaratamayacaÚÎnÎ söylemektedir, tÎpkÎ hangi miktarda olursa olsun ÎsÎ gibi bir äziksel enerjinin hayat yaratamamasÎ gibi. Bu baÚlamda kullanÎlan çizim aÜaÚÎdaki gibidir: Daha Yüce Zihin Ûuurun Enerjisi PsiÜik Enerji Hayat Enerjisi Mekanik Enerji BunlarÎn -hangi miktarda olursa olsun- hiçbiri diÚerini yaratamaz. Bu, onlarÎn birbirleriyle birleÜmediklerini, yani farklÎ seviyelerde ve farklÎ derecelerde olduklarÎnÎ göstermektedir. ÖrneÚin, bir bebek psiÜik hayata sahip olmazdan önce yaÜamsal enerjiye sahiptir ve

EKÝM 2012 • 55

Üuura sahip olmazdan önce bir psiÜik hayata sahiptir ama bunlar farklÎ düzlemlerdedir. Bunlar gözün görüÜü ile zihnin görüÜü kadar birbirinden farklÎdÎrlar. BunlarÎn -hangi miktarda olursa olsun- hiçbiri diÚerini üretmeyecektir. Bu çizim, Üuurun enerjisi ve onun enerjiler ölçeÚindeki yüksek yeri üstünde kiÜinin derinden düÜünmesine yardÎmcÎ olur. Ûuurun belirgin ve ayrÎ bir Üey olduÚunun ve tÎpkÎ diÚer enerjiler gibi azalÎp artabileceÚinin bu çizimden yararlanarak görülebilmesine yardÎm eder. KavramamÎz gereken bir sonraki nokta Üuurun hafÎza, düÜünce, his, duyum veya hareket olmadÎÚÎdÎr. Ûuur psiÜik bir iÜlem deÚildir. Çok karmaÜÎk psiÜik iÜlemler, Üuur olmaksÎzÎn da gerçekleÜebilir. ÖrneÚin, hareket merkezinin zihni patenle kayarken veya piyano çalarken çok karmaÜÎk Üeyler yapabilir ama bunlarÎ -genellikleÜuur olmaksÎzÎn yapar. Bedendeki her türlü zeki dönüÜümler ve ayarlamalar da Üuur olmaksÎzÎn sürekli olarak gerçekleÜmektedir. HafÎzanÎn Üuur olmadÎÚÎnÎ söylemek özellikle çok önemlidir. HafÎza ve Üuur aynÎ deÚildir. Bu, üzerinde düÜünmeyi gerektirir. El fenerinizden çÎkan ÎÜÎkla, onun aydÎnlattÎÚÎ yol nasÎl birbirinden farklÎysa hafÎza ile Üuur da birbirinden o kadar farklÎdÎr. OnlarÎn aynÎ olduklarÎnÎ düÜünemezsiniz. AynÎ Üekilde, Üuur ile düÜünce, his veya duyumlarÎnÎz da aynÎ Üey deÚildir. Ûuur aracÎlÎÚÎyla onlarÎn içerik olarak farkÎna varÎrsÎnÎz ama bu onlarÎn tek ve aynÎ Üey olduklarÎ anlamÎna gelmez. AslÎnda, Üuur herhangi bir içerik olmaksÎzÎn var olabilir. Bir sonraki nokta ise Üuurun

mekanik artÎrÎlamayacaÚÎdÎr. Hiçbir mekanik süreç, Üuur artÎÜÎna yol açmayacaktÎr. ÇalÎÜma’nÎn amacÎ Üuuru artÎrmak olduÚu için mekanik hiçbir Üeyin bu artÎÜÎ saÚlamayacaÚÎnÎ da hatÎrlamalÎyÎz. Burada, kendi baÜÎnÎza bulmanÎz gereken ilginç bir Üey yatmaktadÎr, dolayÎsÎyla da bunun ne olduÚunu sormanÎn hiçbir faydasÎ yoktur. Ama Üu sonuç oldukça nettir: Ûuur ancak Üuurun kullanÎlmasÎyla artÎrÎlabilir. DoÚal olarak, bize baÜlangÎçta az miktarda bir Üuur verilmiÜtir. Bu ise ancak Üuurlu çabalar aracÎlÎÚÎyla artÎrÎlabilir. Günlük çalÎÜma rutinine ait mekanik çabalar bunu artÎrmayacaktÎr. Ama mekanikliÚe Üuurlu karÜÎ koymak, bunu artÎracaktÎr. Demek ki Üuur çok garip bir Üeydir. DoÚru koÜullar altÎnda kendini sonsuzca çoÚaltabilen maya gibidir. Ama bu karÜÎlaÜtÎrma, bize Üuur hakkÎnda doÚru bir äkir vermez. Ûuur ne maya gibidir ne de yaÜamsal enerjiden veya psiÜik enerjiden aÜama aÜama evrimleÜen bir Üeydir. Ûuur eÜsiz bir Üeydir. Temasa geçtiÚimiz bir Üeydir. Yüksek frekanstaki bir titreÜimler grubudur ve tÎpkÎ ÎÜÎk gibi, bizim onunla temasÎmÎzdan ayrÎ olarak var olur. Gözlerimizi kapatmamÎza veya kör olmamÎza raÚmen o, äziksel ÎÜÎk gibi sabittir ve her zaman oradadÎr. Bu Üuur ÎÜÎÚÎnÎn çok azÎnÎ alÎrÎz. Bizler neredeyse körüz. ArtÎrÎlmasÎ gereken Üey ÎÜÎk deÚil de onunla olan temasÎmÎzdÎr. Ûuuru alÎÜ noktamÎz deÚiÜmelidir. O zaman daha çok Üuur alÎnÎr. Sahip olduÚumuz küçük Üuurla çalÎÜmaya baÜlamamÎz gerekir. ÖzdeÜleÜip de bunu çarçur etmemeyi amaçlarÎz. Ama insanlar sahip olduklarÎ küçük Üuuru bile heba etmektedirler. Uyanmak, Üuurun

56 • RUH ve MADDE

karanlÎk yerlere nüfuz etmesine izin vererek daha çok ÜuurlanmaktÎr. Kendini gözlemlemenin, bizdeki karanlÎÚa ÎÜÎÚÎn süzülmesine izin verdiÚi iÜte bu nedenle söylenmektedir. Yuhanna’da Üöyle denir: “IÜÎk karanlÎkta parlar. KaranlÎk onu alt edemedi.” (Yuhanna, 1:5) Demek ki bu ÇalÎÜma’nÎn sunulduÚu ama ÇalÎÜma’ya kapÎ

açmayan herkes için durum böyledir. KiÜi, ÇalÎÜma’nÎn içeri girmesine izin vermez. IÜÎÚÎ görür ama ÇalÎÜma’yÎ içeriye doÚru, yani kendi karanlÎÚÎnÎn üzerine doÚru çevirmediÚi için onu kavrayamaz. r YazarÎn Gurdjieff ve Ouspensky ÖÚretisi Üstüne Psikolojik Yorumlar adlÎ kitabÎnÎn 5. cildinden hazÎrlayan: Neslihan Kosova.

EKÝM 2012 • 57

SEMBOLLERDEN SEÇMELER

HÎzÎr “ÝnsanlarÍn tekamüllerinin ölçülme kÍstaslarÍndan bir de fedakarlÍk fikirleridir.(...) Ýnsanüstü varlÍklardaki düÜünce Üöyledir: Kimse kimseye borçlu deÚildir, herkes vazifeye borçludur; yapÍlan hareket gereklidir ve gerekli olduÚu için yapÍlmaktadÍr.(..) Ýnsanüstü âlemlerde insan anlayÍÜÍ ile yapÍlan harekete fedakarlÍk denilmez. Bir insan, yaptÍÚÍ hareketin fedakarlÍk olduÚunu bildiÚi sürece insandÍr; tersine, bu hareketin vazife olduÚunu bildiÚi, bu hareketten ne maddi ne de manevi bir Üey beklemediÚi, bu hareketinin kendi tekamülünde bir etken olacaÚÍ zannÍna kapÍlmadÍÚÍ ve hatta – bu hareketi sÍrasÍnda yararlÍ olsa da- bu yararÍn sonucundan kendisi için hiçbir fayda beklemediÚi zaman, artÍk ‘insanüstü’ olmuÜtur.” (TebliÚ, Kemal Yolcusu)

H

IZIR SEMBOL‹ZM‹NE daha çok Ýslami tradisyonlarda rastlanÎr. Bu

tradisyonlara göre ‘ölümsüzlük içkisi’ni (Ô) içmiÜ olduÚundan ölümsüzdür, bir görünür bir kaybolur, görünen ve görünmeyen âlem arasÎnda gidip gelir; vazifelendirildiÚinde darda kalanlara yardÎm edebilir; oturduÚu yerde sararmÎÜ otlar yeÜerir (adÎ bu yüzden HÎzÎr’dÎr; Arapça’da “yeÜil” anlamÎna gelir); çeÜitli kÎlÎklara girebilir, zaman ve mekan onun için baÚlayÎcÎ unsurlar olmaktan çÎkmÎÜtÎr. Tasavvufta sezgisel açÎklÎk ve kalbi dua haline HÎzÎr hali, zamanÎn kutbuna ise zamanÎn HÎzÎr’Î (HÎzÎr-Î vakit) denir. HÎzÎr sembolizminde, doÚum yoluyla veya Dünya-dÎÜÎ yollarla yeryüzüne gelmiÜ, yüksek Ruhsal Plan’larla sürekli bir irtibat haline girebilmiÜ ve o Plan’larla ya da o Plan’lardan kaynaklanan tesirlerle özdeÜ hale gelmiÜ vazifeli varlÎklar simgelenir. HÎzÎr’În abÎ-hayat suyunu içerek ölümsüzlüÚe kavuÜmasÎ sembolizmi Ýbrani tradisyonunda balÎk ve deniz sembolleriyle iliÜkilendirilen, YeÜua ile Ýlya’nÎn öyküsünde, Ýslami tradisyonda ise Musa peygamber ile HÎzÎr’În ya da YuÜa’nÎn öyküsünde iÜlenir. HÎzÎr BatÎnilik’te zamanÎnÎn yasa koyucusu ve kutbu olarak kabul edilir ki, hiyerarÜik ve ilmî açÎdan Musa Peygamber’den daha yüksek konumda gösterilir. Çünkü Musa Peygamber o’ndan sahip olduÚu ilahi ilmin bir parçasÎnÎ kendisine öÚretmesini istemiÜtir. Kuran’da (18/60-82) sözü edilen, Musa Peygamber’e baÜlangÎçta kötü gibi görünen fakat kendisine nedenleri açÎklandÎkça anladÎÚÎ, HÎzÎr’În yaptÎÚÎ gemiyi delme, bir çocuÚu öldürme, duvarÎ ücretsiz doÚrultma davranÎÜlarÎnda, HÎzÎr, idrak sahibi, bilgili, vazifeli bir varlÎÚÎ simgeler. Bu olaylarda, bilgisizce, fakat samimi davranÎÜlar içerisinde bulunan “vicdan realitesi”ndeki kimse ile “vazife realitesi”ndeki bilgili bir kimsenin karÜÎlaÜtÎrÎlmasÎ sembolize edilmektedir. r

58 • RUH ve MADDE

J

HABER

BÝLYAY’da Ûamanik Yolculuk

UANITA PUDDIFOOT eÜliÚinde Ûamanik Yolculuk atölye çalÎÜmasÎnÎn birinci bölümü Bilyay VakfÎnda 8-9 Eylül tarihlerinde gerçekleÜtirildi. Bu atölye çalÎÜmasÎnda öÚrendiÚimiz bilgilere göre; tarih boyunca farklÎ ülkelerin ÜamanlarÎnÎn kadim “sanatlarΔ halklarÎna ve topluluklarÎna hizmet etmek amacÎyla gerçekliÚin farklÎ boyutlarÎnda yürüme becerilerini kullanmaktaydÎ. Bu ise Üifa, koruma veya sürülerin nerede olduÚu veya avÎn baÜarÎlÎ olup olmayacaÚÎ gibi sorularÎn yanÎtlarÎnÎ bulmak için yapÎlabilirdi. Ûamanlar farkÎndalÎk algÎlarÎnÎ geniÜletirler ve trans halleri aracÎlÎÚÎyla baÜka dünyalara “yolculuk” ederek varlÎklarla iletiÜime geçer ve geriye dönerken rehberlik, Üifa, reçeteler veya yapÎlacak törenler ve adaklara dair bilgi ile dönerlerdi. YolculuÚa çÎkÎp “bütün enerjilerin baÚlantÎda olduÚu” Evrensel Enerjiyle baÚlantÎya geçtiÚimizde aslÎnda kendi enerji alanlarÎmÎzÎ yeniden uyandÎrmaktayÎzdÎr. Bu farkÎndalÎkla, bilgiyi arayabilir, anlayÎÜa ve yaÜamlarÎmÎzÎ deÚiÜtirmeye yardÎm edecek rehberliÚe ulaÜabiliriz. Ûamanik yolculuk bize, baÜka dünyalara/ gerçekliklere nasÎl eriÜebileceÚimize dair bir yapÎ saÚlar ve yaÜam gücümüzü uyandÎrarak kendimizin üzücü veya travmatik deneyimlerin ardÎndan parçalanÎp ayrÎlan parçalarÎyla yeniden baÚlanmanÎn yolunu sunar. Bu iki günlük çalÎÜmada, günlük hayatÎmÎzda Üifa ve rehberlik almak için kullanÎlabilecek hem bir ayna hem de bir harita olan Ûifa Çemberi’ni keÜfe çÎktÎk. Dört yöne yolculuk yapmayÎ deneyimledik; kuzey, güney, batÎ ve doÚuya yolculuk. Her bir yön erk nitelikleriyle ilintili olduÚunu ve kendi içsel dünyamÎza “kapÎlar” açabildimizi ve bu niteliklere nasÎl Üifa getireceÚimize dair rehberliÚe eriÜmemizi saÚlayabileceÚini gördük. YardÎmcÎ unsurlarla karÜÎlaÜmak ve rehberlik edinmek üzere Üamanik alt ve üst dünyalara nasÎl yolculuk edileceÚini öÚrendik. Deneyimi yoÚunlaÜtÎrmak

EKÝM 2012 • 59

için niyetinizi, sorularÎnÎzÎ ve trans hareketlerini deneyimlemeyi nasÎl ifade etmeniz gerektiÚini anladÎk. AyrÎca Juanita Puddifoot, 11 Eylül’de Bilyay VakfÎ konferans salonunda dinleyicilere temel bilgilerle ilgili bir de konferans verdi. http://new.livestream. com/bilyay adresinden bu konferansÎ tekrar izleyebilirsiniz. Ûamanik Yolculuk Atölye ÇalÎÜmasÎ birinci bölüm 1 ve 2 AralÎk tarihlerinde Bilyay VakfÎnda tekrar düzenlenecek. AyrÎntÎlÎ bilgi için Bilyay VakfÎna baÜvurabilirsiniz. EÚitmenliÚi, alçakgönüllülüÚü ve rehberliÚi için Juanita’ya teÜekkür ediyoruz. r

60 • RUH ve MADDE

A

Astroloji: Kozmosun Dili Dilek YÍlmaz

STROLOJÝYÝ tanÎmlamak kuÜkusuz kolay ve basit deÚildir. Astrolojinin giderek popüler olduÚu ve astrolojik bilgilerin özünden uzak ve sulandÎrÎlarak verildiÚi günümüz medyasÎnda, kadim astroloji ilimi gazete ve dergilerde sadece GüneÜ burçlarÎndan ibaretmiÜ gibi sunulmakta ve misal olarak Aslan burcu Akrep burcuyla anlaÜÎr mÎ gibi yüzeysel sorulara muhatap kalmaktadÎr. Astroloji; kökleri Latince olan “Astro” (YÎldÎz, TakÎmyÎldÎzÎ) ve “Logia” (Ýlke, Ýlim) sözcüklerinin bir araya geliÜinden türemiÜtir ve “YÎldÎz Ýlimi” anlamÎna gelmektedir. Astroloji kökleri çok eski tarihlere uzanan kadim bir ilimdir. Göksel enerjilerin, hayatÎmÎz ve psiÜemiz (ruhumuz) üzerindeki etkilerini ve anlamÎnÎ araÜtÎrÎr ve gökyüzünde olan olaylar ile yeryüzünde olan olaylar arasÎndaki senkronizasyonu yani eÜzamanlÎlÎÚÎ inceler. Astroloji; dünyanÎn GüneÜ etrafÎnda 365 günde bir tur atarak yÎllarÎ, aylarÎ ve günleri oluÜturduÚu DÎÜsal Zamana karÜÎlÎk, bir de Ýçsel ZamanÎmÎza karÜÎlÎk gelen tesirlere, enerjilere ve eÜzamanlÎlÎklara dikkat çeker. Astrolojinin temel alfabesi; güneÜ sistemindeki gezegenlerden, sabit yÎldÎzlardan, zodyaktaki burçlardan, açÎlardan ve evlerden (yaÜam alanlarÎ) oluÜur. Astrolojik doÚum haritasÎ kozmosun enerjilerini ve ritimlerini, özellikle her bireyin içinde nasÎl iÜlediklerini anlamamÎzÎ saÚlayan graäktir. Astroloji evrensel prensiplerin dili, bir bireyin yaÜamdaki düzen ve biçimini anlamanÎn yolu ve her insanÎn evrensel faktörlerle birliÚini sembolize etmenin biçimidir. Astrolojinin en temel aracÎ ise doÚum haritasÎdÎr. DoÚum haritasÎ ya da horoskop, belirli bir yer ve zaman koordinatÎna göre çÎkartÎlmÎÜ bir haritadÎr. Astroloji, çok yaygÎn olan kanÎnÎn aksine, sadece insanlarÎn gelecekte baÜlarÎna neler geleceÚiyle ilgilenmez. Tüm insan hayatÎnÎ ve tarihsel döngüleri de inceler. DoÚumla beraber baÜlayan süreçte çocukluÚu, insan iliÜkileri, kiÜinin imajÎ (yükselen burç), baÜkalarÎna projekte ettiÚi duygularÎ ve beklentileri, geçmiÜten getirdiÚi davranÎÜ ve enerji kalÎplarÎ ve Üimdi gitmesi ve

EKÝM 2012 • 61

geliÜtirmesi gereken yönleri ve özellikleri hakkÎnda bilgi verir. Astroloji, insanÎn en geniÜ ölçekteki bütünün yani makrokozmos içerisindeki rolünü keÜfetmeye ve insanÎn kendisini bilmeye yardÎm eden temel araçlardan birisidir. Astroloji hakkÎnda var olan en yaygÎn yanlÎÜ inanÎÜlardan bir tanesi de, gezegenlerin bizim hayatÎmÎzÎn nasÎl olacaÚÎna nasÎl karar vereceÚi, bizim kendi irademiz ve seçme özgürlüÚümüz varken, gökyüzündeki olaylarÎn bizim hayatÎmÎza nasÎl etki edebileceÚi yönündeki anlayÎÜtÎr. SanÎldÎÚÎnÎn aksine, gökyüzündeki hareketler ve gezegenler bizim hayatÎmÎzda ne olacaÚÎna karar vermez ya da yönlendirmez, sadece döngüsel hareketleri ve diziliÜleriyle bize nelerin zamanÎnÎn geldiÚine iÜaret eder. KÎsacasÎ, zamanÎn kalitesini hakkÎnda bize bilgi verir. Astrolog ise, bu sembolleri okuyan kiÜidir. Bunlar hakkÎnda iyi bir analiz yapabilmek için astroloÚun astroloji hakkÎnda iyi bir eÚitime, içgörüye, farkÎndalÎÚa sahip olmasÎ ve psikoloji, sosyoloji, politika, tarih, dünya tarihi hakkÎnda da bilgi sahibi olmasÎ gerekir. DoÚum haritasÎnÎ

yorumlarken, açÎlar, türev, matematik ve geometrinin olduÚu hesaplamalarÎ kullanÎr. Ülkemizde astroloji eÚitimi ortalama 3-4 yÎl sürmektedir. YurtdÎÜÎndaki astroloji okullarÎnda ise eÚitim daha da uzun sürmektedir. Astroloji deÚiÜik uygulama alanlarÎna sahiptir: öngörüsel (predictive) astroloji, saat (horary) astrolojisi, seçimsel astroloji, medikal astroloji, dünya astrolojisi, änansal astroloji, sinastri (harita karÜÎlaÜtÎrma) gibi.

Mikrokozmos-Makrokozmos

A

STROLOJÝNÝN en eski köklerine doÚru uzanÎrsak, Hermetik öÚretiyi incelememiz gerekir. Kadim MÎsÎr’da TanrÎlarÎn Habercisi olarak adÎ geçen ve hem kral, hem rahip hem de din kurucu olmasÎ nedeniyle adÎ Üç Kere Büyük anlamÎna gelen Hermes Trismegistus’tan, Eski Yunanca metinlerde majinin, simyanÎn, astronominin, astrolojinin ve tÎbbÎn kurucusu olarak söz edilir. O; kadim MÎsÎr’da Thoth, Roma’da ise Merkür idi. Merkür, astrolojide

62 • RUH ve MADDE

iletiÜimin, haberleÜmenin, rasyonel aklÎn, ticaretin, lisanÎn, fikirlerin ve düÜüncelerin tanrÎsÎdÎr. Kimilerine göre Hermes Trismegistus bir inisiye idi, dolayÎsÎyla öÚretisi ezoterik bilgilerden oluÜuyordu. Eski Yunan yazarlarÎna göre bu ezoterik öÚreti MÎsÎr’În özellikle Teb ve Memphis tapÎnaklarÎndaki inisiyasyonlarda öÚretiliyordu. Hermes’in astrolojiyi medikal ve terapötik alanda kullanmak üzere öÚrettiÚi Sacred Book of Hermes to Asclepius (Hermes’ten Asclepius’a Kutsal Kitap) adlÎ kitapta anlatÎlmaktadÎr. Asclepius, eski Yunan öÚretilerinde tÎbbÎn ve ÜifanÎn tanrÎsÎdÎr. Hermes’in Asclepius’a astrolojinin medikal alanda kullanÎmÎ konusunda bilgiler vermiÜtir. Hermetik öÚretiye göre, insan yani mikrokozmos, makrokozmosun yani evrenin bir yansÎmasÎdÎr. YukarÎda ne varsa, aÜaÚÎda da o vardÎr. DolayÎsÎyla, insan ve evren bir bütündür ve birbirlerine karÜÎlÎklÎlÎk ilkesi ile

baÚlÎdÎrlar. ÝnsanoÚlu, kozmosdan ayrÎ yaÜayan bir parça ya da ada deÚildir. NasÎl ki, dünyanÎn uydusu olan Ay, çekim gücüyle gel-gitleri, sularÎ, okyanuslarÎ ve aynÎ zamanda dünya etrafÎnda 28-29 güne karÜÎlÎk gelen aylÎk dönüÜüyle kadÎnlarÎn aybaÜÎ döngülerini etkileyebiliyorsa, diÚer gezegenlerin ve gökyüzü hareketlerinin de manyetik alanlarÎndan etkileniyor olmak aynÎ Üekilde olasÎdÎr. Ünlü Ýslam düÜünürü ve Üairi Ýbn-i Arabi ise bu konu hakkÎnda Üöyle demiÜ: "...Küçük insan, Büyük Alem'in (makro-kozmos) bir minyatürüdür... Ýnsan varlÎÚÎ, alemden daha da küçük olsa da, o Büyük Alem'in bütün hakikatlerini kendisinde toplamaktadÎr. Bu sebepledir ki, bilge insanlar, bu aleme Büyük Ýnsan (Ýnsan-Î Sebir) adÎnÎ veriyorlar..." Astroloji, doÚru bir Üekilde öÚrenildiÚinde ve uygulandÎÚÎnda, kiÜisel potansiyelimizi tanÎmak, artÎ ve eksilerimizi görüp farkÎndalÎÚÎmÎz arttÎrmak, olgunlaÜÎp tekamül etmek adÎna hangi hayat derslerinden geçeceÚimizi anlamak, bakÎÜ açÎmÎzÎ geniÜletmek ve zamanÎn kalitesini anlamak adÎna çok faydalÎ olacaktÎr. YazÎmÎ, çalÎÜmalarÎnda astrolojik sembolizmden yararlanan ve astrolojik arÜetiplerle çalÎÜan ünlü Ýsviçreli psikiyatr Dr. Carl Jung’un Üu sözleriyle bitirmek istiyorum: “Her insan belli bir anda belli bir yerde dünyaya gelir ve tÎpkÎ üzümün yetiÜtiÚi topraÚÎn ve fÎçÎya konulduÚu yÎlÎn izlerini taÜÎyan bir Üarap gibi, doÚduÚu zamanÎn ve mekanÎn kalitesini kiÜiliÚine yansÎtÎr.” r YararlanÎlan Kaynaklar: 1. Stephen Arrayo, Astroloji, Psikoloji ve Dört Element, Ýlhan YayÎnevi. 2. Robert Hand, Horoscope Symbols, Whitford Press.

EKÝM 2012 • 63

Etkinlikler B‹LYAY VAKFI ve MT‹A DERNEà‹ • SALI KONFERANSLARI (Saat: 19:30-21:00) 02 EK‹M Yaåam›n Ruhsal Kökenleri ................................. 09 EK‹M Kendini Bilmek ve Aåk ....................................... 16 EK‹M Derin An› ‹ålemi: DMP ....................................... 23 EK‹M Rüyalarda Bilgelik ............................................... 30 EK‹M Bilinç Uyan›klÎÚÎ .................................................

Alparslan CEBBAROàLU äebnem CEBBAROàLU Juanita PUDDIFOOT Tülin ETYEMEZ SCHIMBERG Zülal ÇEV‹K

Yer: Hasnun Galip Sok. Pembe Ç›kmaz› Zarifi Apt. No: 4/6 Beyo¤lu - ‹ST. • Tel: (0 212) 243 18 14–249 34 45 • Faks: (0 212) 252 07 18 • e-posta: [email protected] • www.bilyay.org.tr • www.bilyayakademi.net

‹ZM‹R RUHSAL ARAäTIRMALAR DERNEà‹ • SALI KONFERANSLARI (Saat: 19:30-21:00) 02 EK‹M Fark›ndal›k Süreci .............................................. Oya T‹MURDOàAN 16 EK‹M Rüyalar, Gerçeklik ve Bilinçd›å› ......................... Reåat GÜNER 30 EK‹M Ruhsall›k ve Zaman Enerjisi ............................... Nusret Sefa YILMAZ Yer : Mimar Sinan Mah. 1408 Sok. HacÍbey Apt. No:6/10 Alsancak-ÝZMÝR Tel: (0 232) 464 00 17 e-posta [email protected] * www.irad.org KatÍlÍm ücretsizdir. Yerimiz sÍnÍrlÍ olduÚundan etkinliklerimize kaydolmak için lütfen 14:00 - 17:00 satleri arasÍ 4640017 No'lu telefonumuzu arayÍnÍz.

ADANA RUHSAL ARAäTIRMALAR DERNEà‹ Cumartesi günleri Kendini Bilme çal›åmalar› yap›lmaktad›r. Çal›åmalara kat›lmak için lütfen kay›t yapt›r›n›z. Yer: Ramazano¤lu Cad. Kutlu Apt. K:1 D:2 01130 • Tel: (0 322) 454 60 29 e-posta: [email protected] • www.adrad.org

NOT: TÜM ‹LLER‹M‹ZDEK‹ ETK‹NL‹KLERE G‹R‹ä ÜCRETS‹Z VE SERBESTT‹R.

Ruh ve Madde Dergisi Ýstanbul SatÎÜ NoktalarÎÎ Bayi / MaÚaza

Semt

YakÎnÎnda bulun bulunan

Türkan Türk Nihat KoyunoÚlu Erkal/Cenk BoztaÜÎ Mephisto Gökmen (Hülyaa Kur Kurt) Metin Kur Kurt Ergün Er ün SarÎasl SarÎaslan Kadir Tuncer KabalcÎ ab M phi Mephisto Sem rka Semerkant ArkeoPera Nezih Kit Kitabevi Remzi Kitabevi R

KadÎköy KadÎköy köy KadÎköy köy KadÎköy Göztepe Üsküda Üsküdar BakÎrkö BakÎrköy ÛiÜli BeÜiktaÜ eÜiktaÜ BeyoÚlu BeyoÚlu Galatasaray

BeÜiktaÜ ktaÜ Ýskelesi skelesi keles BeÜiktaÜ ÝÝskelesi kel Eminönü ÝÝskelesi kel Postaha e Postahane Petrol Pe ol Oäsi ÝÝstasyonu asyonu BeÜiktaÜ eÜiktaÜ Ýskelesi ÝDO Ýskelesi ÛiÜli Camii Büyük BeÜiktaÜ ÇarÜÎsÎ Ýnci Pastanesi Erra Goppa Postahane

Ruh ve Madde Yay›nlar› Fiyat Listesi 12. Gezegen: Zecharia Sitchin ................................ 23 TL 300 Soruda Deneysel Ruhçuluk: Alparslan Salt, Özgü Elvan YÎlmaz .................. 15 TL Agarta: Rene Guenon............................................ 12 TL AkaÜik KayÍtlar: Rudolf Steiner.............................. 13 TL AteÜ Üstünde Yürüyenler: Joel Andre ..................... 5.5 TL Ayurveda: Roy Eugene Davis ................................. 11 TL Bagavatgita “Rab’bin Ezgisi” ................................... 11 TL BatÍk KÍta Mu'nun ÇocuklarÍ: James Churchward ........................................... 13 TL Beyaz Kartal/Güzel Hayat› Yaratmak ......................... 6 TL Bilinmeyen Gücümüz: Dean I. Radin ...................... 21 TL Ça¤lar Boyu Uçan Daireler ......................................... 9 TL Çocuklara Öyküler: Yavuz Keskin .............................. 6 TL ÇocuklarÍn Unutulan Dili: Lillian Firestone .......... 17 TL DDA–Evren Dili: Ingo Swann ................................. 11 TL Dinlemenin Zen’i: Rebecca Z. Shafir ...................... 19 TL Dünya Tarihçesi KeÜif Seferleri: Zecharia Sitchin .... 22 TL Edgar Cayce: Thomas Sugrue ................................ 25 TL Enerjiler: John G. Bennett........................................ 8 TL Enneadlar: Plotinos ................................................ 16 TL Eon: Jean E. Charon .............................................. 11 TL Eåzamanl›l›k: Allan CombsMark Holland ............. 10 TL Fallar: Walter B. Gibson–Litzka R. Gibson ............ 9 TL Geçmiå Yaåamlar›n›z› ‹yileåtirmek: Roger J. Woolger .............................................. 20 TL Gelece¤in Felaketleri: Alparslan Salt ........................ 7,5 TL Gerçek VarlÍk Ruhtur: Leon Denis ............................ 8 TL Gurdjieff ve Ouspensky ÖÚretisi Üstüne Psikolojik Yorumlar: 1.Cilt, Maurice Nicoll ....... 30 TL 2.Cilt, Maurice Nicoll ....... 30 TL Günlük Sofroloji: Jean Yves Pecollo ........................ 10 TL Herkes ‹çin Ötealem Rehberi: G.M. Roberts ............. 13 TL Her äey Mümkündür: Roy Eugene Davis ................ 10 TL Hinduizm: Swami Nikhilananda ........................... 15 TL Hint Kökenli Dinlerde Karma ‹nanc›n›n Tenasüh ‹nanc›yla ‹liåkisi: Dr. A. ‹. Yitik ............. 8 TL ‹çsel Gerçeklik: Paul Brunton .................................. 10 TL ‹ki Dünya Aras›nda: F. Wiedemann ....................... 14 TL Ýlahi KarÜÍlaÜmalar: Zecharia Sitchin..................... 22 TL ‹pnoz ve Ötesi: Lee Pulos .......................................... 9 TL ‹sa Keåmir'de mi Öldü?: S. Obermeier ..................... 8 TL ‹sis ve Osiris: Plutark ........................................... 13,5 TL Kader Sorunu: Leon Denis ..................................... 13 TL Kay›p Diyarlar: Zecharia Sitchin ............................ 18 TL KayÍp KÍta Mu: James Churchward ....................... 18 TL Kendini Bilen Evren: A. Goswami ........................... 22 TL Kozmik Sempati: David Spangler ............................ 17 TL Kozmik äifre: Zecharia Sitchin ............................. 19 TL Kriya Yoga Felsefesi ve Uygulamas›: R. Eugene Davis ............................................. 5,5 TL Kutsal Tesirler: J. G. Bennett ................................. 8,5 TL Küresellik: Cengiz Cevre ........................................... 7 TL Meta Ansiklopedi: Alparslan Salt-Cem ÇobanlÎ ..... 40 TL Ne ‹çin Yaå›yoruz?: J. G. Bennett ............................. .8 TL Otopsi Roswell Olay›: Y. Tokatl›................................. 9 TL Ölüm Sonras›: Colin Wilson ................................... 22 TL Ötealem Deneyleri: Dr. Gary Schwartz ..................... 19 TL

Ötealeme Geçerken Gördüklerimiz: Sir William Barrett ............................................. 8 TL Parapsikoloji ve Felsefe: David Ray Griffin ................. 9 TL Psikosentez: Will Parfitt ........................................ 10,5 TL Ruhlar KitabÍ: Allan Kardec ................................... 30 TL Ruhsal Alemin I囤›: Silver Birch ............................ 10 TL Ruhsal Alemin Sonsuz ‹mkanlar›: A. Pauchard.............. 6 TL Ruhsal Dünyadan Mesajlar 1: Dr. K. Nowotny ................10 TL Ruhsal Dünyadan Mesajlar 2: Dr. K. Nowotny ............. 11 TL Ruhsal Dünyadan Mesajlar 3: Dr. K. Nowotny ........... 10 TL Ruhun Güçleri: Leon Denis ..................................... 8 TL Rüyalar: Sevda Yücesoy.......................................... 15 TL Sevinç ve Güzellik Alemleri• Kader Bilmecesi: A. Pauchard .............................. 7 TL Semboller Ansiklopedisi: Alparslan Salt...........................30 TL TanrÍ'nÍn Eczanesinden SaÚlÍk: Maria Treben........ 20 TL Tekrardo¤uå 1. Cilt .................................................. 12 TL Tekrardo¤uå 2. Cilt .................................................. 13 TL Tekrardo¤uå 3. Cilt .................................................. 13 TL Tekrardo¤uåu KeÜfetmek: Hans TenDam ................. 28 TL Türkiye'de 1958 Öncesi AlÍnan Ruhsal TebliÚler: Derleyen ve TürkçeleÜtiren Alparslan Salt ....... 24 TL Umut Habercileri: Paola Giovetti ............................ 12 TL Uzay Gemilerinde: George Adamski ......................... 9 TL Ünlü Bir Medyomdan Astrolojik AçÍklamalar: John Willner .................................................... 22 TL Vizüalizasyon: Ursula Markham ............................ 10 TL Yeni Ça¤ Toplumunun ‹htiyaçlar›: J. G. Bennett............ 8 TL Yeni Çocuklar ve Ölüme Yak›n Deneyimler: P.M.H. Atwater ................................................... 17 TL Yüce Alemleri Bilmek: Rudolf Steiner...................... 13 TL Zaman Baålarken: Zecharia Sitchin ....................... 20 TL ***** Ruh ve Madde Dergisi (Her ay yay›nlan›r) .................... 5 TL (Yurt içi abone: Y›ll›k) .............................................. 60 TL (Yurt içi abone: Y›ll›k Ö¤renci) ................................. 52 TL (Yurt d›å› abone: Y›ll›k) .........................................75 Euro Ruh ve Madde Dergisi Ciltleri: 19 ............................. 10 TL Ruh ve Madde Dergisi Ciltleri: 34 ............................. 12 TL Ruh ve Madde Dergisi Ciltleri: 35 ............................. 14 TL Ruh ve Madde Dergisi Ciltleri: 36 ............................. 16 TL Ruh ve Madde Dergisi Ciltleri: 37 ............................. 18 TL Ruh ve Madde Dergisi Ciltleri: 38 ............................. 20 TL Ruh ve Madde Dergisi Ciltleri: 39 ............................. 22 TL Ruh ve Madde Dergisi Ciltleri: 40 ............................. 24 TL Ruh ve Madde Dergisi Ciltleri: 41 ............................. 26 TL Ruh ve Madde Dergisi Ciltleri: 42 ............................. 30 TL Ruh ve Madde Dergisi Ciltleri: 43 ............................. 34 TL Ruh ve Madde Dergisi Ciltleri: 44 ............................. 40 TL

Meta Yay›nlar› Fiyat Listesi Aslan HalkÍ: Murry Hope ....................................12 TL Astral Seyahat Teknikler: Nusret Sefa YÎlmaz ........................................22 TL Bir YaÜamÍnÍz Daha Olsa: Robert A. Johnson, Jerry M. Ruhl ................... 15 TL Ç›lg›n Sarkaç: Itzhak Bentov .................................. 18 TL Dikkat: Ruh EÜiniz ÇÍkabilir!: Janet Cunningham, Michael Ranucci ................................................... 12 TL Diyet ile Romatizma Tedavisi: J. V. Belle ....................... 11 TL Dünya'ya Mektup: Elia Wise ................................... 16 TL Emmanuel’in Kitab›: Judith Stanton, Pat Rodegast 18,5 TL Excido: Aysun Bitir .................................................... 10 TL Göksel ve Yersel Iå›nlar: Wilton Kullmann .................. 10 TL Hiçlik Denen Yer: Zeynep Camat ........................... 14 TL ‹çten D›åa De¤iåim Teknikleri: U. Markham .................. 11 TL ‹çten Yaåamak: Sri Aurobindo ve Anne ....................... 13 TL KainatÍn MasalÍ: Zeynep Zahal Camat .................... 14 TL Kendinizi Güvende Hissedin: William Bloom ........... 13 TL KÍyamet KitabÍ: Zeynep Zahal Camat ..................... 10 TL Koruyucu MeleÚiniz KonuÜuyor: Jonathan Cainer.... 13 TL Küçük Mucizeler: Judith Leventhal ........................ 11 TL Mandala: Helga Fiala ............................................ 18 TL Masumiyete Dönüå: J. M. Schwartz ......................... 16 TL Mong: Hendrick Vannek ....................................... 10 TL Neden Ben, Neden Bu, Neden Ûimdi: Robin Norwood ................................................ 14 TL Psiåik Korunma: Fadime Emir................................ 15 TL SQ: Ruhsal Zekam›zla Ba¤lant› Kurmak: D. Zohar–Dr. I. Marshall ................... 19 TL Strese Son!: Alix Kirsta ............................................ 20 TL Tui Na Çocuk Masaj›: M. Mercati ....................... 18,5 TL Yönlendirmeli GEVÛEME UygulamasÍ: ReÜat Güner (CD) ................................................ 11 TL Zararl› Iå›nlardan Korunma: W. Kullmann .................. 11 TL

Seçti¤iniz kitaplar› web sitemizden %20 indirimle sipariå edebilirsiniz: www.ruhvemadde.com

More Documents from "ErgunElmas"

February 2021 0